Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2021/20504 E. 2023/4172 K. 17.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/20504
KARAR NO : 2023/4172
KARAR TARİHİ : 17.05.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Banka veya kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet

Sanıklar hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir oldukları, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
Bakırköy 9. Ağır Ceza Mahkemesinin, 30.06.2015 tarihli ve 2015/110 Esas, 2015/271 Karar sayılı kararı ile sanıklar …, …, …, …, … ve … hakkında,
a.Nitelikli dolandırıcılık suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 37 nci maddesinin birinci fıkrası delâletiyle aynı Kanun’un 158 inci maddesinin birinci fıkrasının (j) ve (son) bentleri, 35 inci maddesi, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası ve 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 1 yıl 3 ay hapis ve 20,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmalarına ve hak yoksunluklarına, sanıklar …, …, … ve … hakkında ayrıca 5237 sayılı Kanun’un 58 inci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca mükkerirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına,
b.Resmi belgede sahtecilik suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 37 nci maddesinin birinci fıkrası delâletiyle aynı Kanun’un 204 üncü maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına ve hak yoksunluklarına, sanıklar …, …, … ve … hakkında ayrıca 5237 sayılı Kanun’un 58 inci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca mükkerirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına,
Karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1. Sanık … müdafiinin temyiz isteği, delil yetersizliğine, suçun unsurlarının gerçekleşmediğine ilişkindir.
2. Sanık … müdafiinin temyiz isteği; delil yetersizliğine, lehe hükümlerin uygulanmamış olmasının usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkindir.
3. Sanıklar … ve …’ün temyiz istekleri; suç kastlarının olmadığına ilişkindir.
4. Sanık …’ın temyiz isteği; suçu işlemediğinin sabit olduğuna, delil yetersizliğine, lehe hükümlerin uygulanmamış olmasının usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkindir.
5. Sanık …’nun temyiz isteği; mükkerrer yargılama yapıldığına, delil yetersizliğine ilişkindir .
III. OLAY VE OLGULAR
1. Sanıklar …, …, … ve …’ün sahte isimlerle kredi başvurusu yapmak ve para çekmek için Denizli ilinden İstanbul’a geldikleri, burada diğer sanıklar … ve … ile buluştukları, katılan … adına sanık …’ın fotoğrafının yapıştırıldığı sahte nüfus cüzdanı düzenledikleri ve 09.10.2014 tarihinde Akçaburgaz Mahallesi, Hadımköy Yolu üzerinde bulunan Odeabank Şubesine 10.000,00 TL kredi çekmek için başvuruda bulundukları, banka tarafından nüfus cüzdanının yanında bir belge daha istenmesi üzerine Yenibosna’ya giderek mavi kart çıkarttıkları, tekrar bankaya geldiklerinde, Odeabank’da müdür yardımcısı olan …’nın, … kimliği ile müracaat eden sanık … isimli kişiden şüphelendiği ve polise başvurması üzerine sanık …’ın yakalandığı; İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünün 12.10.2014 tarihli uzmanlık raporuyla, … adına düzenlenmiş nüfus cüzdanının tamamen sahte olduğu ve aldatıcılık niteliğinin bulunduğunun belirlendiği; sanıkların bu suretle fikir ve eylem birliği içinde hareket ederek banka veya kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla dolandırıcılık suçuna teşebbüs ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işledikleri iddia edilmiştir.
2. Sanık …, diğer sanıklar …, … ve … ile birlikte Denizli’den İstanbul’a geldiklerini, burada kendilerini sanık …’nun karşıladığını, sanıkların … kimlik bilgilerini içeren kendi fotoğrafının yapıştırıldığı nüfus cüzdanı düzenleyerek kendisine verdiklerini, bu nüfus cüzdanı ile kredi çekmek amacıyla Odeabank Şubesine gittikleri, kendisi ile birlikte şubeye sanıklar … ve …’nun geldiğini, Odeabank’taki görevlinin nüfus cüzdanının yanında başka bir benzeri belge isteyince, sanık …’ın kendisini Yenibosna’daki Büyükşehir Belediyesinin mavi kart çıkartılan bölümüne getirdiğini ve fotoğraf çektirerek mavi kart almasını sağladığını, sanık …’ın bankadan çekilen paradan belirli oranda pay aldığını, kendisinin yaptığı iş karşılığında 2.000 TL para alacağını, kalan meblağı diğer sanıkların aralarında paylaşacaklarını beyanla atılı suçları ikrar etmiştir. Diğer sanıklar, İstanbul’a çeşitli sebeplerle arkadaşlarıyla birlikte geldiklerini, ancak kredi müracaatı ile ilgilerinin olmadıklarını savunmuşlardır.
3. Suça konu nüfus cüzdanı duruşmaya getirtilip incelenmiş, yapılan gözlemde fotoğraf üzerinde soğuk mühür izinin bulunduğu, belgenin aldatıcılık niteliğinin olduğu gözlemlenmiştir.
4. Mahkemece, sanıkların üzerlerine atılı resmi belgede sahtecilik ve banka veya kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla dolandırıcılık suçuna teşebbüs suçlarının sübuta erdiği kabul edilerek temyize konu mahkûmiyet hükümleri kurulmuştur.

IV. GEREKÇE
A. Sanıklar …, …, … Ve … Hakkında Nitelikli Dolandırıcılık Ve Resmi Belgede Sahtecilik Suçlarından Kurulan Hükümler İle Sanık … Hakkında Nitelikli Dolandırıcılık Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
1. Sanıkların fikir ve eylem birliği içinde hareket ederek katılan …’in kimlik bilgileri ile oluşturulan sahte nüfus cüzdanı ile Odeabank’tan 10.000,00 TL kredi çekmek istedikleri, bankada müdür yardımcısı olan …’nın kimliğin sahte olmasından şüphelenmesi üzerine yakalandıklarının anlaşılması nedeniyle, sanıklar hakkında kurulan hükümlerde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.
2. Sanıkların kredi işlemleri sırasında Nüfus Müdürlüğünün maddi varlığı olan sahte nüfus cüzdanını kullanmaları nedeniyle eylemlerinin 5237 sayılı Kanun’un 158 inci maddesinin birinci fıkrasının (j) bendi yanında aynı Kanun’un 158 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendine de temas etmesine rağmen temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi; 5237 sayılı Kanun’un 158 inci maddesinin birinci fıkrasının (e), (f), (j), (k) ve (l) bentlerinde sayılan hallerde adli para cezasının tayininde tespit olunacak temel gün, suçtan elde olunan haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde asgari ve bu miktara yükseltilerek belirlenecek gün sayısı üzerinden arttırma ve eksiltmeler yapıldıktan sonra ortaya çıkacak sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığı aynı Kanun’un 52 nci maddesi uyarınca 20-100 TL arasında takdir olunacak miktarın çarpılması neticesinde sonuç adli para cezasının belirlenmesi gerektiği gözetilmeksizin, somut olayda suça konu menfaat miktarının 10.000 TL olduğu cihetle adli para cezasına esas gün sayısının 1000 gün olarak belirlenip bu miktar üzerinden uygulama yapılarak sonuç ceza tayini yerine temel cezanın 5 gün şeklinde belirlenmesi suretiyle eksik adli para cezası tayini, aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
3. Sanık … hakkında tekerrüre esas alınan, Tefenni Asliye Ceza Mahkemesinin, 26.03.2008 tarihli ve 2006/148 Esas, 2008/35 Karar sayılı ilamına konu 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 503 üncü maddesinin birinci fıkrasındaki suçun karşılığı olan 5237 sayılı Kanun’un 157 nci maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen dolandırıcılık suçununun 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 253 üncü maddesi gereğince uzlaşma kapsamına alındığı anlaşılmakla; bu suç yönünden uyarlama yargılaması yapılıp yapılmadığı araştırıldıktan sonra sonucuna göre sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı ile 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinin uygulanmasında Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
4. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlere uyan suç vasıfları ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından sanık … müdafii, sanık … müdafii, sanıklar …, … ve … ‘nun yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri reddedilmiştir.
5. Sanık … hakkında kurulan hüküm yönünden; 14.04.2011 tarihi ile 20.07.2016 tarihi arasında (14.04.2011 dahil) doğrudan verilen 3.000 TL’ye kadar adli para cezaları tekerrüre esas alınamayacağından, sanık … hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmasına esas Büyükçekmece 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 21.06.2011 tarihli 2008/1058 Esas ve 2011/1126 Karar sayılı ilamı ile verilen 2.400 TL adli para cezasının tekerrüre esas alınamayacağı, sanığın adli sicil kaydına göre Küçükçekmece 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 29.06.2010 tarihli ve 2009/707 Esas, 2010/816 Karar sayılı ilamı uyarınca verilen 10 ay hapis cezasının 5237 sayılı Kanun’un 155 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca verilmiş olduğu ve uzlaşma hükümlerinin uygulanıp uygulanmadığı infaz aşamasında gözetilmek kaydıyla tekerrüre esas olduğu anlaşıldığından, sanık hakkında kurulan hükümde, Yargıtay tarafından düzeltilmesi mümkün görülen tekerrür uygulaması dışında bir hukuka aykırılık görülmemiştir.

B. Sanık … Hakkında Resmi Belgede Sahtecilik Suçundan Kurulan Hükümler Yönünden
UYAP kayıtları ve dosyada yapılan incelemede; sanık … hakkında … ile fikir ve eylem birliği içinde hareket ederek 09.10.2014 tarihinde … adına düzenlenmiş sahte nüfus cüzdanı, sahte ikametgah belgesi, vergi levhası ve maaş yazısı ile birlikte ihtiyaç kredisi çekmek için INGBANK Florya Şubesine başvurdukları, …’ın kredi sözleşme ve eklerini sahte … ismiyle imzalayıp doldurduğu iddiasıyla Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 23.02.2015 tarihli ve 2015/6908 Esas sayılı iddianamesi ile resmi belgede sahtecilik suçundan dava açıldığı, yapılan yargılama neticesinde, Bakırköy 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 22.05.2015 tarihli 2015/96 Esas ve 2015/163 Karar sayılı kararıyla resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyet kararı verildiği anlaşılmakla, sanığın eyleminin teselsülen işlenen tek suçu oluşturması ihtimalinin bulunduğu, buna göre; mükerrer cezalandırmanın önlenebilmesi bakımından, dosyaların birleştirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik incelemeyle mahkumiyet kararı verilmesi,
Hukuka aykırı bulunmuştur.

C. Sanık … Hakkında Nitelikli Dolandırıcılık ve Resmi belgede Sahtecilik Suçlarından Kurulan Hükümler Yönünden
1. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlere uyan suç vasıfları ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından sanık …’ın yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri reddedilmiştir. Ancak;
a. 18.02.2015 tarihli iddianame ile 5237 sayılı Kanun’un 58 inci maddesinin uygulanması talep edilmeyen ve adli sicil kaydı yüzüne karşı okunmayan sanık hakkında, 5271 sayılı Kanun’un 226 nci maddesi uyarınca ek savunma … tanınmadan 5237 sayılı Kanun’un 58 inci maddesinin uygulanması suretiyle sanığın savunma hakkının kısıtlanması,
b. Sanığın kredi işlemleri sırasında Nüfus Müdürlüğünün maddi varlığı olan sahte nüfus cüzdanını kullanması nedeniyle eyleminin 5237 sayılı Kanun’un 158 inci maddesinin birinci fıkrasının (j) bendi yanında aynı Kanun’un 158 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendine de temas etmesine rağmen temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi; 5237 sayılı Kanun’un 158 inci maddesinin birinci fıkrasının (e), (f), (j), (k) ve (l) bentlerinde sayılan hallerde adli para cezasının tayininde tespit olunacak temel gün, suçtan elde olunan haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde asgari ve bu miktara yükseltilerek belirlenecek gün sayısı üzerinden arttırma ve eksiltmeler yapıldıktan sonra ortaya çıkacak sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığı aynı Kanun’un 52 nci maddesi uyarınca 20-100 TL arasında takdir olunacak miktarın çarpılması neticesinde sonuç adli para cezasının belirlenmesi gerektiği gözetilmeksizin, somut olayda suça konu menfaat miktarının 10.000,00 TL olduğu cihetle adli para cezasına esas gün sayısının 1000 gün olarak belirlenip bu miktar üzerinden uygulama yapılarak sonuç ceza tayini yerine, temel cezanın 5 gün şeklinde belirlenmesi suretiyle eksik adli para cezası tayini,
c. 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
A. Sanıklar …, … Ve … Hakkında Nitelikli Dolandırıcılık Ve Resmi Belgede Sahtecilik Suçlarından Kurulan Hükümler İle Sanık … Hakkında Nitelikli Dolandırıcılık Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçe bölümünün (A) bendinde açıklanan nedenlerle Bakırköy 9. Ağır Ceza Mahkemesinin, 30.06.2015 tarihli ve 2015/110 Esas, 2015/271 Karar sayılı kararında sanık … müdafii, sanıklar …, … ve … tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık … müdafii, sanıklar …, … ve …’nun temyiz sebeplerinin reddiyle hükümlerin, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

B. Sanık … Hakkında Nitelikli Dolandırıcılık Ve Resmi Belgede Sahtecilik Suçundan Kurulan Hükümler
Gerekçe bölümünün (A-5) bendinde açıklanan nedenle Bakırköy 9. Ağır Ceza Mahkemesinin, 30.06.2015 tarihli ve 2015/110 Esas, 2015/271 Karar sayılı kararına yönelik sanık … müdafinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden hükümlerin, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesi gereği hükmün birinci fıkrasının sekizinci bendi ile ikinci fıkrasının on birinci bendindeki “Büyükçekmece 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 2008/1058 Esas sayılı” ibaresinin çıkartılarak yerine “Küçükçemece 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 29.06.2010 tarihli ve 2009/707 Esas, 2010/816 Karar sayılı” ibaresinin eklenmesi suretiyle hükümlerin, Tebliğname’ye kısmen uygun olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aleyhe temyiz bulunmadığından 1412 sayılı Kanun’un 326 ncı maddesinin son fıkrası ve 5275 sayılı Kanun’un 108 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince koşullu salıverilmeye eklenecek sürenin, hatalı uygulama sonucu hükümde gösterilen ilam nedeniyle koşullu salıverilmeye eklenecek süreden fazla olamayacağı hususunun infaz aşamasında gözetilmesine,

C. Sanık … Hakkında Nitelikli Dolandırıcılık Ve Resmi Belgede Sahtecilik Suçundan Kurulan Hükümler İle Sanık … Hakkında Resmi Belgede Sahtecilik Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçe bölümünün (B) ve (C) bentlerinde açıklanan nedenlerle Bakırköy 9. Ağır Ceza Mahkemesinin, 30.06.2015 tarihli ve 2015/110 Esas, 2015/271 Karar sayılı kararına yönelik sanıklar … ve …’nun temyiz istekleri yerinde görüldüğünden hükümlerin, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA, aleyhe temyiz olmadığından sanık … hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan hüküm yönünden 1412 sayılı Kanun’un 326 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkının saklı tutulmasına,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

17.05.2023 tarihinde karar verildi.