Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2021/35883 E. 2023/3843 K. 11.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/35883
KARAR NO : 2023/3843
KARAR TARİHİ : 11.05.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 … maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 … maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Çarşamba 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 23.01.2014 tarihli ve 2013/36 Esas, 2014/19 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan, 5237 sayılı … Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 204 üncü maddesinin birinci fıkrası, 62 nci, 51 … ve 53 üncü maddeleri uyarınca erteli 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
2. Çarşamba 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 23.01.2014 tarihli ve 2013/36 Esas, 2014/19 Karar sayılı kararının sanık müdafii ve katılan vekili tarafından temyizleri üzerine, Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 21.03.2019 tarihli ve 2017/6076 Esas, 2019/2947 Karar sayılı kararı ile :”… Belgelerde sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdirinin mahkemeye ait olduğu göz önüne alınarak, suça konu senet aslı duruşmaya getirtilip incelenmek suretiyle, özellikleri duruşma tutanağına yazıldıktan sonra iğfal kabiliyetinin bulunup bulunmadığının tespit edilmesi ve denetime olanak sağlayacak şekilde belge aslının dosya içinde bulundurulması gerektiği gözetilmeden eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulduğundan…” bahisle bozulmasına karar verilmiştir.
3. Bozma üzerine Çarşamba 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 21.01.2021 tarihli ve 2019/290 Esas, 2021/108 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan, 5237 sayılı … Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 204 üncü maddesinin birinci fıkrası, 62 nci, 51 … ve 53 üncü maddeleri uyarınca erteli 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz istemi, eksik incelemeye ve delilerin takdirinde hataya düşülerek usul ve yasaya aykırı karar verildiğine, ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1.Tanık …’ün, sanığın vefat eden abisi … …’tan daha önceden araç satın aldığı ve borcuna karşılık olarak 5.000,00 TL bedelli senet tanzim edip verdiği, senet alacaklısının vefatından sonra sanığın tespit edilemeyen bir şekilde ele geçirdiği ve kendisini alacaklı, katılanı kefil olacak şekilde düzenlediği senedi 23.05.2011 tarihinde icra takibine koyduğu, bu surette resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği iddia ve kabul olunmuştur.
2. Sanık soruşturma aşamasında alınan beyanlarında; 2006 veya 2007 yıllarında tanık …’ün vefat eden abisi … …’dan bir araç satın aldığı, borcuna karşılıkta suça konu senedi abisine verdiğini, vefat ettikten sonra tahsil edilmeyen ve alacaklı kısmı boş olan senede adını yazarak icra takibine koyduğunu, senetteki … adına atılan imzayı kendisinin atmadığını; kovuşturma aşamasında ise, senetteki yazıların tamamının vefat eden abisi … …’a ait olduğunu, suça konu senedin üzerine herhangi bir ekleme yapmadığını, senedi mevcut hali ile icra takibine koyduğunu beyan ederek suçlamayı kabul etmemiş ve çelişkili beyanlarda bulunmuştur.
3. Katılan … aşamalarda alınan beyanlarında istikrarlı olarak; sanığı tanımadığını, aralarında herhangi bir ticari alışverişte bulunmadığını, suça konu senet üzerindeki kefil imzasının kendisine ait olmadığını beyan etmiştir.
4. Soruşturma ve kovuşturma aşamasında beyanına başvurulan katılanın kardeşi …, suça konu senedi sanığın vefat eden abisi … …’a tanzim edip verdiğini, adına atfen atılı imzanın kendisine ait olduğunu, katılan … isim ve imzasını kimin yazıp kimin attığını bilmediğini, senet imzalanırken yanlarında satılan aracın ruhsat sahibi …’ın da bulunduığu, kendisinden kefil olmasını istediğini,ancak imzalayıp imzalamadığını hatırlamadığını, kardeşi olan katılanın yanlarında olmadıkları şeklinde anlatımda bulunmuştur.
5. Soruşturma ve kovuşturma aşamasında beyanına başvurulan …, katılanın abisi … …’a kamyonet verip karşılığında minibüs aldığını, ancak kamyonetin devrini vermediğini, daha sonradan tanık …’ün kamyonete talip olması üzerine kamyonetin satışı konusununda anlaştıklarını, borca karşılık …’in …’dan senet istediğini, kabul edince kendi el yazısı ile senedi doldurduğunu, kefil olarak imzasını attığını, sonradan kefil olmaktan vazgeçince …’in senetteki isminin üzerini çizdiği ve yerine katılan …’ün ismini yazdığını, ancak Avni’nin senedi imzalamadığı şeklinde anlatımda bulunmuştur.
6. Suça konu bono aslının Çarşamba İcra Müdürlüğü’nün 2011/1827 Esas sayılı dosyasında muhafaza edilmekte olup adli emanete alınmadığı, Mahkeme tarafından 14.01.2020 tarihli celsede huzurda incelendiği, yapılan gözlemde yasal unsurlarının tam olduğu ve aldatma niteliğinin bulunduğu tespit edilmiştir.
7. Sanığın katılan aleyhine suça konu bonoya istinaden Çarşamba İcra Müdürlüğü’nün 2011/1827 Esas sayılı dosyasında icra takibi başlattığı, katılanın icra takibine karşı Çarşamba İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2011/162 esas sayılı dava dosyası ile imzaya itiraz davası açtığı, açılan davada suça konu bono ile ilgili olarak, Adli Tıp Kurumu Başkanlığından alınan 29.03.2012 tarihli rapora göre; suça konu senette …’e atfen atılı imzalar ile söz konusu imzaların mevcut mukayese imzalarına kıyasla …’ün eli ürünü olmadığının rapor edildiğinin bildirildiği, bunun üzerine Çarşmaba İcra Hukuk Mahkemesinin 15.06.2012 tarihli ve 2011/162 Esas, 2012/170 Karar sayılı kararı ile davanın kabulü ile takibin durdurulmasına karar verildiği, kararın Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 19.02.2013 tarihli ve 2012/29056 Esas, 2013/4860 Karar sayılı kararı ile onanmasına karar verilerek kesinleştiği dosya içinde mevcut takip ve dava dosyasından tespit edilmiştir.
8. Çarşamba 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 21.01.2021 tarihli ve 2019/290 Esas, 2021/108 Karar sayılı kararı ile suça konu belge, sanık savunması, katılan ve tanık beyanları, Çarşamba İcra Müdürlüğü’nün 2011/1827 Esas sayılı icra takip dosyası içeriği, Çarşamba İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2011/162 Esas sayılı dava dosyası, ATK Fiziki İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 29.02.2012 tarihli rapor dikkate alınarak, suça konu bonodaki kefil imzasının katılana ait olmadığının ve sahtecilik eyleminin sanık tarafından gerçekleştirildiği kanaatine varıldığı gerekçesiyle, sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan temyize konu mahkûmiyet kararı verilmiştir.

IV. GEREKÇE
1. Gerekçeli karar başlığında “22.06.2012” şeklinde gösterilen suç tarihinin suça konu bonoya istinaden icra takibi başlatılan “23.05.2011” tarihi olarak mahallinde düzeltilmesi mümkün görülmüştür.
2. Çarşamba 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 21.01.2021 tarihli ve 2019/290 Esas, 2021/108 Karar sayılı kararında, bozma ilamının gereğinin yerine getirilerek, suça konu bononun aldatma niteliğinin bulunup bulunmadığı hususunda mahkeme gözleminin tutanağa geçirilmiş olması, alınan adli tıp raporunda kefil imzasının katılana ait olmadığının anlaşılmış olması, yargılama aşamasında dinlenen tanık beyanlarının sanık savunmalarını doğrulamamış olması karşısında, sanık müdafiinin bozma ilamının gereğinin yerine getirilmediğine ve suçun yasal unsurlarının oluşmadığına yönelik temyiz itirazları yerinde görülmemiş, bahse konu kararda hukuka aykırılık bulunmamıştır.
3. Adli emanete alınmayan suça konu bononun akıbeti hakkında mahallinde karar verilmesi mümkün görülmüştür.
4. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Çarşamba 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 21.01.2021 tarihli ve 2019/290 Esas, 2021/108 Karar sayılı kararında sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık müdafiinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

11.05.2023 tarihinde karar verildi.