Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2021/21234 E. 2023/2969 K. 12.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/21234
KARAR NO : 2023/2969
KARAR TARİHİ : 12.04.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık, şirket yöneticisi veya şirket adına hareket eden kişinin dolandırıcılığı
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet

Sanık hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir oldukları, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemesinin, 07.05.2015 Tarihli ve 2014/71 Esas, 2015/146 Karar Sayılı kararı ile sanık hakkında
1. Katılan …’na karşı şirket yöneticisi sıfatıyla bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 158 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) ve (h) bentleri, 52 ve 53 üncü maddeleri uyarınca 3 yıl hapis ve 30.000,00 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,
2. Şikâyetçi … …’a karşı şirket yöneticisi sıfatıyla bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçundan 5237 sayılı Kanun’un 158 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) ve (h) bentleri, 52 ve 53 üncü maddeleri uyarınca 3 yıl hapis ve 1.200,00 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,
Karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz isteği; savunma hakkının kısıtlandığına, savunması dikkate alınmadan eksik inceleme ve yetersiz araştırma ile hüküm kurulduğuna ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Kendisini … Otomotiv isimli şirketinin genel müdürü olarak tanıtan sanığın, internet üzerinden ilana konulan araçların satışı hususunda anlaştığı katılandan 15.000,00 TL, şikâyetçiden 600,00 TL kapora aldığı hâlde alışverişe konu araçları teslim etmediği gibi almış olduğu kaporaları da iade etmediği, bu şekilde şirket adına hareket edip bilişim sistemlerini araç olarak kullanmak suretiyle dolandırıcılık suçunu işlediği iddiasıyla kamu davası açılmıştır.
2. Sanık savunmalarında özetle; … Otomotiv isimli şirkette müdür olduğunu, almış olduğu kaporaları aynı gün şirketin hesabına yatırdığını, katılan …’e satmış olduğu aracı, şirketin İstanbul’da bulunan merkezi tarafından yüksek fiyata ihale ile bir başkasına satıldığı için teslim edemediğini, şikâyetçi …’yı tanımadığını beyan etmiştir.
3. Katılan … aşamalarda özetle; … Otomotiv isimli şirketin İnternet sayfasında ilana konulan BMW marka aracı şirketin İstanbul’da bulunan merkezine gidip gördükten sonra öncesinde tanıdığı B. B.’yi arayarak satış işleminin nasıl gerçekleşeceğini sorduğunu, şirketin Ankara temsilcisi olan sanık ile görüşen B. B.’nin beyanı üzerine sanığın banka hesabına 15.000,00 TL kaporayı gönderdiğini beyan etmiştir.
4. Şikâyetçi … … soruşturma aşamasında özetle; iş yerine gelen sanık ile tanıştığını, sanığın kendisini … Otomotiv isimli şirketin genel müdürü olarak tanıtarak Opel Astra marka bir aracı internetten gösterip 8.000,00 TL karşılığında satabıleceğini söylediğini, arabanın satışı konusunda sanık ile anlaştıklarını, sanığa 500,00 TL verdiğini, sanığın da bu parayı ATM üzerinden kendi hesabına yatırdığını, yaklaşık bir hafta sonra sanığın tamirciye vermek bahanesiyle kendisinden istediği 100,00 TL’yi de sanığa verdiğini beyan etmiştir.
5. Tanık B. B. özetle; katılan …’i öncesinde tanıdığını, … Otomotiv isimli firmanın müdürü olarak bildiği sanığı Y. Ç. aracılığıyla tanıdığını, Mercedes marka bir aracın satışı konusunda sanıkla anlaştıklarını ve katılana danıştığını, katılanın bu aracı internetten incelerken kendisi için de BMW marka başka bir aracı beğendiğini, sanığın bildirmiş olduğu hesaba kendisinin 2.500,00 TL, katılanın 15.000,00 TL para yatırdıklarını ancak beğendikleri araçlar teslim edilmediği gibi yatırmış oldukları paraların da iade edilmediğini beyan etmiştir.
6. Tanık Y. Ç. özetle; araç tamiri yapılan iş yerinin bulunduğunu, … Otomotiv isimli firmadan zaman zaman hasarlı araç aldığını ve bu vesile sanıkla tanıştığını, sanığın söz konusu firmanın sorumlusu olduğunu, B. B.’yi sanık ile tanıştırdığını beyan etmiştir.
7. Tanık H. M. özetle; … Otomotiv isimli firmanın çalışanı olduğunu, sanığın da söz konusu firmada 2012 yılının son aylarında çalışmaya başladığını ve 15 veya 20 gün kadar çalıştığını beyan etmiştir.
8. Dosya kapsamına göre, bahsi geçen … Otomotiv isimli firmanın merkezi İstanbul’da bulunan … Otomotiv İç ve Dış Ticaret A.Ş. olduğu, sanığın banka hesabına, 13.03.2013 tarihinde katılan … tarafından 15.000,00 TL gönderildiği, 28.03.2013 tarihinde tarihinde ATM üzerinden 500 TL yatırıldığı, katılan …’in almak istediği aracın … Otomotiv İç ve Dış Ticaret A.Ş.ne ait internet sitesi üzerinden satış için ilana konulduğu, şikâyetçi …’in almak istediği aracın internet üzerinden satışa konulduğuna ilişkin şikâyetçinin beyanı dışında bilgi veya belgenin bulunmadığı anlaşılmıştır.
9. Mahkemece, kendisini şirket yöneticisi olarak tanıtıp bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu işlediği kabul edilen sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan iki ayrı mahkûmiyet hükmü kurulmuştur.

IV. GEREKÇE
1. Sanığın, katılan … ve şikâyetçi … T’a karşı kendisini şirket yöneticisi olarak tanıtıp bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu işlediği iddia ve kabul edilen olayda; maddi gerçeğin ve dolandırıcılık suçunun nitelikli hallerinin gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespiti bakımından, şikâyetçi …’nın duruşmada dinlenerek hilenin ne şekilde gerçekleştiği, sanığı tanıyıp tanımadığı, para verdiği kişinin sanık olup olmadığının sorulması, gerekirse şikâyetçi ile sanığın yüzleştirilmesi, katılan … ve tanık B. yeniden dinlenerek sanığın hesabına 15.000,00 TL gönderilmeden önce sanıkla yüz yüze gelip gelmediklerinin sorulması, … Otomotiv İç ve Dış Ticaret Ltd. Şti.nden sanığın, şirkette hangi pozisyonda çalıştığı, şirketi temsile ve şirket adına araç satışına yetkili olup olmadığı, katılan ve şikâyetçiden almış olduğu kaporaları aynı gün veya sonraki günlerde şirket hesabına yatırıp yatırmadığının belirlenmesi, haksız menfaatin yüz yüze görüşmeden sonra temin edilmesi ile sanığın şirketi temsile ve şirket adına araç satışına yetkisinin bulunmadığının anlaşılması hâlinde 5237 sayılı Kanun’un 158 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) ve (h) bentlerinde öngörülen nitelikli hâllerin gerçekleşmeyeceği dikkate alınıp toplanan tüm deliller birlikte tartışılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi; nitelikli hâllerin gerçekleşmediğinin kabul edilmesi durumunda, sanığa yüklenen eylemin sübutu hâlinde 02.12.2016 tarihli ve 29906 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34 üncü maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun’un 253 ve 254 üncü maddeleri gereğince uzlaştırma kapsamına giren 5237 sayılı Kanun’un 157 nci maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen basit dolandırıcılık suçunu oluşturacağı gözetilmeden, eksik inceleme ve yetersiz araştırma ile karar verilmesi,
2. Kabule göre de;
a. Sanık hakkında birden fazla nitelikli hâlin gerçekleştiği kabul edilmesine rağmen temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
b. Şikâyetçi … …’un soruşturma aşamasında sanığa bir hafta arayla 500,00 TL ve 100,00 TL verdiğini beyan etmesine rağmen sonradan verilen paranın tamire ilişkin ya da araç satış bedeline mahsuben mi verilip verilmediği belirlenip sanık hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi,
Hukuka aykırı bulunmuştur.
c. 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemesinin, 07.05.2015 tarihli ve 2014/71 Esas, 2015/146 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükümlerin, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA, aleyhe temyiz olmadığından sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

12.04.2023 tarihinde karar verildi.