Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2021/25794 E. 2023/7868 K. 01.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/25794
KARAR NO : 2023/7868
KARAR TARİHİ : 01.11.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2013/425 E., 2015/446 K.
SUÇ :Kamu görevlileri ile ilişkisi olduğundan bahisle bir işin gördürüleceği vaadiyle dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 11.11.2015 tarihli ve 2013/425 Esas ve 2015/446 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kamu görevlileri ile ilişkisi olduğundan bahisle bir işin gördürüleceği vaadiyle dolandırıcılık suçundan, 5237 sayılı Türk ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 158 inci maddesinin ikinci fıkrasının yollamasıyla 158 inci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci , 52 nci ile 53 üncü maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis ve 80 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz isteği; suçlamayı kabul etmediği, katılanın işi olmayınca …’e ödeme yaptığını, …’in bu parayı katılana ödemediği, mahkeme aşamasında katılanla 400 TL ödenmesi hususunda anlaştıklarını, 07.09.2015 tarihinde 400 TL parayı katılanın hesabına havale ettiğini, kararın bozulmasına ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1.Sanık …’nin Büyükşehir Belediyesinde çalıştığını, Milli Savunma Bakanlığı bölgesinde işe sokma vaadi ile üst düzey görevlilere hediye cep telefonu alınması gerektiğini söyleyerek ve işini gördürebileceği imajı yaratarak katılan …’den 25.06.2012 tarihinde 581 TL ve 02.07.2012 tarihinde 250 TL para aldığı anlaşılmıştır.
2.Mahkemesince, sanığın savunmasında suçunu tevil yolu ile ikrar ettiği, böylelikle kamu görevlileri ile ilişkisi olduğundan bahisle bir işin gördürüleceği vaadi ile nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediği gerekçesiyle mahkumiyetine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
1.5237 sayılı Kanun’un 158 inci maddesinin ikinci fıkrasındaki nitelikli dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için suç failinin ismen söylemese bile kimden söz edildiğini karşı tarafın anlayacağı şekilde makamı, rütbesi, ünvanı ve lakabını söylediği kamu görevlilerini tanıdığını hatırının sayıldığını, işini yaptıracağını söyleyerek mağduru kandırması gerektiği anlaşıldığından; somut olayda, eylemin hükümden sonra yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 14 üncü maddesi ile değişik 5237 sayılı Kanun’un 158 inci maddesinin birinci fıkrasına eklenen (L) bendi kapsamında öngörülen nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturuyor ise de, suç tarihi itibariyle sanık lehine olan 5237 sayılı Kanun’un 157 nci maddesinde düzenlenen basit dolandırıcılık suçunu oluşturacağı, bu sebeple hükümden sonra 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34 üncü maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun’un 253 ve 254 üncü maddeleri gereğince uzlaştırma işlemleri yapılmasından sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
2.Kabule göre de;
a.Sanığın temyiz dilekçesinin ekinde 07.09.2015 tarihli katılana 400 TL kısmi ödeme yaptığına ilişkin dekont sunduğu anlaşıldığından belirtilen hususun araştırılarak kısmi karşılama varsa 5237 sayılı Kanun’un 168/4 üncü maddesi uyarınca etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına katılanın rızasının olup olmadığının sorulması gerektiğinin gözetilmemesi,
b.Sanığın katılandan farklı zamanlarda menfaat temin etmiş olması nedeniyle 5237 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesinde yer alan zincirleme suç hükümleri gereğince cezasının artırılması gerektiğinin gözetilmemesi, hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle .Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 11.11.2015 tarihli ve 2013/425 Esas ve 2015/446 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA, aynı Kanun’un 326/son maddesi uyarınca sanığın kazanılmış haklarının saklı tutulmasına,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

01.11.2023 tarihinde karar verildi.