Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2021/35144 E. 2023/234 K. 19.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/35144
KARAR NO : 2023/234
KARAR TARİHİ : 19.01.2023

B O Z M A Ü Z E R İ N E

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2017/396 E., 2019/185 K.
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet
TEMYİZ EDENLER : Sanık … müdafiİleri, sanık …
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanıklar hakkında bozma üzerine kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Menderes Asliye Ceza Mahkemesinin, 23.05.2013 tarihli ve 2012/789 Esas, 2013/648 Karar sayılı kararı ile sanıklar hakkında katılanlar … ve …’a yönelik eylemleri nedeniyle dolandırıcılık suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 157 nci maddesinin birinci fıkrası ve 43 üncü maddesi uyarınca ayrı ayrı 2’şer kez 2 yıl 6 ay hapis ve 37.500,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmalarına, katılan …’a yönelik eylemleri nedeniyle dolandırıcılık suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 157 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ayrı ayrı 1 yıl 6 ay hapis ve 15.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmalarına, 5237 sayılı Kanunun 58 inci maddesi uyarınca verilen cezanın mükerrirlere özgü çektirilmesine karar verilmiştir.
2. Verilen kararın sanıklar tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 15. Ceza Dairesinin 12.04.2017 tarihli ve 2015/3913 Esas, 2017/9121 Karar sayılı kararı ile “Sanıkların katılanlara kendilerini müsteşar olarak tanıtmak suretiyle dolandırıcılık suçunu işlediklerinin iddia edilmesi karşısında;eylemlerinin hükümlerden sonra 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 14. maddesi ile 5237 sayılı TCK’nın 158/1. maddesine eklenen (L) bendi kapsamında öngörülen nitelikli dolandırıcılık fiiline ilişkin delilllerin takdiri ve değerlendirme yetki ve görevinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı vermesi gerektiği zorunluluğu…” nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.
3. İzmir 7. Ağır Ceza Mahkemesinin, 24.05.2019 tarihli ve 2017/396 Esas, 2019/185 Karar sayılı kararı ile sanıklar hakkında katılanlar Aykut Yorulmaz ve …’a yönelik eylemleri nedeniyle dolandırıcılık suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 157 nci maddesinin birinci fıkrası ve 43 üncü maddesi ve 52 nci ve 53 üncü maddesi uyarınca ayrı ayrı 2 yıl 6 ay hapis ve 25.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmalarına, katılan …’a yönelik eylemleri nedeniyle dolandırıcılık suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 157 nci maddesinin birinci fıkrası, 43 üncü maddesi, 52 nci ve 53 üncü maddesi uyarınca ayrı ayrı 1 yıl 6 ay hapis ve 15.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmalarına, hak yoksunluklarına ve 5237 sayılı Kanunun 58 inci maddesi uyarınca verilen cezanın mükerrirlere özgü çektirilmesine karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1. Sanık …’in temyiz sebepleri, atılı suçu işlemediğine,
2. Sanık … müdafiilerinin temyiz sebepleri, atılı suçun işlenmediğine, katılan … ile 18.000,00 TL bedelli danışmanlık sözleşmesi imzalandığı ve havale yoluyla bu bedelin alındığına, bunun dışında katılanlardan başka bir para alınmadığına, … ile bir anlaşmanın olmadığına, vekaletten azil belgesi geldiğinde haberdar olduklarına, eksik inceleme yapıldığına, tarafların kendilerine komplo kurduklarına,
İlişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Sanıkların, tanıklar M.D. ve S.D. aracılığıyla tanıştıkları katılanlara kendilerini müsteşar olarak tanıtıp katılanların kullanımında olan Hazine arazilerinin tapularını temin için yardımcı olacaklarını beyan ederek katılanlar Akif ve …’dan bir kısmı sanık …’in baldızı olan Nuriye Yılmaz’ın hesabına havale edilmek suretiyle peyder pey olarak toplamda 59.999,00 TL, yine katılan …’dan peyder pey olarak toplamda 25.000,00 TL aldıkları ancak herhangi bir işlem yapmadıklarından bahisle haklarında kamu davası açılmıştır.
2. Katılanlar Akif ve …, tanıklar M.D. ve S.D. aracılığıyla tanıştıkları sanıkların kendilerini müsteşar olarak tanıttıklarını, 150.000,00 TL bedel karşılığında Hazine arazilerinin tapularının temini için yardımcı olacaklarını beyan etmeleri üzerine anlaştıklarını, danışmanlık sözleşmesi imzalayıp vekalet verdiklerini, paranın bir kısmını havale yoluyla, bir kısmını da tanıklar Murat ve … aracılığıyla toplam 60.000,00 TL ödeme yaptıklarını, kalanı iş bittiğinde ödeyeceklerini, ancak işlemler yapılmayınca vekaletten azlettiklerini, paralarını alamadıklarını beyan etmişlerdir.
3. Katılan …’ın, kendisinin kullanımındaki Hazine arazilerinin tapularını temin etmek için tanıklar M.D. ve S.D. aracılığıyla tanıştığı sanıkların kendilerini müsteşar olarak tanıttıklarını, işlemler için istenilen 25.000,00 TL bedeli peyder pey ödediğini, hatta bir kısmını tanıkların evinde verdiğini, işlem yapmadıklarını anlayınca verdiği vekaletten azlettiğini beyan etmiştir.
4. Sanıklar, katılanlar Akif ve … ile 18.000,00 TL bedelli danışmanlık anlaşması yapıp bu miktardaki parayı havale yolu ile tahsil ettiklerini, bunun dışında bir para almadıklarını, …’ın hukuk dışı olarak başka taşınmazlarla ilgili de işlem yapılmasını istediğinde kabul etmediklerini, bu nedenle kendilerine komplo kurulduğunu, …’dan hiç para almadıklarını, onunla sözleşme imzalamadıklarını, vekaletten azil belgesi geldiğinde kendilerine vekalet verildiğini farkettiklerini beyan ederek atılı suçlamaları kabul etmemişlerdir.
5. Dosya kapsamında sanıkların …’ın vekaletinden haberdar olmadıklarını beyan ettikleri dönemi kapsayan Milli Emlak Genel Müdürlüğüne yazılmış gözüken katılana vekaleten … imzalı dilekçe bulunduğu, yine aynı yere yazılan … vekili olarak da bir dilekçe yazıldığı görülmüştür.
6. Tanıklar M.D. ve S.D., aşamalarda sanıkları ve katılanları tanıdıklarını, bu kişilerin tapu konusunda yardımcı olduğunu duyduklarını, katılanlar ve sanıkların kendi evlerinde görüştüklerini, ancak para alışverişine şahit olmadıklarını beyan ettikleri, bozma sonrasında Ağır Ceza Mahkemesi’nde alınan beyanlarında tarafların evlerine gelmediğini, meydanda konuştuklarını, tapu konusunda yardımcı olup olmadıklarını bilmediklerini beyan ettikleri görülmüştür.
7. Tanık olarak beyanlarına başvurulan İ.Ç., D.Ş. ve C.H., katılanların beyanları ile benzer ifade verdikleri, avukat ve müsteşar olarak tanıtılan bu kişiler ile katılanlar ve kendilerinin tanıklar M.D. ve S.D.’nin evlerinde buluştuklarını, ancak sanıklar ile katılanlar arasındaki para alışverişini bizzat görmediklerini, bu kişilerin kendilerini de dolandırdıklarından katılanları da dolandırmış olabileceklerini beyan etmişlerdir.
8. Sanıkların şirketinin reklam işi ile ilgilenmek üzere kurulduğu, Ticaret Sicil Gazetesindeki bilgilere göre iştigal alanlarında gayrimenkul işinin bulunmadığı, şirkete ait bir hesabın bulunmadığı anlaşılmıştır.
9. Katılan … tarafından Nuriye Yılmaz’ın hesabına parça parça olarak toplamda 15.299,00 TL havale edildiği görülmüştür.
10. Sanıkların üzerine atılı suçun 6763 sayılı Kanun’un 34 üncü maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun’un 253 üncü ve 254 üncü maddeleri gereğince uzlaşma kapsamında olması nedeniyle, dosyanın uzlaştırma bürosuna tevdi edildiği ancak uzlaşmanın sağlanamadığına ilişkin rapor düzenlendiği görülmüştür.
11.Katılanların beyanları, sanık savunmaları, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamına göre sanıkların atılı suçları işledikleri kabul edilerek temyize konu mahkumiyet kararları verilmiştir.
IV. GEREKÇE
1. Sanıkların Akif ve … ile 18.000,00 TL bedelli bir anlaşma yaptıklarını beyan etmelerine rağmen 15.299,00 TL paranın havale edilmesine, … ile ilgili bir anlaşma olmadığını ve vekaletten haberdar olmadıklarını beyan etmelerine rağmen katılanın vekili olarak Milli Emlak Genel Müdürlüğüne yazılan ve vekalet verildiği dönemi kapsayan dilekçenin dosya arasında bulunmasına, katılanların benzer ve tutarlı beyanları, tanıklar M.D. ve S.D. ile kendilerinin de dolandırıldığını beyan eden tanıklar İ.Ç., D.Ş. ve C.H.’nın beyanları karşısında, katılanların sanıklara komplo kurduklarına dair dosya kapsamında delil bulunmaması nedeniyle sanık … müdafinin ve sanık …’in temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.
2. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık … müdafilerinin ve sanık …’in yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri reddedilmiştir. Ancak;
3. Katılanların beyanlarına göre, elde edilecek menfaatin en başında yapılan anlaşmalar ile belirlendiği, katılanların da muhtelif zamanlarda paraları parça parça gönderdiği anlaşıldığından, sanıkların tek anlaşma ile istedikleri paraların değişik zamanlarda sanıklara verilmesi hususunun aynı suç işleme kararıyla Kanun’un aynı hükmünü değişik zamanlarda birden fazla kez ihlal ederek haksız menfaat temin etmiş olması anlamına gelmeyeceğinden, sanıklar hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanması suretiyle fazla ceza tayini edilmesi, ayrıca sanıkların katılan …’a yönelik eylemlerine ilişkin kurulan 1 numaralı hükümde katılanın adının “Aykut Yorulmaz” olarak yazılması da hukuka aykırı bulunmuştur. Ancak Mahkeme tarafından sanıkların sabıka kayıtları ve suç işleme eğilimli kişilikleri dikkate alınarak haklarında takdiri indirim, erteleme ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumlarının uygulanmadığı ve tekerrür hükümlerinin uygulandığı dikkate alınarak hukuka aykırılığın düzeltilerek onama yoluyla Yargıtay tarafında giderilmesi mümkün görülmüştür.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde (3) numaralı paragrafta açıklanan nedenle İzmir 7. Ağır Ceza Mahkemesinin, 24.05.2019 tarihli ve 2017/396 Esas, 2019/185 Karar sayılı kararına yönelik sanık … müdafinin ve sanık …’in temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükümlerin, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hüküm fıkrasının 1 numaralı bendinin ilk paragrafında yer alan “Aykut” ibaresinin çıkartılarak yerine “Akif” ibaresinin eklenmesi, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 43 üncü maddesi ilişkin bölümlerin hüküm fıkralarından tamamen çıkarılması; hüküm fıkrasının 1 numaralı bendinin 5. paragrafındaki “2 yıl 6 ay hapis ve 25.000,00 TL adli para cezası” ibarelerinin çıkartılıp yerine “2 yıl hapis ve 20.000,00 TL adli para cezası ” ibarelerinin, 2 numaralı bendinin 5. paragrafındaki “1 yıl 10 ay hapis ve 12.500,00 TL adli para cezası” ibarelerinin çıkartılıp yerine “1 yıl 6 ay hapis ve 10.000,00 TL adli para cezası ” ibarelerinin eklenmesi, 2 numaralı bendinin 6.paragrafındak kazanılmış hakka ilişkin paragrafının tamamının çıkartılması suretiyle, hükümlerin, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

19.01.2023 tarihinde karar verildi.