Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2021/25548 E. 2023/4185 K. 18.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/25548
KARAR NO : 2023/4185
KARAR TARİHİ : 18.05.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 … maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 … maddesi gereği temyiz edilebilir oldukları, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Bafra Asliye Ceza Mahkemesinin, 18.10.2012 tarihli ve 2012/352 Esas, 2012/1254 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında dolandırıcılık suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 157 nci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkraları ile 53 üncü ve 58 nci maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis ve 5.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına, tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmiştir.
2.Bafra Asliye Ceza Mahkemesinin, 18.10.2012 tarihli ve 2012/352 Esas ve 2012/1254 Karar sayılı kararının sanık tarafından temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 15. Ceza Dairesinin 26.12.2016 tarihli ve 2014/16943 Esas, 2016/9828 Karar sayılı kararı ile “sanığa yüklenen dolandırıcılık suçu nedeniyle, hükümden sonra 02/12/2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. ve 254. madde fıkraları gereğince uzlaştırma işlemleri için gereği yapılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini zorunluluğu” nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.
3.Bafra Asliye Ceza Mahkemesinin 23.02.2017 tarihli ve 2017/88 Esas, 2017/200 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında dolandırıcılık suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 157 nci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkraları ile 53 üncü ve 58 nci maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis ve 5.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına, tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmiştir.
4.Bafra Asliye Ceza Mahkemesinin 23.02.2017 tarihli, 2017/88 Esas, 2017/200 Karar sayılı kararının sanık tarafından temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 15. Ceza Dairesinin 20.12.2018 tarihli ve 2017/35862 Esas, 2018/9868 Karar sayılı kararı ile eylemin kamu kurumu olan emniyet müdürlüğünün maddi varlıklarından sayılan polis kimlik kartı kullanılarak gerçekleştirilmesi nedeniyle, TCK’nın 158/1-d maddesinde düzenlenen ve hükümden önce 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 14. maddesi ile 5237 sayılı TCK’nın 158/1. maddesine eklenen (L) bendi kapsamında öngörülen nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delilleri takdir ve değerlendirme yetki ve görevinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.
5.Bafra Ağır Ceza Mahkemesinin 27.09.2019 tarihli, 2019/73 Esas, 2019/145 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında dolandırıcılık suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 157 nci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkraları ile 53 üncü ve 58 nci maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis ve 8.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına, tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz isteği, uzlaşmak istediğine, dosyanın yeniden incelenmesine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1.Sanığın katılanların ikametine hısımları olan … ile beraber gelerek kendisini polis memuru olarak Vedat … adı altında tanıttığı ve yakınlık kurduğu, ayrıca yanında bulunan yıldızlı işareti olan polis kimlik kartını gösterdiği, eski eşinden kalan altınları olduğunu ve bunların manevi hatırası olması nedeni ile satmak istemediğini, polislerin kendi aralarında araba günü yaptığını o gün de kendisine araba çıktığını ve arabayı teslim almak için 5.000,00 TL ye ihtiyacı olduğunu söyleyerek katılanın nezdinde bulunan altınları istediği ve söz konusu altınları bir hafta sonra geri iade edeceğini söyleyerek üç adet her biri 12 gram 47 cent ağırlığında 14 ayar altın bilezik, ucunda kolye bulunan 1 metrelik kolye olmak üzere toplam değeri 3.000,00 TL altın aldığı ve karşılığında nezdinde bulunan imitasyon altınları katılanlara karşılık olmak üzere verdiği anlaşılmıştır.
2.Katılanlar sanığı teşhis etmiş olup, sanığın verdiği altınların da 05.07.2011 tarihli tutanağa göre imitasyon olduğu ve değerinin 50 TL civarında bulunduğu belirtilmiştir.
3..Mahkemesince,sanık …’un tevili ikrar yoluyla bunu doğruladığı, her ne kadar sanık …’un yıldızlı polis kartını gösterdiği anlaşılsa da; katılanlar ile sanık …’un 2-3 aylık iletişimleri, katılan …’nün halasının kızı olan … … ile imam nikahı yapması göz önünde bulundurularak tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; sanık …’un aile içine sahte isimle sızıp belli bir … tesis edip son aşamada da kendisini polis olarak tanıtarak kendisine duyulan güveni pekiştirdikten sonra aldatma kabiliyetine haiz sahte altınları katılanlara verip karşılığında katılanların iradesini fesada uğratarak gerçek para ve mücevher almak şeklindeki eyleminin, hem suç tarihi hem de olayın gerçekleşme biçimi dikkate alındığında basit dolandırıcılık olarak nitelendirilmesi gerektiğinden, sanığın eylemine uyan ve suç tarihinde yürürlükte olan yasa maddesi gözetilerek 5237 Sayılı TCK’nın 157/1 maddesi gereğince cezalandırılması gerektiği gerekçesiyle mahkumiyetine hükmedilmiştir.

IV. GEREKÇE
1.Haksız menfaatin kamu kurumu niteliğindeki Emniyet Müdürlüğü’nün maddi varlığı olan polis kimlik kartı kullanılarak elde edildiğinin anlaşılması karşısında, sanığın polis kimlik kartını göstererek hileli söz ve davranışlarla katılanı aldatıp kendisinden haksız yarar sağlaması şeklinde sübut bulan eyleminin, 5237 sayılı Kanun’un 158/1-d maddesinde düzenlenen nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfında hataya düşülerek yazılı şekilde aynı Kanun’un 157 nci maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen dolandırıcılık suçundan hüküm kurulması,
2.Kabule göre de; Yargıtay (Kapatılan) 15. Ceza Dairesinin 20.12.2018 tarihli ve 2017/35862 Esas, 2018/9868 Karar sayılı bozma ilamından önceki Bafra Asliye Ceza Mahkemesinin 23.02.2017 tarihli ve 2017/88 Esas, 2017/200 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 157 nci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkraları ile 53 üncü ve 58 nci maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis ve 5.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, bu kararın sanık tarafından temyiz edilmesi sonucu hükmün bozulmasına karar verildiği anlaşılmakla; 1 yıl 8 ay hapis ve 5.000,00 TL adli para cezasına ilişkin mahkûmiyet hükmünün kazanılmış hak olacağı gözetilmeden 2 yıl 6 ay hapis ve 8.000,00 TL adli para cezasına hükmolunarak 1412 sayılı Kanun’un 326 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca kazanılmış hakkın gözetilmemesi, hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Bafra Ağır Ceza Mahkemesinin 27.09.2019 tarihli ve 2019/73 Esas, 2019/145 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden diğer yönleri incelenmeyen hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 … maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA, aynı Kanun’un 326 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca kazanılmış haklarının dikkate alınmasına,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

18.05.2023 tarihinde karar verildi.