Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2021/39647 E. 2023/3149 K. 25.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/39647
KARAR NO : 2023/3149
KARAR TARİHİ : 25.04.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
Bozma üzerine yapılan yargılamada, … 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 06.10.2020 tarihli ve 2019/417 Esas, 2020/287 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında dolandırıcılık suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 157 nci maddesinin birinci fıkrası, 52 nci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkraları ve 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 2 yıl hapis ve 30.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz isteği; hükmün usul ve yasaya aykırı olduğuna, delillerin takdirinde hata edildiğine, eksik inceleme ile hüküm kurulduğuna, lehe olan hükümlerin uygulanmadığına, re’sen gözetilecek nedenlere ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Mahkemece; sanığın, katılana ait telefonu arayarak kendisini emniyet mensubu olarak tanıttığı, katılana ait telefon hattının terör örgütünün eline geçtiğini, bu şahısları yakalamak için takipte olduklarını, kendisinin de bu şahısları yakalamak için para göndermesi gerektiğini belirttiği, katılanın da sanığa inanarak onun hesabına 397,00 TL ve 797,00 TL para havalesi yaptığı, hesabında bloke olması nedeniyle sanığın parayı çekemediği, savunmasında üzerine atılı suçlamayı kabul etmeyip M.K. isimli kişinin kendisinden kartını istediğini, kendisinin de parayı çekmesi için bu kişiye kartını verdiğini savunmuş ise de, sanığın M.K. isimli kişiye ait olduğunu belirttiği 0505…60 numaralı hattı kullanan S.G.nin tanık sıfatıyla alınan beyanında, söz konusu numaranın kendisine ait olduğunu, sanığı ve M.K. isimli bir kişiyi tanımadığını beyan etmiş olmasının yanı sıra Telekomünikasyon İletişim Başkanlığından temin edilen görüşme dökümlerinde sanığa ait numarayla M.K. isimli kişiye ait olduğunu belirttiği numara arasında herhangi bir görüşme gerçekleşmediğinin görüldüğü, cezadan kurtulma amacıyla hayali bir kişinin ismini verdiği anlaşılmakla savunmalarına itibar edilmediği, bu şekilde kendisini emniyet mensubu olarak tanıtarak katılandan haksız menfaat sağladığı sabit olduğundan, suç tarihi itibarıyla lehine olan düzenleme uyarınca basit dolandırıcılık suçundan cezalandırılmasına karar verilmiştir.
2. Sanığın üzerine atılı suçlamayı kabul etmediği belirlenmiştir.
3. Kolluk güçlerince tanzim olunan tutanaklar, kurumların cevabi yazıları, katılanın ve tanık S.G.nin beyanları, sanığın güncel adlî sicil kaydı dava dosyasında mevcuttur.
4. Yargıtay (Kapatılan) 15. Ceza Dairesinin 08.11.2017 tarihli ve 2017/23157 Esas, 2017/22676 Karar sayılı bozma kararına uyularak yargılamanın Ağır Ceza Mahkemesince yürütüldüğü; sanığa atılı suçun uzlaştırma kapsamında kaldığı cihetle, uzlaştırma prosedürünün tatbik edildiği ancak uzlaşmanın sağlanamadığı; Yargıtay (Kapatılan) 15. Ceza Dairesinin 23.09.2019 tarihli ve 2019/3602 Esas, 2019/8669 Karar sayılı bozma kararına uyularak sanığın sorgusunun yapıldığı anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
1. Sübuta ilişkin temyiz isteği yönünden; Mahkemenin gerekçesine olay ve olgular kısmının (1) numaralı paragrafında yer verildiği üzere mahkûmiyet hükmünün kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmediğinden hükümde hukuka aykırılık bulunmamış; lehe olan hükümlerin uygulanmadığına ilişkin temyiz isteği yönünden; Mahkemece sanık lehine sonuçlar içeren ilgili kanun maddelerinin değerlendirildiği, bu cihetten olmak üzere, 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesi kapsamında hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesi yönünden “Sanığın katılanın zararını hüküm aşamasına kadar tazmin etmemiş olması nedeniyle…” şeklindeki ve 5237 sayılı Kanun’un 51 inci maddesi kapsamında erteleme müessesesi yönünden “Sanığın suçun işlenmesinden sonra ve yargılama sürecinde gözlemlenen pişmanlıktan uzak hal ve tavırları dikkate alınarak verilen cezanın ertelenmesi durumunda tekrar suç işlemeyeceği hususunda mahkememizce olumlu kanaate varılamadığından…” şeklindeki yerinde, yeterli ve kanunî gerekçeler ile lehe hükümlerin uygulanmamasına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından hükümde bu yönüyle de hukuka aykırılık bulunmamıştır.
2. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle … 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 06.10.2020 tarihli ve 2019/417 Esas, 2020/287 Karar sayılı kararında sanık tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanığın temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

25.04.2023 tarihinde karar verildi.