YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/26326
KARAR NO : 2023/4108
KARAR TARİHİ : 17.05.2023
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Kamu kurum ve kuruluşları, vb. tüzel kişiliklerin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜMLER : Beraat, mahkûmiyet
Sanıklar hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 … maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 … maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 27.05.2015 tarihli ve 2014/435 Esas, 2015/171 Karar sayılı kararı ile;
1. Sanık … hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan 5237 sayılı … Ceza Kanunu’nun 204 üncü maddesinin birinci fıkrası, ve 53 üncü maddesi uyarınca 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,
2. Sanık … hakkında kamu kurum ve kuruluşları, vb. tüzel kişiliklerin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi gereğince beraatine,
Karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan vekilinin ve sanık …’nun temyizleri, herhangi bir nedene dayanmamaktadır.
III. OLAY VE OLGULAR
1. Sanık …’in sanık …’den satın aldığı küçükbaş hayvanlar karşılığında 30.000 TL ve 23.000 TL bedelli 2 adet bono verdiği, bonoların vadesi geldiğinde ödenmemesi üzerine sanık …’in fark isteyerek yeni bir bono düzenlenmesini talep ettiği, sanık …’in de 55.000 TL bedelli ve 07.01.2014 düzenleme tarihli bono düzenlediği, sanık …’in, sanık …’in resmi nikah olmaksızın birlikte yaşadığı katılan … adına bono düzenlemesini istemesi üzerine sanık …’in 55.000 TL bedelli bonoya katılan …’yı kefil olarak gösterip adına imza attığı ve sanık …’e verdiği, sanık …’in de bu bono ile sanık … ve katılan … aleyhine icra takibi başlattığı, bu şekilde sanık …’in resmi belgede sahtecilik suçunu, sanık …’in kamu kurum ve kuruluşları, vb. tüzel kişiliklerin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik suçlarını işledikleri iddiasıyla haklarında kamu davası açıldığı anlaşılmıştır.
2. Sanık … alınan savunmalarında özetle; suça konu bonoyu katılan …’nın bilgisi dışında imzaladığını ancak …’in bu durumdan haberdar olduğunu, …’in “çocuklarıma göstereceğim” demesi nedeniyle …’yı kefil olarak gösterdiğini beyan etmiş.
3. Sanık … alınan savunmalarında özetle, suça konu bononun sanık …’in evinde düzenlendiğini, …’nın kefil olarak imzalamasını istemesi üzerine sanık …’in …’ya imzalatmak için mutfağa gidip geri geldiğini ve geldiğinde bonoda …’nın imzalarını gördüğünü bildirmiştir.
4. Katılan, bonodoki kefil imzalarını kendisinin atmadığını, davaya katılmak istediğini belirtmiştir.
5. Suça konu bonoya ilişkin olarak düzenlenen bilirkişi raporları, icra takip dosyası örneği ve tanık Ü.M’nin beyanı dava dosyasında mevcuttur.
6. Mahkeme heyeti tarafından suça konu bono duruşmada incelenip, özellikleri zapta geçirilmiş, belgenin 6102 sayılı … Ticaret Kanunu’nda öngörülen zorunlu unsurları taşıdığı ve aldatma niteliğini haiz olduğu belirlenmiştir.
7. Mahkemece yapılan yargılamada sanık …’e yüklenen suçun sübut bulduğu kabul edilerek adı geçen sanığın mahkûmiyetine, sanık …’in katılanın imzalarının sahte olduğunu bildiği sabit olmadığından beraatine hükmedilmiştir.
IV. GEREKÇE
A. Sanık … Hakkında Kurulan Hüküm Yönünden
1. Dosya kapsamında düzenlenen bilirkişi raporları, katılanın aşamalarda değişmeyen istikrarlı anlatımları, sanık …’in ikrarı ve Mahkeme heyetinin gözlemi uyarınca sanığın üzerine atılı suçun sübuta erdiği belirlenmekle, sanık hakkında mahkûmiyet hükmü kurulmasında bir isabetsizlik görülmediğinden, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.
2. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, katılan vekili ve sanığın yerinde görülmeyen temyiz sebepleri reddedilmiştir.
B. Sanık … Hakkında Kurulan Hükümler Yönünden
1.Sanık …’in bahse konu kefil imzalarının sahte olduğunu bildiğine dair sanık …’in atf-ı cürüm niteliğindeki beyanları dışında mahkûmiyetine yeterli her türlü şüpheden uzak, somut delil bulunmadığından sanık hakkında beraat hükümleri kurulmasında hukuka aykırılık görülmemiştir.
2. Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde (A) ve (B) bentlerinde açıklanan nedenlerle Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 27.05.2015 tarihli ve 2014/435 Esas, 2015/171 Karar sayılı kararında katılan vekili ve sanık tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ile dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden katılan vekili ve sanığın temyiz sebeplerinin reddiyle hükümlerin, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
17.05.2023 tarihinde karar verildi.