Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2021/39666 E. 2023/4259 K. 23.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/39666
KARAR NO : 2023/4259
KARAR TARİHİ : 23.05.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 … maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 … maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Şanlıurfa 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 28.01.2015 tarihli ve 2012/29 Esas, 2015/120 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında dolandırıcılık suçundan, 5237 sayılı … Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 157 nci maddesinin birinci fıkrası, 35 … maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 1 yıl 6 ay hapis ve 3.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
2. Şanlıurfa 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 28.01.2015 tarihli ve 2012/29 Esas, 2015/120 Karar sayılı kararının sanık tarafından temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 15. Ceza Dairesinin 21.11.2017 tarihli ve 2017/26133 Esas, 2017/24084 Karar sayılı kararı ile “27.12.2011 tarihli iddianamede, sanığın katılanı arayıp kendisini polis ve savcı olarak tanıtıp terör örgütünün adına kredi kartı ve telefon hattı çıkardığını söyleyip para istemek suretiyle dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edilmesi karşısında; eyleminin, hükümden sonra 02.12.2016 tarihli ve 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 14 üncü maddesi ile 5237 sayılı Kanun’un 158 … maddesinin birinci fıkrasına eklenen ( L ) bendi kapsamında öngörülen nitelikli dolandırıcılık fiiline ilişkin delillerin takdiri ve değerlendirme yetki ve görevinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerektiği zorunluluğu” nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.
3. Bozma sonrası Şanlıurfa 1. Ağır Ceza Mahkemesi, uzlaştırma işlemlerinin yürütülmesi için dosyayı uzlaşma bürosuna göndermiş ancak taraflar arasında uzlaşmanın sağlanamaması üzerine Şanlıurfa 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 04.04.2019 tarihli ve 2018/692 Esas, 2019/212 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında dolandırıcılık suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 157 nci maddesinin birinci fıkrası, 35 … maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 1 yıl 6 ay hapis ve 3.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz isteği; sanığın atılı suçu işlediğine dair delil olmadığına, eksik inceleme ve araştırma ile karar verildiğine, alt sınırdan uzaklaşılarak ceza verildiğine, sanığın lehine olan hükümlerin uygulanmadığına, kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Olay günü sanığın, kendisini polis ve savcı olarak tanıtarak 3 farklı GSM hattından şikayetçiye ait telefonu aradığı ve şikayetçiye hitaben “başka şahıs ya da şahısların adına kayıtlı kredi kartı ve telefon çıkarttıklarını, adına çıkartılan kredi kartıyla terör örgütüne malzeme alındığını” söylediği, şikayetçinin de sanığın hileli beyanlarına inanarak aynı gün Şanlıurfa il merkezine gittiği ve sanığın talimatıyla Şanlıurfa merkezden altın ve telefon almak istediği ancak kredi kartıyla alışverişi gerçekleştiremediğinden alamadığı, daha sonra sanığın şikayetçiyi Akçakale Yolu’na yönlendirdiği, şikayetçinin Akçakale Yolu’nun 12. kilometresinde bir petrol istasyonuna girdiği ve burada dolandırıldığını anlayarak kolluk kuvvetine haber verdiği, yapılan operasyonda sanığın dolandırıcılık eyleminde kullandığı GSM hatlarının sanığa ait araçta ezik ve kırık halde bulunduğu iddiasıyla sanık hakkında kamu davası açılmıştır.
2. Şikayetçi aşamalarda; “olay tarihinde telefonum çaldı, bu telefon sana mı ait diye biri söyledi, bende kendime ait olduğunu dedim, daha sonra kendisinin polis olduğunu söyledi, bana hitaben kimlik bilgilerimin ve kredi kartımın kayıp olup olmadığını sordu, bende kaybolmadığını söyledim, benim adıma kredi kartı ve telefon kartı çıkarttıklarını bunlarla da alış veriş yaptıklarını ve bu alış verişten dolayı paraların da terör örgütüne gittiğini bana söyledi, karakola gelmemi istedi, bende gitmedim, daha sonra başka bir telefonla emniyet amirine bağlıyoruz dediler, oradan da kendini emniyet amiri olarak tanıtan şahıs karakola gelmemi söyledi, bende gelemeyeceğimi söyledim, daha sonra farklı bir numaradan savcı olarak kendini tanıtan şahıs telefona çıktı, o da benden emniyete gelmemi istedi, ancak ben gelmeyeceğimi söyledim, ancak savcı olarak tanıtan kişi telefonda Şanlıurfa Emniyet Müdürlüğüne gelmemi talep etti, çok ısrar etti, ancak ben kabul etmedim, kabul etmeyince bana kanunlardan bahse etti, bende Şanlıurfaya gitmeye karar verdim, yolda sürekli telefonum açıktı, karşıdaki şahıs telefonu kapatmamı istemiyordu, Şanlıurfaya girdiğimde telefonda kredi kartıma para yatırıldığını söylediler, gidip o paraları alıp harcamamı istediler, bende daha sonra dolandırıldığımı anladım” şeklinde beyanlarda bulunmuştur.
3. Sanık savunmasında üzerine atılı suçu kabul etmemiştir.
4. Mahkemece, sanığın dolandırıcılığa teşebbüs suçunu işlediği kabul edilerek temyize konu mahkumiyet hükmü kurulmuştur.

IV. GEREKÇE
Dosya kapsamı itibariyle, sanığın mahkûmiyetine yönelik hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz sebepleri reddedilmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Şanlıurfa 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 04.04.2019 tarihli ve 2018/692 Esas, 2019/212 Karar sayılı kararında sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık müdafiinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

23.05.2023 tarihinde karar verildi.