Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2021/26267 E. 2023/1214 K. 06.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/26267
KARAR NO : 2023/1214
KARAR TARİHİ : 06.03.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir oldukları, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. … Cumhuriyet Başsavcılığının 22.08.2011 tarihli ve 2011/3006 sayılı iddianamesi ile sanık hakkında;
a) Nitelikli dolandırıcılık suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 158 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi ve 53 üncü maddesi,
b) Resmi belgede sahtecilik suçundan 5237 sayılı Kanun’un 204 üncü maddesinin birinci ve üçüncü fıkraları ile 53 üncü maddesi,
Uyarınca … Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açılmıştır.
2. … 7. Ağır Ceza Mahkemesinin, 11.10.2012 tarihli ve 2011/347 Esas, 2012/327 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında;
a) Nitelikli dolandırıcılık suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 158 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi ve son cümlesi, 62 nci, 53 üncü ve 58 inci maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis ve 36.166,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve tekerrür hükümlerinin uygulanmasına,
b) Resmi belgede sahtecilik suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 204 üncü maddesinin birinci fıkrası, 62 nci, 53 üncü ve 58 inci maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına hak yoksunluklarına ve tekerrür hükümlerinin uygulanmasına,
Karar verilmiştir.
3. … 7. Ağır Ceza Mahkemesinin, 11.10.2012 tarihli ve 2011/347 Esas, 2012/327 Karar sayılı kararının sanık müdafii tarafından temyizi üzerine Yargıtay (kapatılan) 23. Ceza Dairesi’nin 08.11.2016 tarihli ve 2015/9690 Esas, 2016/9401 Karar sayılı kararı ile sanığın atılı suçu inkar etmesi nedeniyle imza ve yazı örnekleri temin edilerek çekteki imza ve yazıların karşılaştırılması, resmi belgede sahtecilik suçunun aldatma niteliğinin var olup olmadığının tespiti açısından suça konu çekin mahkeme heyeti tarafından gözlemlenerek çekin özelliklerinin tutanağa geçirilmesi ve gerekirse bu konuda bilirkişi raporu alınması sanığın çeki aldığını belirttiği … isimli kişinin kimlik bilgilerinin tespiti için yeterince araştırma yapılması gerektiği, kabule göre de haksız menfaat miktarının yanlış hesaplandığı belirtilerek bozulmasına karar verilmiştir.
4. … 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 24.09.2019 tarihli ve 2016/417 Esas, 2019/431 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında;
a) Nitelikli dolandırıcılık suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 158 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi, 62 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkraları, 53 üncü ve 58 inci maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis ve 36.160,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve tekerrür hükümlerinin uygulanmasına,
b) Resmi belgede sahtecilik suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 204 üncü maddesinin birinci fıkrası, 62 nci, 53 üncü ve 58 inci maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına hak yoksunluklarının ve tekerrür hükümlerinin uygulanmasına,
Karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyizi, sanığın çekte imza ve yazısının olmadığına, diğer ortağı …’ın imza ve yazı örnekleri ile çekteki imza ve yazının kıyaslanmadığına, çekin önceden doğmuş borç için verildiğine, verilen ceza miktarı gözetildiğinde erteleme kurumunun haksız şekilde uygulanmadığına, bu sebeplerle kararın bozulması gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Suça konu … Bankasına ait 21.700,00 TL bedelli 25.03.2011 keşide tarihli tamamen sahte olan yasal unsurları haiz çeki … Tekstil adlı firması adına sanık …’ın ciro ederek kumaş karşılığında … Akteks Tekstil… Ltd. Şti yetkilisi katılan …’a 12.11.2010 tarihinde verdiği, katılanın bankaya ibrazında bu durumun ortaya çıktığı anlaşılmıştır.
2. Keşideci …’ın çekin bankaya ibraz tarihinden yaklaşık beş ay önce çeklerinin kopyasının üretildiğine dair şikayette bulunduğu ve orjinal çek yapraklarını ibraz ettiği belirlenmiştir.
3. Katılan suça konu çeki kumaş satarak sanıktan aldığına dair fatura ve makbuz ibraz etmiş, ayrıca yaptıkları araştırmada sanığın işyerinde yalnızca masa ve bilgisayar tespit ettiklerini beyan etmiştir.
4. Sanık suça konu çeki katılana verdiğini kabul etmiş, eski ortağı olan tanık A. B. vasıtasıyla tanıştığı … ‘a verdiği tekstil mamulü karşılığında çeki aldığını savunmuş ve … ‘ın talimatıyla tanımadığı keşideci adına kestiği faturaları ibraz etmiştir.
5. Tanık A. B.’nin ise … diye birisini tanımadığını belirttiği ve sanığın savunmalarının aksine beyanda bulunduğu anlaşılmıştır.
6. Ekspertiz raporuna göre; çekin ön yüzündeki yazı ve rakamlar ile keşideci imzasının sanığın eli ürünü olmadığı tespit edilmiştir.
7. Çek Mahkemece gözlemlenmiş ve aldatma niteliğinin var olduğu tutanağa geçirilmiştir.
8. Mahkemece bankanın cevabi yazısı, bilirkişi raporu ve mahkeme gözlemiyle sahteliği sabit çeki sanığın … ‘dan aldığını öne sürmesine karşın … ‘ın açık kimlik ve adres bilgilerini verememesi ve bu hususta gösterdiği tanığın sanık savunmasını doğrulamaması gerekçesiyle sanığın bankanın maddi varlığı olan sahte çeki vererek menfaat sağladığı kabulüyle nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından mahkumiyet hükümleri kurulmuştur.

IV. GEREKÇE
A. Nitelikli Dolandırıcılık Suçundan Kurulan Mahkumiyet Hükmü Yönünden
1. Sanığın suça konu çeki verip kumaş aldığı 12.11.2010 tarihinin suç tarihi olması nedeniyle gerekçeli karar başlığında 25.03.2011 şeklinde yanlış gösterilen suç tarihinin “12.11.2010” olarak mahallinde düzeltilmesi mümkün görülmüştür.
2. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz sebepleri reddedilmiştir.
3. … 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 24.09.2019 tarihli ve 2016/417 Esas, 2019/431 Karar sayılı kararında Yargıtay tarafından düzeltilmesi mümkün görülen katılanın dosyaya sunduğu tahsilat makbuzuna göre suç tarihinin 12.11.2010 ve tekerrüre esas alınan ilamının kesinleşme tarihinin ise 23.12.2010 olması, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 08.04.2008 tarih ve 57/74 Esas ve Karar sayılı kararında da vurgulandığı üzere suç tarihinden sonra kesinleşen ilamların tekerrüre esas alınamayacağı ve adli sicil kaydında tekerrüre esas olan başka bir mahkumiyetinin de bulunmadığının anlaşılması karşısında, sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 58 inci maddesinin uygulanamayacağının gözetilmemesi hususunun dışında bir hukuka aykırılık görülmemiştir.
B. Resmi Belgede Sahtecilik Suçundan Kurulan Mahkûmiyet Hükmü Yönünden;
Sanığın yargılama konusu eylemi için, 5237 sayılı Kanun’un 204 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca belirlenecek cezanın türü ve üst haddine göre aynı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi ve 67 nci maddesinin dördüncü fıkrası gereği 12 yıllık olağanüstü zamanaşımı süresinin öngörüldüğü ve zamanaşımının 12.11.2010 olan suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmıştır.

V. KARAR
A. Nitelikli Dolandırıcılık Suçundan Kurulan Mahkumiyet Hükmü Yönünden
Gerekçe bölümünde (A) bendinde açıklanan nedenlerle … 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 24.09.2019 tarihli ve 2016/417 Esas, 2019/431 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesi gereği hüküm fıkrasından tekerrür uygulanmasına ilişkin paragrafın çıkarılması suretiyle hükmün, Tebliğname’ye kısmen uygun olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

B. Resmi Belgede Sahtecilik Suçundan Kurulan Mahkûmiyet Hükmü Yönünden
Gerekçe bölümünde (B) bendinde açıklanan nedenlerle … 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 24.09.2019 tarihli ve 2016/417 Esas, 2019/431 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesinin birinci fıkrası gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin verdiği yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası gereği gerçekleşen olağanüstü zamanaşımı nedeniyle, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle DÜŞMESİNE,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

06.03.2023 tarihinde karar verildi.