YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/3229
KARAR NO : 2021/7920
KARAR TARİHİ : 06.10.2021
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Resmi belgede sahtecilik, başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma
Anayasa’nın 40/2, 5271 sayılı CMK’nin 34/2, 231/2 ve 232/6. maddeleri uyarınca ve Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14.04.2009 tarih ve 214/98 sayılı kararında da açıklandığı üzere; hüküm ve kararlarda yasa yolu bildiriminin yasa yolu, mercii, şekli ve süresini de kapsayacak şekilde açıkça anlaşılabilir ve her türlü yanıltıcı ifadeden uzak biçimde belirtilmesi zorunlu olup, sanığın SEGBİS aracılığıyla yüzüne karşı verilen 08.03.2016 tarihli hükümde “Sanığın … aracılığıyla yüzüne karşı verilen kararın tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde…” denilerek yüzüne karşı hüküm tefhim olunan sanığın yanıltıldığı, ayrıca hükmün açıklandığı tarihte sanığın başka suçtan dolayı hükümlü olarak ceza infaz kurumunda bulunması nedeniyle mahkemece hüküm fıkrasına, “5271 sayılı CMK‘nin 263/1. maddesi gereğince cezaevinde bulunan hükümlünün tutuklu bulunduğu ceza infaz kurumu ve tutukevi müdürüne beyanda bulunmak suretiyle veya bu hususta bir dilekçe vererek kanun yollarına başvurabileceğinin” de yazılması gerektiği halde, bu hususun da hüküm fıkrasına yazılmamış olması karşısında; sanığın temyiz süresinin hükmün tefhim tarihi olan 08.03.2016 tarihinde başlamayacağı, sanığın gerekçeli kararın 24.03.2016 tarihinde tebliği üzerine verdiği 29.03.2016 tarihli temyiz isteminin süresinde olduğu anlaşılmakla, tebliğnamedeki ret isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.
A)Sanık hakkında “Resmi Belgede Sahtecilik” suçundan verilen mahkûmiyet hükmüne yönelik sanığın temyizinin incelenmesinde;
Yargılamanın hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen hususların gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hukuka uygun yöntemlerle elde edilen delillerin değerlendirilerek fiilin sanık tarafından işlendiğinin tespit edildiği, suç vasfının doğru biçimde belirlendiği, cezanın kanuni takdir sınırlarında uygulandığı tüm dosya kapsamından anlaşılmakla, sanığın temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden hükmün ONANMASINA,
B)Sanık hakkında “iftira” suçundan verilen mahkûmiyet hükmüne yönelik sanığın temyizinin incelenmesinde;
1)TCK’nin 268. maddesinde tanımlanan başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması suçunun oluşması için; failin işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimlik bilgilerini kullanması; TCK’nin 267/1. maddesinde tanımlanan “iftira” suçunun oluşması için ise, yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunmak suretiyle işlemediğini bildiği halde hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat etmesi gerekir. Somut olayda; hakkında yakalama kararı bulunan sanığın kolluk görevlilerince yakalandığında üzerinde kendisine ait fotoğraf bulunan müşteki … adına düzenlenmiş sürücü belgesini ibraz ettiği, ancak sanık hakkındaki bütün adli işlemlerin gerçek kimlik bilgileriyle yapıldığı, başkasının kimliğini ya da kimlik bilgilerini kullanarak kendisini suçsuz, diğer kişiyi ise işlemediği bir suçun faili olarak göstermediği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK’nin 268. maddesinde düzenlenen suçun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden sanığın beraati yerine mahkûmiyetine hükmolunması,
2)Kabule göre de; gerekçeli karar başlığında ve hüküm fıkrasında suç adının “başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma” yerine “iftira” olarak yazılması,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 06.10.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.