Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2021/22281 E. 2023/3745 K. 09.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/22281
KARAR NO : 2023/3745
KARAR TARİHİ : 09.05.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Güveni kötüye kullanma
HÜKÜM : Mahkumiyet

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 … maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 … maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. İstanbul 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 02.07.2012 tarihli ve 2011/237 Esas, 2012/490 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında güveni kötüye kullanma suçundan 5237 sayılı … Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 155 … maddesinin ikinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası ile dördüncü fıkrası, 51 … maddesi ve 53 üncü maddesi uyarınca 10 ay hapis ve 1.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılması, cezanın ertelenmesine, 1 yıl denetim süresi belirlenmesine karar verilmiştir.
2. İstanbul 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 02.07.2012 tarihli ve 2011/237 Esas, 2012/490 Karar sayılı ilamının katılan vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 23. Ceza Dairesinin 03.03.2016 tarihli ve 2015/7351 Esas, 2016/2387 Karar sayılı ilamınında; suça konu eylemin 5237 sayılı Kanun’un 155 … maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğu gözetilmeden aynı Kanun’un 155 … maddesinin ikinci fıkrası uyarınca uygulama yapılarak sanığa fazla ceza tayini, kabule göre de erteleme kararının adli para cezasını kapsayacak şekilde verilmesi, adli para cezasının alt sınırdan uzaklaşma gerekçesinin belirtilmemesi, 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinin birinci fıkrası kapsamında hak yoksunlukları belirlenirken Anayasa Mahkemesi iptal kararının göz önünde tutulmaması nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.
3. İstanbul 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 09.02.2017 tarihli ve 2016/159 Esas, 2017/48 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında güveni kötüye kullanma suçundan 5237 sayılı Kanun’un 155 … maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası ile dördüncü fıkrası, 51 … maddesi ve 53 üncü maddesi uyarınca 5 ay hapis ve 80,00 TL adli para cezası ile cezalandırılması, hapis cezasının ertelenmesine,1 yıl denetim süresi belirlenmesine karar verilmiştir.
4. İstanbul 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 09.02.2017 tarihli ve 2016/159 Esas, 2017/48 Karar sayılı ilamının katılan vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 15. Ceza Dairesinin 18.12.2017 tarihli ve 2017/34894 Esas, 2017/27658 Karar sayılı kararı ile uzlaşma işlemlerinin yapılması nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.
5. İstanbul 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 31.01.2019 tarihli ve 2018/66 Esas, 2019/104 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında güveni kötüye kullanma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 155 … maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddenin birinci fıkrası, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası ile dördüncü fıkrası, 51 … maddesi ve 53 üncü maddesi uyarınca 8 ay 10 gün hapis ve 820,00 TL adli para cezası ile cezalandırılması, hapis cezasının ertelenmesine, 1 yıl denetim süresi belirlenmesine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan vekili temyiz dilekçesi; suçun vasfının hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğu, sanığın üst sınırdan cezalandırılması gerekirken alt sınırdan cezalandırıldığı, sanığın müvekkili şirketin zararını gidermediğinden cezada indirime gidilmesi ve para cezasına çevrilmesinin hukuka aykırı olduğuna, bozulmasına ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Sanığın kiracı sıfatıyla katılan şirketle yaptığı finansal kiralama sözleşmesi ile şirketten 1 adet traktör kiraladığı halde kira borcunu ödemediği, kendisine noter kanalıyla ihtarname gönderildiği halde traktörü ve ekipmanlarını süresinde katılan şirkete iade etmediği iddiasıyla sanık hakkında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan kamu davası açılmıştır.
2. Sanık aşamalarda alınan savunmasında; katılan şirketten herhangi bir araç kiralamadığını, yalnızca Acıpayam Yolu üzerinde Uzunlar isimli galeriden, galerinin finansal kiralama şirketinden satın aldığı aracı aldığını, taksitini Uzunlar Galeriye ödediğini, ancak galerinin Finansal Kiralama Şirketine taksiti ödemediğini beyan ederek atılı suçlamayı kabul etmemiştir.
3. Katılan; zararının giderilmediğini, sanıktan şikâyetçi olduğunu ve davaya katılmak istediğini beyan etmiştir.
4. Sanığın üzerine atılı hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunun 6763 sayılı Kanun’un 34 üncü maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun’un 253 ve 254 üncü maddeleri gereğince uzlaşma kapsamında olması nedeniyle, dosyanın uzlaştırma bürosuna tevdi edildiği ancak uzlaşmanın sağlanamadığı belirlenmiştir.
5. Mahkemece yapılan yargılamada yüklenen suçun sübut bulduğu kabul edilerek sanık hakkında temyiz incelemesine konu mahkûmiyet hükmü kurulmuştur.

IV. GEREKÇE
Sanığa isnat edilen ve üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren güveni kötüye kullanma suçundan dolayı kurulan hükümden sonra, 16.03.2021 tarihli ve 31425 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 Esas, 2021/4 Karar sayılı kararı ile 5271 sayılı Kanun’a 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun’un 31 … maddesiyle eklenen geçici 5 … maddesinin (d) bendinde yer alan “hükme bağlanmış” ibaresinin basit yargılama usulü yönünden Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edilmiş olması karşısında, sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiştir.

V. KARAR
Başkaca yönleri incelenmeyen İstanbul 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 31.01.2019 tarihli ve 2018/66 Esas, 2019/104 Karar sayılı kararına yönelik katılan vekilinin isteği gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 … maddesi gereği, Tebliğnameye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

09.05.2023 tarihinde karar verildi.