YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/36325
KARAR NO : 2023/2624
KARAR TARİHİ : 05.04.2023
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkûmiyet
Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Gaziosmanpaşa 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin, 21.03.2014 tarihli ve 2012/931 Esas ve 2014/370 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında dolandırıcılık suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 157 nci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası ve 51 inci maddesi uyarınca 10 ay hapis ve 80,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, cezanın ertelenmesine ve denetim süresine tabi tutulmasına karar verilmiştir.
2. Gaziosmanpaşa 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin, 21.03.2014 tarihli ve 2012/931 Esas ve 2014/370 Karar sayılı kararının sanık ve katılan vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 15. Ceza Dairesinin 17.10.2017 tarihli ve 2017/20213 Esas, 2017/20450 Karar sayılı kararı ile hükümden sonra 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 14 üncü maddesi ile 5237 sayılı Kanun’un 158 inci maddesinin birinci fıkrasına eklenen (L) bendi kapsamında öngörülen nitelikli dolandırıcılık fiiline ilişkin delillerin takdiri ve değerlendirme yetki ve görevinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi zorunluluğu nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir.
3. İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 21.06.2019 tarihli ve 2018/335 Esas ve 2019/292 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında dolandırıcılık suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 157 nci maddesinin birinci fıkrası, 62 inci maddesi, 52 inci maddesinin ikinci fıkrası ve 53 üncü maddeleri 10 ay hapis ve 80,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık ve müdafinin temyizi, mahkumiyetine yetecek ölçüde şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığından beraat kararı verilmesi gerektiğine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
1. Olay tarihinde, sanığın katılanı arayarak kendisini polis amiri olarak tanıttığı, katılanın hesabından para çekildiğini, şahısları yakalamak için hesaba tekrar para yatırması gerektiğini söylediği, katılanın da sanığın yönlendirmesi ile 14.000,00 TL’yi … adına yatırdığı ve paranın aynı gün sanık tarafından banka şubesinden çekildiği anlaşılmış ve sanığın üzerine atılı suçu işlediği iddiası ile hakkında kamu davası açılmıştır.
2. Dosya arasında bulunan banka yazısına göre, paranın sanığın hesabına yatırıldığı ve yine hesaptan sanık tarafından çekildiği anlaşılmıştır.
3. Sanık savunmalarında suçlamaları kabul etmemiş, tanıdığı olan … …’nun kendisine gelerek hesaplarında bir sorun olduğunu, kendisine para geleceğini, hesabını kullanıp kullanamayacağını sorduğunu, kendisinin de bunu kabul ettiğini ve hesabına gelen parayı çekerek bu şahsa verdiğini, olayla bir ilgisinin olmadığını, … … isimli kişinin vefat ettiğini söylemiştir.
4. Sanığa yüklenen dolandırıcılık suçunun 6763 sayılı Kanun’un 34 üncü maddesi ile değişik 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253 ve 254 üncü maddeleri gereğince uzlaşma kapsamında olması nedeniyle, dosyanın uzlaştırma bürosuna tevdi edildiği ancak uzlaşmanın sağlanamadığı yönünde rapor düzenlendiği görülmüştür.
5. Mahkemece, sanığın hesabına yatırılan paranın aynı gün yine sanık tarafından çekilmesi ve tüm dosya kapsamı dikkate alındığında hileli hareketlerle katılandan haksız menfaat temin etmek şeklindeki eyleminin, suç tarihinden sonra 02/12/2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 14 üncü maddesi ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 158 inci maddesinin birinci fıkrasına eklenen (L) bendi kapsamında kaldığı belirlenerek, suç tarihinde (L) bendinin yürürlükte olmaması nedeniyle sanığın, lehine olan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 157 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca basit dolandırıcılık suçundan cezalandırılmasına ilişkin temyiz incelemesine konu mahkumiyet hükmü kurulmuştur.
IV. GEREKÇE
1. Sanık hakkında kurulan hükme yönelik temyiz sebeplerinin incelenmesinde, tüm dosya kapsamına göre yüklenen suçun sanık tarafından işlendiği ve unsurları itibariyle oluştuğu, bu yönüyle hükümde eksiklik bulunmadığının anlaşılması nedenleriyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.
2. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık ve müdafinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 21.06.2019 tarihli ve 2018/335 Esas ve 2019/292 Karar sayılı kararında sanık ve müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık ve müdafinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
05.04.2023 tarihinde karar verildi.