Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2021/21927 E. 2022/4806 K. 22.03.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/21927
KARAR NO : 2022/4806
KARAR TARİHİ : 22.03.2022

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

1-Sanığın “Resmi belgede sahtecilik” suçundan mahkumiyetine ilişkin temyizinin incelenmesinde;
Sanığın katılana verdiği 07.01.2010 keşide tarihli tamamen sahte çek ile ilgili katılan sanık …’in çeki 2009 yılında aldığına ilişkin beyanı, temyiz dışı sanık …’in çeki alıp 3 ay beklettikten sonra babasına verdiği ve babasının da bankaya ibraz ettiği şeklindeki savunması nazara alındığında suça konu çekin katılan tarafından 24.05.2010 tarihinde ibraz edilmesi karşısında, suç tarihinin en aleyhe kabulle “24.02.2010” olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
Sanığa yüklenen “Resmi belgede sahtecilik” suçunun Kanundaki cezasının türü ve üst sınırına göre, 5237 sayılı TCK’nin 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen olağanüstü dava zamanaşımının, 24.02.2010 olan suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği ve bu itibarla sanığın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, diğer yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta, aynı Kanun’un 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen olağanüstü dava zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK’nin 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE,
2-Sanığın “Bilişim sistemleri banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık” suçundan mahkumiyetine ilişkin temyizinin incelenmesinde;
A- Birleşen Niğde Ağır Ceza Ceza Mahkemesinin 2014/214 Esas ve 2014/272 Karar sayılı dava dosyasının dayanağı olan 23.05.2014 tarihli ve 2014/1417 Esas sayılı iddianamede anlatılan bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçundan kamu davası açıldığı halde suça konu fiile ilişkin savunması alındığı gibi bu sanık hakkında düzenlenen iddianamede, bilişim sistemlerinin banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçundan 5237 sayılı TCK’nin 35. maddesinin uygulanması istenildiği halde, 5271 sayılı CMK’nin 226. maddesi gereğince 5237 sayılı TCK’nın 35. maddesinin uygulanmama ihtimaline binaen sanığa ek savunma hakkı tanınmadan hüküm kurulması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
B- 5237 sayılı TCK’nin 58. maddesi hükmüne göre; tekerrür hükümlerinin uygulanabilmesi için, önceden işlenen suçtan dolayı verilen hüküm kesinleştikten sonra yeni suçun işlenmesi gerektiği nazara alındığında sanığın mahkumiyet hükmünde tekerrüre esas kabul edilen Beykoz 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2009/1421 Esas ve 2010/29 Karar sayılı hükmün 02.04.2010 tarihinde kesinleştiği, suç tarihinin 24.02.2010 olması karşısında suç tarihinden sonra kesinleşen bu hükmün tekerrüre esas alınamayacağı gözetilmeden hüküm kurulması,
Kabule göre de;
C- Sanık hakkında tekerrüre esas alınan Beykoz 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2009/1421 Esas ve 2010/29 Karar sayılı ilamına konu 5237 sayılı TCK’nin 151/1. maddesindeki mala zarar verme suçunun 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nin 253. maddesi gereğince uzlaşma kapsamına alındığı anlaşılmakla; TCK’nin 2. ve 7. maddeleri de gözetilerek, sanık hakkında tekerrüre esas alınan hükme ilişkin uzlaştırma işlemi yapılıp yapılmadığı mahkemesinden sorularak ve başkaca tekerrüre esas sabıkası olup olmadığı da belirlenerek sonucuna göre sanık hakkında TCK’nin 58. maddesinde düzenlenen tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca diğer yönleri incelenmeyen hükmün BOZULMASINA, 22.03.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.