YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/3400
KARAR NO : 2021/7251
KARAR TARİHİ : 27.09.2021
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
1)Sanıkların sahte araç muayenesi yapmak suretiyle resmi belgede sahtecilik suçunu işlediklerinin iddia ve kabul olunduğu olayda; her ne kadar sanıklardan …’nun beyanında, suça konu… plaka sayılı aracın ruhsatını muayene işlemi için diğer sanığa gönderdiğini beyan etmiş ise de, sanık …’ın aşamalarda alınan savunmalarında sanık …’nu tanımadığını, sahte muayene işlemi ile ilgisinin olmadığını, daha önce benzer suçlardan cezaevine girmesi nedeniyle isminin verildiğini beyan ederek suçlamaları kabul etmemesi karşısında, sanık … yönünden maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından; sanık …’nun soruşturma aşamasında bildirdiği “… Belediye İş Merkezi K:1 No: 10 …” adresinde suç tarihinde sanık …’ın faaliyet gösterip göstermediği ile 0 …ve…numaralı telefon hatlarının sanık tarafından kullanılıp kullanılmadığının araştırılması, sanığın mahkûm olduğu benzer dosyalar getirilip incelenerek, bu dosyalardaki hologram ve mühürler ile suça konu belgedeki hologram ve mühürler bilirkişi marifeti ile karşılaştırılarak aralarında benzerlik bulunup bulunmadığının tespitinden sonra, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, sanığın atılı suçu işlediğini gösterir delillerin nelerden ibaret olduğu da karar yerinde gösterilip tartışılmadan, diğer sanık …’nun atfı cürüm niteliğindeki beyanları ile yetinilerek eksik araştırma ve inceleme neticesinde hüküm kurulması,
2)Kabule göre de;
a)UYAP sistemi üzerinden yapılan araştırmada, sanıkların benzer nitelikteki fiilleri nedeniyle mahkûmiyetlerine karar verilmiş, kesinleşen ve derdest kamu davaları bulunduğu, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.04.2014 tarihli, 2013/11-397 Esas ve 2014/202 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, 765 sayılı TCK ile 5237 sayılı TCK’nin “Kamu Güvenine Karşı Suçlar” bölümünde düzenlenen ve belgenin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi ile kamu güveninin sarsıldığı kabul edilerek suç sayılıp yaptırıma bağlanan “resmi belgede sahtecilik” suçlarının hukuki konusunun kamu güveni olduğu da gözetilerek açıklanan ilkeler doğrultusunda sanığın fiillerinin her biri yenilenen kastla işlenmiş ayrı suçları mı, yoksa bir suç işleme kararının yerine getirilmesi amacıyla kanunun aynı hükmünü, kısa zaman aralıkları içerisinde, birkaç kez ihlal etmek suretiyle zincirleme suçu mu oluşturduğunun değerlendirilmesi açısından; UYAP sistemi üzerinden sanıkların kesinleşmiş mahkûmiyet hükümleri ile halen derdest olduğu belirlenen benzer nitelikteki tüm diğer davaları da tespit edilip, her iddianameye kadar olan eylemlerin zincirleme biçimde işlenmiş resmi belgede sahtecilik suçunu, iddianameden sonraki eylemlerin ise ayrı suçları oluşturacağı, resmi belgede sahtecilik suçundan sanıklar hakkında kesinleşen hükümler bulunduğu göz önünde tutularak, sonradan sübutu kabul edilen eylemler nedeniyle zincirleme suça ilişkin hükümler de uygulanarak tayin olunacak cezadan kesinleşmiş önceki cezaların mahsup edilmesi gerekeceği dikkate alınarak, kesinleşen ve yargılaması devam eden ilgili dava dosyalarının incelenip, yargılaması devam eden dava dosyalarının mümkünse bu dava ile birleştirilmesi, diğer davalar yönünden de, bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dosya içerisine konulmasından sonra, tüm dosyalar birlikte değerlendirilerek sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerektiğinin dikkate alınmaması,
b)5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesi gerekliliğinin gözetilmemesi,
Yasaya aykırı, sanık … müdafisi ve sanık …’ın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 27/09/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.