Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2021/35599 E. 2023/382 K. 06.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/35599
KARAR NO : 2023/382
KARAR TARİHİ : 06.02.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2017/1104 E., 2018/540 K.
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet
TEMYİZ EDENLER : Sanıklar müdafileri
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Esastan ret

İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümlere yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararların; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir oldukları, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
A. Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının 31.08.2015 tarihli ve 2015/1279 sayılı İddianamesi ile sanıklar hakkında;
Resmi belgede sahtecilik suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 204 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca Antalya Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açılmıştır.
B. Antalya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 22.02.2017 tarihli ve 2015/406 Esas, 2017/52 Karar sayılı kararı ile sanıklar hakkında;
Resmi belgede sahtecilik suçundan 5271 sayılı Kanunun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraatlerine karar verilmiştir.
C. Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 9. Ceza Dairesinin, 21.03.2018 tarihli ve 2017/1104 Esas, 2018/540 Karar sayılı kararı ile sanıklar hakkında;
Resmi belgede sahtecilik suçundan İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümlere yönelik Cumhuriyet savcısının ve katılan … vekilinin istinaf başvurularının kabulüne karar verilerek 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca duruşmalı yapılan inceleme neticesinde aynı Kanun’un 280 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile sanıklar hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 204 üncü maddesinin birinci fıkrası, 62 nci ve 53 üncü maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1. Sanık … müdafiinin temyiz istemi; sanığın çeklerle ilgisinin bulunmadığı, atılı suça iştirak etmediği, bu sebeple beraatine karar verilmesi gerekirken hatalı olarak mahkumiyetine hükmedilmesine ilişkindir.
2. Sanık … müdafiinin temyiz istemi; sanığın çelişkili beyanlar dışında suçu işlediğine dair delil bulunmadığı halde beraati yerine mahkumiyetine hükmedilmesine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Sanıkların iştirak halinde katılan …’dan aldıkları plastik kasaların borcu mukabilinde suça konu çalıntı ve sahte olduğu anlaşılan Türkiye İş Bankasına ait keşidecisi … olan, 10.07.2013 keşide tarihli, 33.750,00 TL bedelli ve aynı bankaya ait keşidecisi yine … olan, 30.07.2013 keşide tarihli, 35.250,00 TL bedelli, yasal unsurları haiz çekleri Kabakuşak… Şirketi adına ciro ettikten sonra katılan … Plastik….Şirketi çalışanına verdikleri ve çeklerin ödenmemesi üzerine başlatılan icra takibi neticesinde çeklerin çalıntı ve sahte imzalı oldukları anlaşılmıştır.
2. Suça konu çeklerde keşideci gözüken …’ya ait çeklerin 06/03/2013 tarihinde çalındığı, …’nın çeklerin çalınması nedeniyle hemen şikayetçi olduğu, suça konu her iki çekteki keşideci …’ya atfen atılan imzaların bu kişinin eli ürünü olmadığı belirlenmiş, suça konu çeklerin ödenmemesi sebebiyle icra takibine konu edilmesi üzerine katılan …’da şikayetçi olmuştur.
3. Katılan …’ın şirketinde pazarlama müdürü olarak çalışan tanık Y. S.’ nin plastik kasa alışverişi için sanıklardan …’nın firmalarıyla irtibat kurduğunu, diğer sanık …’a ait iş yerinde Süleyman da olduğu halde sanık … ile görüştüğünü, sanık …’nın kendisini Kabakuşak…. Şirketi’nin ortağı olarak tanıtarak suça konu çekleri Kabakuşak…. Şirketi adına ciro ederek verdiğini, alışveriş sonrası çekler nedeniyle kesilen faturaların da kargo yoluyla …’a teslim edildiğini ve itiraz edilmediğini beyan ettiği görülmüştür.
4. Suça konu çeklerin sanık … ile şeriği sanık … tarafından önceden yapılan alışveriş nedeniyle verildiği, katılan …’ın beyanlarıyla da bu durum teyit edilmiştir.
5. Katılan … vekili tarafından alışverişe ilişkin şirkette bulunan faturalar, sevk irsaliyeleri, sanıkların imzaladığı teslim fişleri, kargo belgeleri dosyaya ibraz edilmiştir.
6. Sanık …, katılanlar … ve …’ın imza ve yazı örnekleri temin edilerek çek üzerindeki yazı ve imzaların aidiyet belirlemesi için aldırılan ekspertiz raporunda; keşideci imzasının katılan …’ya ait olmadığı, ayrıca çekteki diğer yazı ve imzaların da sanık ve katılanlara ait olmadığı tespit edilmiş, Mahkemece çek üzerinde inceleme yapılmış, suça konu çeklerin aldatma niteliğini haiz oldukları anlaşılmıştır.
7. Mali bilirkişi raporuna göre, sanık …’ın yetkilisi olduğu Kabakuşak… Şirketi kayıtlarında ticari ilişkiye dair kayıt bulunmadığı, oysa katılan ….. Şirketi kayıtlarında suça konu sahte çeklerin önceden satılmış olan plastik kasalar mukabilinde Kabakuşak… Şirketi tarafından verildiği belirlenmiştir.
8. Sanıklardan Süleyman, soruşturma aşamasında atılı suçlamayı kabul etmeyerek çek vermediğini, çeklerin keşidecisi …’yı, çeklerde hamil olan …’ı ve diğer sanık …’yı tanımadığını belirtmesine rağmen, kovuşturma aşamasında kendisine ait iş yerinde Çağlayan… Şirketi çalışanı tanık Y. S. ile diğer sanık …’nın iş görüşmesi yaptıklarını, …’ya nakliyeci olması nedeniyle yardım ettiğini, suça konu çekleri kendisinin vermediği gibi bilgisinin de olmadığını, nitekim ticari defterlerinde de bu ticari ilişkiyi doğrular mahiyette kayıtlar bulunmadığını, alışverişe ilişkin faturaların şirketi adına kesilerek kendisine gönderildiğini ancak ticari ilişkisi bulunmadığı için önemsemediğini savunmuştur.

9. Sanık … ise soruşturma aşamasında diğer sanık ile birlikte hareket ederek plastik kasaları alıp senet verdiklerini, çeklerle ilgisinin olmadığını savunmasına rağmen, 29/11/2015 tarihli dilekçesinde ve kovuşturma aşamasında alınan savunmasında; sanık Süleymanla meyve sebze naklinde kullanılan plastik kasa almak için Çağlayan… Şirketi’nin çalışanı Y. S. ile görüştüklerini, kasa alarak senet verdiklerini, çek vermediklerini, alışverişe konu plastik kasaları piyasaya borcunun olmasından dolayı Kabakuşak… Şirketi adına aldığını, sanık …’ın da katılan şirketten ayrıca sahte imzalı belgeler ve çeklerle kasa aldığını sonradan öğrendiğini belirtmiştir.
10. Sanıklardan … hakkında Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sisteminde (UYAP) yapılan araştırmada aynı sanığın resmi belgede sahtecilik suçundan hukuki kesintiye de uğramamış benzer türden Dairemizde temyiz incelemesine konu olan dosyalarının bulunduğu, sanık …’ın ciro ettiği sahteleştirilmiş bir çek yönünden UYAP’ta herhangi bir kaydınında olmadığı,
Bu cümleden olarak;
a) Manavgat 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 18/02/2015 tarihli ve 2014/247 Esas, 2015/60 Karar sayılı nitelikli dolandırıcılık suçundan beraat ve resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyet hükümlerini havi mağduru Hasan Çelik olan,
b) Serik 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 01/12/2015 tarihli ve 2015/180 Esas, 2015/599 Karar sayılı resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyet hükmünü havi mağduru Hasan Çelik olan,
c) Antalya 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 03/03/2015 tarihli, 2014/227 Esas, 2015/67 Karar sayılı resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyet, nitelikli dolandırıcılık suçundan beraat hükmünü havi mağduru Yusuf Aksoy olan,
Yargılama dosyalarının olduğu anlaşılmıştır.
11. İlk Derece Mahkemesinin Kabulünde ; Sanıklardan Süleyman’ın ticari ilişkiyi tamamen reddettiği ve sanık …’a yardım ettiğini belirttiği, sanıklardan Erkan’ın ise ticari ilişkiyi kabul etmekle birlikte çek yerine senet verdikleri yönündeki savunmasına itibar edilerek sanıklarla çekler arasında bağlantı kurulamadığı, katılan ve tanık Y.S.’nin beyanlarının şüphede kaldığı gerekçeleriyle sanıklar hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan beraat hükümleri verilmiştir.
12. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulünde; katılanlar … ve … ile tanık Y.S.’nin beyanları, sanıkların savunmaları , bilirkişi raporları, celbedilen ticari defterler, faturalar ve sevk irsaliyelerine göre sanıkların iştirak halinde katılanlardan Salih’ten önceden satın aldıkları plastik kasalardan dolayı borçlarını ödemek için suça konu çekleri verdikleri, tanık Y.S’nin beyanlarında çekleri bizzat sanık …’ın ciro etmesiyle teslim aldığını belirtmesi karşısında imzanın sanıklar tarafından uydurularak atıldığı ve tanık Y.S’ye verildiği, faturaları teslim alan sanık …’ın bu faturalara yasal süresi içinde itiraz etmediği, sanıkların aşamalardaki savunmalarının çelişkiler içerdiği, nitekim sanık …’ın ilk savunmasında ticari ilişkiyi, diğer sanığı ve katılanları tanıdığını inkar etmesine rağmen, sonraki savunmasında sanık …’ın ticari ilişkisine yardım ettiğini belirttiği, sanık …’ın ise ilk savunmasında sanık … ile birlikte hareket ettiğini ancak senet verdiklerini belirtmesine rağmen sonraki savunmasında sanık …’ın kendisinden habersiz sahte belgelerle plastik kasa alıp çek verdiğini öğrendiğini belirterek çelişkili savunmada bulunduğu, oysa tanık Y.S.’nin sanıklardan hiç senet almadığını ve her iki sanığın da bulunduğu ortamda sanıklardan Süleyman’a ait iş yerinde diğer sanık …’dan suça konu çekleri aldığını belirttiği, sanıkların sürekli çelişkili anlatımda bulunmalarının ve inkar içerikli savunmalarının suç ve cezadan kurtulmaya yönelik olduğu kanaatine varılarak, İlk Derece Mahkemesinin beraate dair kararları isabetli bulunmadığından kaldırılarak, sanıkların resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyetlerine hükmedilmiştir.

IV. GEREKÇE
A. Sanık … Hakkında Kurulan Hüküm Yönünden
Katılan ve tanık Y. S.’nin aşamalardaki tüm beyanları birlikte değerlendirildiğinde; katılanın bizzat çek alışverişinde bulunmadığının ve şirketinde pazarlama müdürü olarak çalışan tanık Y.S.’nin anlatımı doğrultusunda şikayetçi olduğunun anlaşılması, ayrıca çek alışverişinin sanık … ile tanık Y. S. arasında ve diğer sanık …’a ait iş yerinde Süleyman’ın yanında gerçekleşmesi, sanığın senet verdiğine dair beyanını doğrulayan bir belgenin ele geçirilmemesi, sanık …’ın ilk savunmalarında sanık Süleymanla birlikte ticari iş yaptıklarını belirtmesine rağmen sonraki savunmalarında Süleyman’ın kendisinden habersiz ayrıca ticaret yaparak sahte çekler verdiğini öğrendiğine ilişkin anlatımlarının çelişkili olması nedenleriyle resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet kararında hukuka aykırılık bulunmamıştır.
B. Sanık … Hakkında Kurulan Hüküm Yönünden
1.Her ne kadar çeklerdeki yazı ve imzalar sanığın eli ürünü olmasa da katılan … ve tanık Y. S.’nin aşamalardaki tüm beyanlarına göre, katılan …’in suça konu çeklerin alındığı sırada suç mahallinde bulunmadığı ve şirketinde pazarlama müdürü olarak çalışan tanık Y.S.’nin anlatımı doğrultusunda şikayetçi olduğunun anlaşılması, ayrıca çek alışverişinin sanık … ile tanık Y. S. arasında ve diğer sanık …’a ait iş yerinde Süleyman’ın yanında gerçekleşmesi, ayrıca Süleyman’ın ilk savunmasında ticari ilişkiyi tamamen reddederken, sonraki savunmalarında diğer sanık …’a yardım ettiğini, iş yerinde görüşmenin gerçekleştiğini ve katılan şirketten kendisine ait şirket adına kesilen ve kargoyla gönderilen faturaları teslim almasına rağmen ticari iş yapmadığı için önemsemediğini belirtmesi karşısında, sanığın çelişkili ve oluşa aykırı savunmaları ile katılan … ve tanık beyanları, bilirkişi raporları, sanık …’ın çelişkili ve kısmi ikrar içeren savunması birlikte değerlendirildiğinde sanığın şeriği sanık … ile birlikte suça konu çekleri katılana verdiği anlaşılmış ve beraat etmesi gerektiği yönündeki temyiz sebepleri hukuka uygun bulunmamıştır.
2. Diğer temyiz sebepleri yönünden; sanığın suça konu sahte çekleri 2013 yılında katılan …’a verdiği iddia ve kabul edilen olayda; UYAP üzerinden yapılan incelemeye göre, sanığın resmi belgede sahtecilik suçundan Olaylar ve Olgular bölümünün 10 uncu paragrafında belirtilen iddianame ve suç tarihlerine göre hukuki kesintinin de olmadığı tespit edilen birden çok derdest dosyasının bulunduğu, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun (YCGK) 22.04.2014 tarihli, 2013/11-397 Esas, 2014/202 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu ile 5237 sayılı Kanun’un “Kamu güvenine karşı suçlar” bölümünde düzenlenen ve belgenin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi ile kamu güveninin sarsıldığı kabul edilerek suç sayılıp yaptırıma bağlanan “resmi belgede sahtecilik” suçlarında korunan hukuki yararın kamu güveni olduğu, suçun işlenmesi ile kamu güveninin sarsılması dışında, bir veya birden fazla kişi de haksızlığa uğrayıp, suçtan zarar görmesi halinde dahi, suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamının, diğer bir ifadeyle kamunun olduğuna dair kabulünün etkilenmeyeceği, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin mağdur değil, suçtan zarar gören olacağının kabulü gerekeceği ve 5237 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesi uyarınca, “Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla ya da aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi” durumunda zincirleme suç hükümlerinin uygulanması, aynı anda verilen çekler yönünden ise 5237 sayılı Kanun’un 61 inci maddesi uyarınca alt sınırdan uzaklaşılarak ceza tayin edilmesi gerektiği de gözetilerek, sanığın aynı suç işleme kararının icrası kapsamında Olaylar ve Olgular bölümünün 10 uncu paragrafında belirtilenler ile varsa başkaca sahtecilik eylemlerinin ve bağlantılı dava dosyalarının araştırılıp, mümkün olması halinde tüm davaların birleştirilmesi, aksi halde dava dosyaları getirtilip incelenerek bu dosyayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dosya içine alınması, iddianame ve suç tarihlerine göre hukuki kesinti olup olmadığının belirlenmesi, eksiklikler tamamlandıktan sonra sanığın çekleri aynı anda ya da farklı zamanda verip vermediği de tespit edilerek eylemlerinde 5237 sayılı Kanun’un 61 inci maddesi uyarınca alt sınırdan uzaklaşılması gereken bir durumun var olup olmadığının, farklı zamanlarda işlediği eylemlerinde suç işleme kararını yenileyip yenilemediği, suç işleme kararını yenilememiş ise zincirleme şekilde işlenmiş resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturup oluşturmadığının hüküm yerinde tartışılması, kesinleşmiş hükümlerin zincirleme suç kapsamında kaldığının anlaşılması halinde de YCGK’ nın 15.03.2016 tarihli ve 2014/847 Esas, 2016/128 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, tayin olunacak cezadan kesinleşmiş önceki cezaların mahsup edilmesi gerektiği gözetilerek sanığın hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerekirken, eksik inceleme ile mahkumiyet hükmü kurulmasından dolayı sanık müdafisinin temyizi yerinde görüldüğünden açıklanan nedenle hüküm hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
A. Sanık … Hakkında Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçe bölümünde (A) bendinde açıklanan nedenle Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 9. Ceza Dairesinin, 21.03.2018 tarihli ve 2017/1104 Esas, 2018/540 Karar sayılı kararında sanık müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

B. Sanık … Hakkında Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçe bölümünde (B) bendinde açıklanan nedenle sanık müdafiinin temyiz istemleri yerinde görüldüğünden Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 9. Ceza Dairesinin, 21.03.2018 tarihli ve 2017/1104 Esas, 2018/540 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, bozmanın mahiyetine ve 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendindeki düzenleme de dikkate alınarak takdîren Antalya 1. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

06.02.2023 tarihinde karar verildi.