Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2021/29103 E. 2021/14074 K. 29.12.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/29103
KARAR NO : 2021/14074
KARAR TARİHİ : 29.12.2021

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik

7201 sayılı Tebligat Kanununun 10. maddesi uyarınca “tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır” hükmü ile 6099 sayılı Kanunla yapılan değişiklik sonucunda anılan maddeye eklenen “bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır” ek fıkra hükmüne aykırı olarak sanık …’in yokluğunda verilen hükmün, sanığın dosyadaki bilinen en son adresi olan 13/10/2015 tarihli sorgusunda beyan ettiği “… Mah. … Sok . No : 12 … – … / …” adresine tebligat çıkarılıp iadesi üzerine MERNİS adresine tebliğ edilmesi gerektiği halde doğrudan MERNİS adresine Tebligat Kanunu 21/2. maddeye göre yapılan tebligat işlemi geçersiz olup öğrenme üzerine sanık …’in hükmü yasal sürede temyiz ettiği ve 18/11/2015 tarihli kararın, başka suçtan tutuklu bulunan sanık …’ın SEGBİS yoluyla yüzüne karşı verildiği, 5271 sayılı CMK’nin 263/1. maddesinde tutuklu bulunduğu ceza infaz kurumu ve tutukevi müdürüne beyanda bulunmak suretiyle veya bu hususta bir dilekçe vererek kanun yollarına başvurabileceği düzenlenmesine karşın, yasa yolu bildiriminde anılan düzenlemeye uyulmadığı görülmekle, sanık …’ın 01.02.2016 tarihli temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilerek ve 03.02.2016 tarihli ek karar kaldırılarak yapılan incelemede;
1)Sanık … hakkında nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik, sanık … hakkında kurulan resmi belgede sahtecilik suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz nedenlerinin incelenmesinde;

Yargılamanın hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen hususların gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hukuka uygun yöntemlerle elde edilen delillerin değerlendirilerek fiilin sanıklar tarafından işlendiğinin tespit edildiği, suç vasıflarının doğru biçimde belirlendiği, cezaların kanuni takdir sınırlarında uygulandığı tüm dosya kapsamından anlaşılmakla, sanıkların temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden hükümlerin ONANMASINA,
2) Sanık … hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan hükme yönelik temyiz nedenlerinin incelenmesinde;
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 141/3., CMK’nin 34 ve 230. maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının Yargıtay denetimine imkan sağlayacak biçimde açık ve gerekçeli olması, gerekçe bölümünde iddia ve savunmada ileri sürülen görüşlerin belirtilmesi, mevcut delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterilmesi, bu delillere göre ulaşılan sonuçların, iddia, savunma ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmeler ile sanığın eyleminin ve yüklenen suçun unsurlarının nelerden ibaret olduğunun, hangi delillere üstünlük tanındığının açık olarak gerekçeye yansıtılması, delillerle sonuç arasında bağ kurulması gerekirken; katılan …’ın sanık … ile muhatap olduğunu ve malları ona satıp çeki ondan aldığını söylediği anlaşıldığından, sanık …’in, sanık …’ın eylemine ne şekilde iştirak ettiğine dair gerekçede açıklama yapılmadan, buna dair deliller toplanmadan yazılı şekilde eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile hüküm kurulması,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, aynı kanunun 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkın gözetilmesine, 29.12.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.