YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/35094
KARAR NO : 2021/11059
KARAR TARİHİ : 29.11.2021
Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 03.05.2021 tarih ve 2021/2935 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 21.06.2021 tarih ve KYB-2021/67339 sayılı ihbarname ile;
Resmi belgede sahtecilik ve bilişim sistemleri banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçlarından şüpheliler …, … ve … haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda Mersin Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 22.01.2020 tarihli ve 2019/5218 soruşturma, 2020/2530 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin merci Mersin 2. Sulh Ceza Hâkimliğinin 12.11.2020 tarihli ve 2020/4594 değişik iş sayılı kararının “5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
Somut olayda, müşteki ile şüpheli … arasında yıllardır süregelen ticari bir ilişki olduğu, zaman zaman adı geçen şüpheliye bono verdiği, aralarında güven ilişkisi oluştuğu, bedelini ödediği şikayete konu bonoyu şüphelinin vermediği, bir süre sonra iş hayatından çekildiği, şüpheli …’in kendisinden 20 ton limon aldığı, parasını ödediği, daha sonra iade etmek istemesi üzerine müştekinin bunu kabul etmediği, bunun üzerine şikayete konu bono üzerinde tahrifat yapılarak müştekinin borçlandırılıp, hakkında icra takibi başlatıldığından beyanla müştekinin şikayetçi olduğu, dosya kapsamında alınan … Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünün 06.09.2019 tarihli ve ADN- BLG-19-01101 numaralı uzmanlık raporu ile suça konu senet üzerindeki imzanın müştekinin el ürünü olduğunun tespit edildiği, bu haliyle şüphelilerin atılı suçu işlediklerine dair kovuşturmaya yeterli delil elde edilememesi sebebiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de; 06/09/2019 tarihli uzmanlık raporunda sadece müştekiye ait mukayese imza örnekleri alınarak imza incelemesi yapıldığı ve bahse konu imzanın müştekinin eli ürünü olduğunun tespit edildiği, şikayete konu bono üzerinde harf ve rakamlar yönünden de inceleme yapılması gerektiği, sonucuna göre şüphelilerin hukukî durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik soruşturma sonucu verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itiraz üzerine, soruşturmanın genişletilmesine karar verilmesi yerine, yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden” bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, bozulması istenilmiş olmakla,
Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Müştekinin; şüphelilerden … ile eskiden beri ticari ilişki içerisinde olduğunu ve zaman zaman bono verdiğini, ancak bunların bedellerini ödediğini, …’nin işi bırakmasıyla birlikte oğlu … ile de benzer şekilde ticari alışveriş yaptığını, geçmiş zamanda verdiği, bedelini ödediği ancak teslim almadığı bir bononun, … ile yaşadığı ticari sorundan dolayı tahrif edilip … lehine doldurularak diğer şüpheli …’a ciro edilerek icra takibine konulduğunu iddia ettiği olayda; her ne kadar senetteki imzanın müştekiye ait olduğu belirtilerek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de; müştekinin senet üzerindeki tahrifat iddiaları doğrultusunda herhangi bir inceleme yapılmadığı anlaşıldığından, tahrifat iddiası ile ilgili bilirkişi incelemesi yaptırılması, tüm şüphelilerin beyanlarının ve imza yazı örneklerinin temin edilerek, senetteki imza ve yazıların şüphelilerin el ürünü olup olmadığı yönünde de tespit yaptırılması, senedin takibe konduğu icra takip dosyasının getirtilip incelenmesi ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek şüphelilerin hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerekirken eksik soruşturma sonucu kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesinin isabetli olmaması nedeniyle, kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, Mersin 2. Sulh Ceza Hakimliğinin 12.11.2020 tarihli ve 2020/4594 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca müteakip işlemlerin mahallinde merciince yerine getirilmesine, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE 29.11.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.