Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2021/22101 E. 2023/6059 K. 13.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/22101
KARAR NO : 2023/6059
KARAR TARİHİ : 13.09.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/268 E., 2015/171 K.
SUÇLAR : Kamu kurum ve kuruluşları, vb. tüzel kişiliklerin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık, özel belgede sahtecilik
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir oldukları, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Antalya 4. Ağır Ceza Mahkemesinin, 15.09.2015 tarihli ve 2015/268 Esas, 2015/171 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında;
a)Nitelikli dolandırıcılık suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 158 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 52 nci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkraları, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 58 inci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca 2 yıl 1 ay hapis ve 5.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına;
b)Özel belgede sahtecilik suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 207 nci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 58 inci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına, karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz isteği, atılı suçları işlemediğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Sanığın, Muhammed Demir isimli kişinin kaybettiği sürücü belgesini bir şekilde ele geçirerek, bu sürücü belgesiyle Uğurböceği Rent a Car isimli iş yerinden 07 CHZ 60 plakalı aracı 2 günlüğüne kira sözleşmesiyle kiraladığı, sözleşmeyi Muhammed Demir ismiyle ve kimlik bilgileri ile imzaladığı, süre bitiminde kiralamış olduğu aracı iade etmediği, araç takip sistemini devre dışı bıraktığı, göstermiş olduğu telefona ulaşılamadığı, sanığın bu suretle hileli davranışlarla Emniyet Genel Müdürlüğü’nün maddi varlıklarından olan sürücü belgesini kullanıp katılanı aldatıp kendisi yararına haksız çıkar sağladığı, özel belge niteliğindeki araç kiralama sözleşmesinde sahtecilik yaptığı iddia edilmiştir.

2. Sanık, İstanbul ili metrobüs hattında Muhammed Demir’e ait ehliyeti bulduğunu, ehliyet üzerinde herhangi bir sahtecilik yapmadan ehliyeti kullandığını, bu ehliyetle Uğur böceği Rent a Car isimli iş yerinden 07 CHZ 60 plaka sayılı aracı 2 günlüğüne kiraladığını, daha sonra da kiraladığı aracı teslim etmek üzere açık kimlik ve bilgilerini bilmediği arkadaşı Ahmet Kara’ya teslim ettiğini savunmuştur.

3. Dosya içerisinde sanığın Uğurböceği Rent a Car şirketi ile Muhammed Demir adına düzenlediği kira sözleşmesinin ve taahhütnamenin aslı gibidir onaylı suretlerinin bulunduğu görülmüştür.

4. Mahkemece, atılı suçların sübut bulduğu kabul edilerek temyize konu mahkumiyet hükümleri kurulmuştur.

IV. GEREKÇE
A. Nitelikli dolandırıcılık Suçundan Kurulan Hükme İlişkin Temyiz İncelemesinde
1. 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesi hususunun infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
2. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımın doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri reddedilmiştir.
3. Ancak; ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 18.06.2013 tarihli ve 2013/8-151/304 sayılı ilamında açıklandığı üzere, birden fazla tekerrüre esas alınabilecek hükümlülüğün bulunması halinde bunlardan en ağırının esas alınması gerekeceğinden, sanığın, adli sicil kaydında yer alan ve daha ağır bir cezayı içeren Bakırköy 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 30.10.2008 tarihli ve 2008/47 Esas, 2008/394 Karar sayılı ilamıyla hükmolunan 3 yıl 4 ay hapis cezasının tekerrüre esas alınması gerekirken, Antalya 11. Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/8 Esas, 2011/201 Karar sayılı ilamıyla hükmolunan 1 yıl 4 ay hapis cezasına ilişkin hükmün esas alınması, hukuka aykırı olup söz konusu hukuka aykırılık Yargıtay tarafından giderilmiştir.

B. Özel Belgede Sahtecilik Suçundan Kurulan Hükme İlişkin Temyiz İncelemesinde
1. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.04.2014 tarihli ve 2013/11-397 Esas, 2014/202 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, 5237 sayılı Kanun’un “Kamu güvenine karşı suçlar” bölümünde düzenlenen ve belgenin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi ile kamu güveninin sarsıldığı kabul edilerek suç sayılıp yaptırıma bağlanan “belgede sahtecilik” suçlarında korunan hukuki yararın kamu güveni olduğu, suçun işlenmesi ile kamu güveninin sarsılması dışında, bir veya birden fazla kişi de haksızlığa uğrayıp, suçtan zarar görmesi halinde dahi, suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamının, diğer bir ifadeyle kamunun olduğuna dair kabulünün etkilenmeyeceği, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin mağdur değil, suçtan zarar gören olacağının kabulü gerekeceği ve 5237 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesi uyarınca, “bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla ya da aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi” durumunda zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasının mümkün olduğu da gözetilerek, açıklanan ilkeler doğrultusunda; sanığın benzer nitelikteki eylemi nedeniyle Antalya 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 19.01.2023 tarihli ve 2022/247 Esas, 2023/17 Karar sayılı kararı ile özel belgede sahtecilik suçundan mahkumiyetine hükmedildiğinin anlaşılması karşısında; sanığın eylemlerinin aynı suç işleme kararına bağlı olarak zincirleme biçimde özel belgede sahtecilik suçunu oluşturup oluşturmadığının değerlendirilebilmesi için yukarıda belirtilen dosyaların ve varsa tespit edilebilen benzer nitelikteki dosyalarının araştırılarak mümkünse mevcut dava ile birleştirilmesi, birleştirme mümkün değilse bu davayı ilgilendiren belgelerin onaylı örneklerinin çıkartılarak dosya içine konulması, zincirleme suç hükümlerinin uygulanma olanağının bulunup bulunmadığının tartışılması, kesinleşmiş hükümlerin zincirleme suç kapsamında kaldığının anlaşılması halinde tayin olunacak cezadan kesinleşmiş önceki cezanın mahsup edilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ve inceleme sonucu hüküm kurulması,
2. Kabule göre ;
a)5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesine ilişkin uygulamanın, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
b)Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 18.06.2013 tarih ve 2013/8-151/304 sayılı ilamında açıklandığı üzere, birden fazla tekerrüre esas alınabilecek hükümlülüğün bulunması halinde bunlardan en ağırının esas alınması gerekeceğinden, adli sicil kaydında yer alan ve daha ağır bir cezayı içeren Bakırköy 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 30.10.2008 tarihli ve 2008/47 Esas, 2008/394 Karar sayılı ilamıyla hükmolunan 3 yıl 4 ay hapis cezasının tekerrüre esas alınması gerekirken, Antalya 11. Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/8 Esas, 2011/201 Karar sayılı ilamıyla hükmolunan 1 yıl 4 ay hapis cezasına ilişkin hükmün tekerrüre esas alınması, hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
A. Nitelikli dolandırıcılık Suçundan Kurulan Hükme İlişkin Temyiz İncelemesinde
Gerekçe bölümünün (A) bendinde açıklanan nedenlerle Antalya 4. Ağır Ceza Mahkemesinin, 15.09.2015 tarihli ve 2015/268 Esas, 2015/171 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesi gereği hüküm fıkrasının 1-b bendinin 6 ncı paragrafındaki 5237 sayılı Kanun’un 58 inci maddesinin uygulanmasına ilişkin bölüm çıkartılarak, yerine ”Sanığın, Bakırköy 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 30.10.2008 tarihli ve 2008/47 Esas, 2008/394 Karar sayılı ilamıyla hükmolunan 3 yıl 4 ay hapis cezasına ilişkin hükümlülüğünün tekerrüre esas olduğu anlaşılmakla, 5237 sayılı Kanun’un 6 ve 7 nci maddeleri uyarınca verilen cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına” ibaresinin eklenmesi suretiyle hükmün, Tebliğname’ye kısmen uygun olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aleyhe temyiz bulunmadığı gözetilerek, 1412 sayılı Kanun’un 326 nci maddesinin son fıkrası ve 5275 sayılı Kanun’un 108 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince koşullu salıverilmeye eklenecek sürenin, hatalı uygulama sonucu hükümde gösterilen ilam nedeniyle koşullu salıverilmeye eklenecek süreden fazla olamayacağı hususunun infaz aşamasında gözetilmesine,

B. Özel Belgede Sahtecilik Suçundan Kurulan Hükme İlişkin Temyiz İncelemesinde
Gerekçe bölümünün (B) bendinde açıklanan nedenle Antalya 4. Ağır Ceza Mahkemesinin, 15.09.2015 tarihli ve 2015/268 Esas, 2015/171 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA, aleyhe temyiz bulunmadığından, sanığın kazanılmış haklarının saklı tutulmasına,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

13.09.2023 tarihinde karar verildi.