YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/36084
KARAR NO : 2022/4071
KARAR TARİHİ : 10.03.2022
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Kişinin, kendisini kamu görevlisi veya banka, sigorta, kredi kurumlarının çalışanı olarak tanıtması veya bu kurumlarla ilişkili olduğunu söylemesi suretiyle dolandırıcılık
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Yalnız yaşayan, emekli öğretmen olup 85 yaşındaki katılanı, kendilerini polis hakim savcı sıfatıyla tanıtarak arayıp katılan adına sahte kimlik çıkarıldığını, kimliğinin ve telefon numaralarının terör örgütü tarafından kullanıldığını, bu durumu ortaya çıkarmak için hesaplarının dondurulduğunu ve hesaplarındaki paralar üzerinde kriminal inceleme yapılması gerektiğine katılanı ikna edip 4 ayrı banka şubesinden toplam 240.000 TL parasını çektirip aldıkları, bilahare de evini sattırmak istediklerinde katılanın evine o gün ziyarete gelen bir arkadaşının uyarısı üzerine şikayetçi olmasıyla sanıkların suç üstü yakalandıkları iddia olunan olayda, sanıkların katılanın evinin sattırılmasına teşebbüs edilmesinin dışındaki önceden işlenen fiillere iştirak etmedikleri dikkate alınarak; tebliğnamede (1) numaralı düşüncede sanıklardan …..’ın savunmasının aksine cezalandırılmasına yeterli, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığından bahisle beraati yerine mahkumiyetine hükmedilmesinin yasaya aykırı olduğu yönünde görüş belirtilmişse de sanık …’ın taksici olmamasına rağmen yakıt parasına arkadaşı ….’ı suç mahalline getirdiği yönündeki savunmasının olay, yakalama tutanağı ve yargılama dosyası içeriğiyle örtüşmediği, diğer taraftan; tebliğnamede (2) numaralı düşüncede de sanık … yönünden TCK’nin 158/3 . maddesinin uygulanmaması gerektiği belirtilmiş ise de her iki sanığın olaydan sonra alınan ilk savunmalarında Tuncay isimli sanığın da suç mahallinde olduğu, katılanla telefonla konuşan bir kişinin daha bulunduğunun anlaşılması karşısında, tebliğnamedeki bu düşüncelere iştirak edilmemiş;
5237 sayılı TCK’nin 158. maddesinin 1. fıkrasının (e), (f), (j), (k) ve (l) bentlerinde sayılan hallerde adli para cezasının tayininde tespit olunacak temel gün, suçtan elde olunan haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde asgari ve bu miktara yükseltilerek belirlenecek gün sayısı üzerinden arttırma ve eksiltmeler yapıldıktan sonra ortaya çıkacak sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığı aynı Kanun’un 52. maddesi uyarınca, 20-100 TL arasında takdir olunacak miktarın çarpılması neticesinde sonuç adli para cezasının belirlenmesi gerektiği ve buna göre, katılanın evinin komisyoncu aracılığı ile 340.000 TL’ye satılığa çıkarıldığı, sanıkların bu fiil tamamlanmadan suçüstü yakalandıkları ve fiilerinin teşebbüs aşamasında kaldığı, haksız menfaat miktarının da 340.000 TL olması nazara alınarak temel cezanın bu menfaat miktarının iki katından az olmayacak şekilde belirlenmesi gerektiği gözetilmeksizin, suçun teşebbüs aşamasında kaldığı gerekçesi ile 5 gün üzerinden hesaplanarak ilk derece ve bölge adliye mahkemelerindeki eksik adli para cezası tayini hususları aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılamamıştır.
Yargılamanın hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmalarda ileri sürülen hususların gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hukuka uygun yöntemlerle elde edilen delillerin değerlendirilerek fiilin sanıklar tarafından işlendiğinin tespit edildiği, suç vasfının doğru biçimde belirlendiği, cezaların kanuni takdir sınırlarında uygulandığı tüm dosya kapsamından anlaşılmakla, sanıklar müdafileri ve sanık …’ın temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden, 5271 sayılı CMK’nin 302/1. maddesi uyarınca temyiz istemlerinin ESASTAN REDDİNE, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Ceza Dairesine gönderilmesine, 10.03.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.