YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/19818
KARAR NO : 2023/4311
KARAR TARİHİ : 23.05.2023
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık, iftira
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet
Sanık hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 … maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 … maddesi gereği temyiz edilebilir oldukları, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesinin, 30.06.2015 tarihli ve 2013/441 Esas, 2015/233 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında bilişim sistemleri banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçundan, 5237 sayılı … Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 158 … maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi, 62 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 2 yıl 6 ay hapis ve 500 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına; iftira suçundan 5237 sayılı Kanun’un 267 nci maddesi, 62 nci maddesi ve 53 üncü maddesi uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafinin temyiz isteği sanığın üzerine atılı suçları işlemediğine ve sanık hakkında erteleme ile hükmün açıklanmasının geri bırakılması müeesselerinin uygulanmamasına ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
1. Sanık …’in “www.sahibinden.com” isimli internet sitesinde eşi olduğunu belirttiği … Çevik adına kiralık ev ilanı verdiği ve internet sitesine yazmış olduğu telefon numarasını arayan katılan …’a kendisini … Çevik’in eşi katılan … olarak tanıttığı, taraflar arasında sağlanan anlaşma uyarınca katılan …’ın cebe havale yöntemini kullanarak 300,00 TL’yi kapora olarak gönderdikten sonra sanığa bir daha ulaşamadığı anlaşılmıştır.
2. Sanık savunmasında üzerine atılı suçlamayı kabul etmemiştir
3. Mahkemece sanığın bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık ve iftira suçlarını işlediği kabul edilerek temyize konu mahkumiyet hükümleri kurulmuştur.
IV. GEREKÇE
A. Bilişim Sistemlerinin, Banka veya Kredi Kurumlarının Araç Olarak Kullanılması Suretiyle Dolandırıcılık Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
1. Sanık savunması, katılan beyanı ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde sanığın mahkûmiyetine ilişkin Mahkemenin kabul ve takdirinde bir isabetsizlik görülmemiş, sonuç ceza itibarıyla yasal imkansızlık bulunduğundan sanık hakkında erteleme ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmamıştır.
2. 5237 sayılı TCK’nin 53 üncü maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür
3. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.
B. İftira Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
5237 sayılı Kanun’un 268…. maddesinde tanımlanan başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması suçunun oluşması için, failin işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimlik bilgilerini kullanması; aynı Kanun’un 267 nci maddesinin birinci fıkrasında tanımlanan “iftira” suçunun oluşması için ise, yetkili makamlara ihbar veya şikâyette bulunmak suretiyle işlemediğini bildiği hâlde hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat etmesi gerekir. Somut
olayda, sanığın, başkasının kimliğini veya kimlik bilgilerini adli veya idari bir makam önünde kullanmadığı, dolandırıcılık suçunun hile unsuru olarak kullandığı, başkasının kimliğini ya da kimlik bilgilerini kullanarak kendisini suçsuz, kimliğini ya da kimlik bilgilerini kullandığı gerçek kişiyi ise işlemediği bir suçun faili olarak göstermediği, buna göre, başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması ve iftira suçlarının unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, sanığın beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
A. Bilişim Sistemlerinin, Banka veya Kredi Kurumlarının Araç Olarak Kullanılması Suretiyle Dolandırıcılık Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçe bölümünün (A) bendinde açıklanan nedenle İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesinin, 30.06.2015 tarihli ve 2013/441 Esas, 2015/233 Karar sayılı kararında sanık müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık müdafiinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
B. İftira Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçe bölümünün (B) bendinde açıklanan nedenle İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesinin, 30.06.2015 tarihli ve 2013/441 Esas, 2015/233 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafinin temyiz istekleri yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 … maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
23.05.2023 tarihinde karar verildi.