YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/27513
KARAR NO : 2023/4162
KARAR TARİHİ : 17.05.2023
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkûmiyet
Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 … maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 … maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. İzmir 13.Asliye Ceza Mahkemesinin, 07.10.2013 tarihli ve 2011/359 Esas, 2013/667 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında dolandırıcılık suçundan, 5237 sayılı … Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 157 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü ve 58 … maddeleri uyarınca 4 yıl hapis ve 80.000,00.TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmiştir.
2. İzmir 13.Asliye Ceza Mahkemesinin, 07.10.2013 tarihli ve 2011/359 Esas, 2013/667 Karar sayılı kararının sanık tarafından temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 15. Ceza Dairesinin 08.06.2017 tarihli ve 2017/1262 Esas, 2017/14086 Karar sayılı kararı ile “…sanığa yüklenen dolandırıcılık suçu nedeniyle, hükümden sonra 02/12/2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. ve 254. madde fıkraları gereğince uzlaştırma işlemleri için gereği yapılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini zorunluluğu…” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
3. Bozma üzerine, İzmir 13.Asliye Ceza Mahkemesinin, 11.12.2017 tarihli ve 2017/627 Esas, 2017/871 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında dolandırıcılık suçundan, 5237 sayılı … Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 157 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü ve 58 … maddeleri uyarınca 4 yıl hapis ve 80.000,00.TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmiştir.
4. İzmir 13.Asliye Ceza Mahkemesinin, 11.12.2017 tarihli ve 2017/627 Esas, 2017/871 Karar sayılı kararının sanık tarafından temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 15. Ceza Dairesinin 23.05.2019 tarihli ve 2018/1870 Esas, 2019/6248 Karar sayılı kararı ile “… kullanılan gerekçenin TCK’nun 61. maddesi anlamında yasal ve buna bağlı olarak alt sınırdan uzaklaşarak ceza tayin edilmesi doğru bir uygulama olarak kabul edilebilir ise de; suçun vasfı ve olayın mahiyeti gözetildiğinde, hapis cezasının alt sınırı 1, üst sınırı 5 yıl, adli para cezasının alt sınırı 5 gün, üst sınırı 5000 gün olan atılı suçtan temel cezanın 4 yıl hapis ve 4000 gün adli para cezası olarak belirlenmiş olması orantılılık ilkesi ile bağdaşmadığından takdir hakkının hak ve nesafet kuralları sınırlarını aşar şekilde kullanılması suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayini…” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
5. Bozma üzerine, İzmir 13.Asliye Ceza Mahkemesinin, 23.06.2020 tarihli ve 2019/646 Esas, 2020/563 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında dolandırıcılık suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 157 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü ve 58 … maddeleri uyarınca 2 yıl hapis ve 20.000,00.TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz isteği;kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna ve lehe olan hükümlerin uygulanmadığına, ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
1. Katılanın, suç tarihinde Konak Belediye Başkanlığına bir iş için gittiğinde, kendisini Alaçatı’da 60 yataklı oteli olan zengin iş adamı … olarak tanıttığı, katılanın oğluna Alaçatı’daki otelinde iş vereceği vaadi ile yemeğe davet ettiği, sohbet esnasında bakma bahanesiyle katılanın parmağındaki yüzüğü istediği, daha sonra yüzüğü de alarak lavobaya gittiği ve bir daha dönmediği, 165,00 TL yemek parasını da katılanın ödediği ve sanığın bu suretle hileli hareketlerle katılanı hataya düşürüp kendisine menfaat temin etmek sureti ile dolandırıcılık suçunu işlediği iddia ve kabul edilmiştir.
2. Sanık …’in aşamalarda alınan savunmasında, üzerine atılı suçlamaları kabul etmediği tespit edilmiştir.
3. Katılan … aşamalarda alınan beyanlarında, Konak Belediyesine bir iş için gitttiğinde kendini zengin iş adamı … olarak tanıtan sanık ile tanıştığını, Alaçatı’da bulunan 60 yataklı otelinde oğluna iş verme konusunda konuştuklarını, daha sonra yemek yeme teklifinde bulunarak birlikte Portorino isimli restauranta gittiklerini, sohbet sırasında parmağındaki yüzüğünü bakmak için aldığını ve lavobaya gitme bahanesiyle parmağında takılı vaziyette götürdüğünü, daha sonradan yemek parasını da bırakarak olay yerinden kaçtığı şeklinde beyanda bulunmuştur.
4. 20.09.2017 tarihli uzlaştırma raporunda; sanığın uzlaşmak istediği, katılanın da telefonda şifahi olarak uzlaşmak istediğini beyan ettiği, ancak yapılan tebligata rağmen uzlaşma görüşmelerine gelmemesi nedeniyle uzlaşmanın sağlanamadığı belirtilmiştir.
5. Olay yerine ait kamera görüntüleri, 25.07.2011 tarihli inceleme raporu ve fotoğraf teşhis tutanaklarının dosya arasında mevcut olduğu tespit edilmiştir.
6. Mahkemece, sanık savunmaları, katılan beyanları, alınan inceleme raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek, sanık hakkında dolandırıcılık suçundan temyiz incelemesine konu mahkûmiyet hükmü kurulmuştur.
IV. GEREKÇE
1. Duruşmadan edindiği kanaate göre delilleri değerlendirip yüklenen suçun sübutu yönünden vicdani kanıya ulaşan Mahkemenin kabulünde hukuka aykırılık bulunmamış; sanık … hakkında yerinde, yeterli ve kanunî gerekçeler ile lehe hükümlerin uygulanmamasında isabetsizlik bulunmadığından,sanığın lehe olan yasa maddelerinin uygulanmamasının usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkin temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.
2. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.Ancak,
3. Yargıtay tarafından düzeltilmesi mümkün görülen, ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 18.06.2013 tarih ve 2013/8-151/304 sayılı ilamında açıklandığı üzere, birden fazla tekerrüre esas alınabilecek hükümlülüğün bulunması halinde bunlardan en ağırının esas alınması gerekeceğinden, adli sicil kaydında yer alan, daha ağır bir cezayı içeren ve de UYAP kayıtlarından yapılan araştırmada uzlaşma sağlanamadığından mahkemenin 05.04.2017 tarihli ek kararı ile infazının devamına karar verilen İzmir 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 17.02.2011 tarihli ve 2010/198 Esas, 2011/78 Karar sayılı ilamı ile basit dolandırıcılık suçundan hükmolunan 2 yıl 6 ay hapis cezasının tekerrüre esas alınması gerektiği gözetilmeden, İzmir 6.Asliye Ceza Mahkemesinin 27.05.2010 tarihli ve 2009/98 Esas, 2010/498 Karar sayılı ilamı ile basit dolandırıcılık suçundan hükmolunan 1 yıl 4 ay hapis cezasına ilişkin hükmün esas alınması dışında bir hukuka aykırılık görülmemiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle İzmir 13.Asliye Ceza Mahkemesinin, 23.06.2020 tarihli ve 2019/646 Esas, 2020/563 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 … maddesi gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesi gereği hüküm fıkrasından 5237 sayılı Kanun’un 58 … maddesinin uygulanmasına ilişkin bölüm tamamen çıkartılarak, yerine ”Sanığın, İzmir 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 17.02.2011 tarihli ve 2010/198 Esas, 2011/78 Karar sayılı ilamı ile basit dolandırıcılık suçundan verilen 2 yıl 6 ay hapis cezasına ilişkin hükümlülüğünün tekerrüre esas olduğu anlaşılmakla, TCK’nin 58/6-7. maddeleri uyarınca verilen cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına” ibaresinin eklenmesi suretiyle, hükmün, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aleyhe temyiz bulunmadığı gözetilerek, 1412 sayılı Kanun’un 326/son ve 5275 sayılı Kanun’un 108/2. maddeleri gereğince koşullu salıverilmeye eklenecek sürenin, hatalı uygulama sonucu hükümde gösterilen ilam nedeniyle koşullu salıverilmeye eklenecek süreden fazla olamayacağı hususunun infaz aşamasında gözetilmesine,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
17.05.2023 tarihinde karar verildi.