Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2021/29701 E. 2023/7902 K. 01.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/29701
KARAR NO : 2023/7902
KARAR TARİHİ : 01.11.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2014/130 E., 2015/453 K.
SUÇLAR : Banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir oldukları, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun’un (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
… 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 12.11.2015 tarihli ve 2014/130 Esas, 2015/453 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında;
1. Resmi belgede sahtecilik suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 204 üncü maddesinin birinci fıkrası, 62 nci ve 53 üncü maddeleri uyarınca 2 yıl 1 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,
2. Banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 158 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi, 62 nci ve 53 üncü maddeleri uyarınca 3 yıl 4 ay hapis ve 170.000,00 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,
Karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz isteği; suça konu çeklerin sahte olmadığına, sanığın suç işleme kastının bulunmadığına ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Sanık hakkında, yetkilisi olduğu… Madeni Yağ … Ltd. Şti.ne ait 09.10.2013 tarihli ve 30.000,00 TL tutarındaki çek ile temyiz dışı sanık İ.E.’nin yetkilisi olduğu… Lojistik … Ltd. Şti.ne ait 15.02.2013 ve 01.04.2013 tarihli ve 36.000,00 TL tutarındaki 2 adet çek olmak üzere davaya konu 3 adet çekteki keşideci imzalarını, adları geçen şirketlerin yetkilileri olmayan üçüncü kişilere attırdığı, keşideci imzalarının inkar edilmesi suretiyle tahsili imkansız hâle gelen söz konusu çekleri katılandan aldığı daire karşılığında katılana verdiği, bu şekilde banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediği iddia ve kabul edilmiştir.

IV. GEREKÇE
A. Resmi Belgede Sahtecilik Suçundan Kurulan Mahkûmiyet Hükmü Yönünden
1. 5271 sayılı Kanun’un 217 nci maddesi uyarınca duruşmadan edindiği kanaate göre delilleri değerlendirip sanığa yüklenen resmi belgede sahtecilik suçunun sübutu yönünden vicdani kanıya ulaşan Mahkemenin kabulünde hukuka aykırılık bulunmamıştır.
2. 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinin uygulanmasına ilişkin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
3. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen tüm temyiz sebepleri reddedilmiştir.
B. Banka veya Kredi Kurumlarının Araç Olarak Kullanılması Suretiyle Dolandırıcılık Suçundan Kurulan Mahkûmiyet Hükmü Yönünden
1. 5271 sayılı Kanun’un 217 nci maddesi uyarınca duruşmadan edindiği kanaate göre delilleri değerlendirip sanığa yüklenen banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunun sübutu yönünden vicdani kanıya ulaşan Mahkemenin kabulünde hukuka aykırılık bulunmamıştır.
2. 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinin uygulanmasına ilişkin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
3. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile düzeltilen husus dışında yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri reddedilmiştir.
4. Sanık hakkında kurulan hükümde, Yargıtay tarafından düzeltilmesi mümkün görülen ve aşağıda gösterilen bozma nedeni dışında bir hukuka aykırılık görülmemiştir.
5237 sayılı Kanun’un 158 inci maddesinin birinci fıkrasının (e), (f), (j), (k) ve (l) bentlerinde sayılan hallerde adli para cezasının tayininde tespit olunacak temel gün, suçtan elde olunan haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde asgari ve bu miktara yükseltilerek belirlenecek gün sayısı üzerinden artırma ve eksiltmeler yapıldıktan sonra ortaya çıkacak sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığı aynı Kanun’un 52 nci maddesi uyarınca, en az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası arasında takdir olunacak miktarın çarpılması neticesinde sonuç adli para cezasının belirlenmesi gerektiği cihetle, somut olayda, elde edilen haksız menfaat miktarının 102.000,00 TL ve bir gün karşılığının 30,00 TL olarak takdir edildiği nazara alındığında, sanığın 6.800 gün karşılığı adli para cezasıyla cezalandırılması, bu miktar üzerinden indirim yapılması ve sonrasında 5237 sayılı Kanun’un 52 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca uygulama yapılması gerektiği gözetilmeden, infazda tereddüt oluşturacak şekilde adli para cezasına ilişkin temel cezanın 3000 gün karşılığı 90.000,00 TL adli para cezası olarak belirlenmesinden sonra doğrudan haksız menfaatin iki katı esas alınıp bu miktar üzerinden indirim yapılmak suretiyle fazla ceza tayini, hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
A. Resmi Belgede Sahtecilik Suçundan Kurulan Mahkûmiyet Hükmü Yönünden
Gerekçe bölümünde (A) bendinde açıklanan nedenlerle … 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 12.11.2015 tarihli ve 2014/130 Esas, 2015/453 Karar sayılı kararında sanık müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık müdafiinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

B. Banka veya Kredi Kurumlarının Araç Olarak Kullanılması Suretiyle Dolandırıcılık Suçundan Kurulan Mahkûmiyet Hükmü Yönünden
Gerekçe bölümünde (B-4) bendinde açıklanan nedenle … 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 12.11.2015 tarihli ve 2014/130 Esas, 2015/453 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesi gereği hüküm fıkrasının üçüncü bendinde adli para cezasının belirlenmesine ilişkin “sosyo ekonomik durumu ile dosya içerigine nazaran takdiren 1 günü 30 TL den 3000 gün karsılığı 90.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, zira bu maddenin tatbiki sureti ile hükmolunacak adli para cezasının temın edilen haksız menfaatin 2 katından az olmayacağı hususu dikkate alınarak adli para cezasının 204.000 Tl adli para cezasına yükseltilmesine” ve “170.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına” ibarelerinin çıkartılıp yerlerine “5237 sayılı Kanun’un 158 inci maddesinin birinci fıkrasının son cümlesi uyarınca 6.800 gün karşılığı adli para cezası ile cezalandırılmasına”, “5.666 gün karşılığı adli para cezasıyla cezalandırılmasına” ve devamına “5237 sayılı Kanun’un 52 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca sanığın sosyal ve ekonomik durumu dikkate alınarak 1 gün karşılığının 30,00 TL olarak takdiri ile neticeten sanığın 3 yıl 4 ay hapis ve 169.980,00 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına” ibarelerinin yazılması suretiyle hükmün, Tebliğname’ye kısmen uygun olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

01.11.2023 tarihinde karar verildi.