Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2021/19776 E. 2023/3824 K. 10.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/19776
KARAR NO : 2023/3824
KARAR TARİHİ : 10.05.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık, Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet

Sanık hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 … maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 … maddesi gereği temyiz edilebilir oldukları, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 14.05.2015 Tarihli ve 2014/51 Esas, 2015/156 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında;
1. Nitelikli dolandırıcılık suçundan, 5237 sayılı … Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 158 … maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi, 62, 52 ve 53 üncü maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis ve 15.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,
2. Resmi belgede sahtecilik suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 204 üncü maddesinin birinci fıkrası, 62 ve 53 üncü maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,
Karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafinin temyiz isteği; hükümlerin usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Katılan …’un şikâyetinde; inşaat mühendisi olduğunu, 2000’li yıllarda bir dönem … müteahhit olarak çalıştığını, bu dönemde birçok bankadan çek defterleri aldığını, … müteahhitliği bırakınca daha sonra tekrar kullanabileceğini düşünerek çek defterlerini iade etmediğini, 12.10.2010 tarihinde taşınma sırasında çeklerini kaybettiğini, bu konuda polise başvurduğunu ve bankalara talimat verdiğini, 25.04.2011 tarihinde bu çeklerden Türkiye İş Bankası Merkez şubesine ait 3148636 seri numaralı çekin piyasaya sürüldüğünü, akabinde diğer çeklerinin de piyasaya sürüldüğünü belirterek şikâyetçi olduğunu beyan etmesi üzerine başlatılan soruşturma kapsamında ifadesine başvurulan sanık …’ın, soruşturmaya konu çeki …’dan kira bedeli olarak aldığını, depozito karşılığı olarak da 3.000,00 ya da 5.000,00 TL bedelli bir çek daha aldığını, kendisine … Caddesi No:3’te bulunan daireyi kiraladıklarını, bunun karşılığında çeklerin verildiğini, kendisinin de çekleri …’a ciro ettiğini, keşidecinin çeki huzurunda imzalamadığını, … Mobilya Center kaşesi üzerindeki imzanın kendisine ait olmadığını beyan ettiği, suça konu 3148635 seri numaralı 25.05.2011 keşide tarihli çekin üzerinde yapılan incelemede, imza ve yazıların müştekinin eli ürünü olmadığı ve çekin arkasında ikinci ciranta konumundaki … Mobilya Center kaşesi üzerinde atılı bulunan imzanın sanık …’ın eli ürünü olduğunun belirlendiği ve çekin sanık … tarafından katılan …’a verildiği belirtilerek sanık hakkında atılı suçları işlediği iddiasıyla dava açılmıştır.
2. Sanık … savunmasında; katılan …’un kiracısı olduğunu, kendisine … … Caddesi … Apartmanı Kat: 4’te bulunan daireyi kiraladığını, kira bedeline karşılık ödemeyi çekle yaptığını, kendisinin de çekleri ticaretinde kullandığını, bir yıllık kira bedelinin 9.000,00 TL olduğunu, katılanın eve baktıktan sonra doğalgaz vb. eksiklikler bulunduğunu söyleyerek bunların yapılması için bir çek daha verdiğini, akabinde mobilya alması için bir çek daha verdiğini, birinci ciranta konumunda olan Erdem Karslı’yı tanımadığını beyan etmiş; soruşturma aşamasında ise suça konu çekleri kira ve depozito bedeli karşılığında aldığını, … Mobilya Center kaşesi üzerindeki imzanın kendisine ait olmadığını ifade etmiştir.
3. Katılan … beyanında; koltuk imalatı yaptığını, sanığın da … Mobilya isimli firmanın sahibi olduğunu, sanığa koltuk sattığını, ancak sanıktan almış olduğu çeklerin ödenmediğini, suça konu çekin de çalıntı çıktığını, sanığın sahibi olduğu … ve … Mobilya isimli firmalar ile ticaretinin olduğunu, alacaklarına karşılık zaman zaman çek zaman zamanda nakit para aldıklarını, son dönemde çeklerde problem çıkınca sanık …’ın senet verdiğini, sonradan suça konu müştekinin çekini de verebileceğini söylediğini, kendisinin de pazarlama elemanı olarak çalışan B.K.’yı göndererek çeki aldırdığını ifade etmiştir.
4. Sanık tarafından dosya ibraz edilen 20.10.2010 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin incelenmesinde; sözleşmenin … … adına vekaleten … ile … arasında imzalandığı, 1 yıllık kira bedelinin 9.000,00 TL olarak belirlendiği, ilk sayfada bir yıllık kira bedelinin nakit olarak alındığı belirtilmesine rağmen, Hususi Şartlar bölümünde kira bedeli ve depozito olarak iki adet çek alındığı belirtilmiştir.
5. Sanık tarafından katılan …’ten kira ve benzeri alacaklar için alınmış olduğu iddia edilen suça konu çekin de dahil olduğu üç adet çek üzerinde yapılan kriminal incelemede; çeklerin üzerinde bulunan keşideci imzalarının herhangi bir şahıs tarafından atılmayan aynı kaşe ile husule getirilmiş imzaları olduğundan menfi ve müspet bir beyanda bulunulmasının mümkün olmadığı ve çeklerin üzerindeki el yazılarının ise aynı şahsın eli mahsulü olduğuna dair ekspertiz raporu ile suça konu çekin ön yüzünde tanzim ile ilgili yazıların katılan … ve …’ın eli ürünü olduğuna dair kaligrafik ve karakteristik özellikler yönünden ilgi ve irtibat tespit edilemediğine dair ekspertiz raporunun dosyada mevcut olduğu anlaşılmıştır.
6. Kira sözleşmesinde katılan … adına atılmış imzanın adı geçenin eli ürünü olduğu 22.12 2014 tarihli bilirkişi raporu ile tespit edilmiştir.
7. 05.02.2014 tarihli bilirkişi raporu ile çeklerin ön yüzündeki keşideci imzalarının kağıt üzerine direk elden atılmış imzalar olmayıp kaşe imzalara ait izler oldukları, çeklerin ön yüzündeki yazılar ile arka yüzündeki ciro yazılarının ve imzalarının aynı el ürünü olduklarını gösterir nitelikte ve yeterlilikte uygunluklar ve benzerlikler saptanmadığı belirlenmiştir.
8. Mahkemece suça konu çekin yasal unsurlarını taşıdığı ve aldatma kabiliyetini haiz olduğu kabul edilmiştir.
9. B.K. beyanında; …’un yanında pazarlama elemanı olarak çalıştığını, suça konu çeki hatırladığı kadarıyla 2010 Aralık ya da 2011 ocak ayında teslim aldığını, sanık …’ın … Mobilya ve … Mobilya isimli iki firmasının olduğunu, ancak çeki … Mobilya Center olarak ciro ettiğini ifade etmiştir.
10. Katılan … sanıktan olan alacağını tevsik eden faturaları dosyaya ibraz etmiş, faturaların 23.12.2019 ve 30.03 2010 tarihleri arasında düzenlendiği anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, sanığı üzerine atılı suçların subut bulduğu kabul edilerek mahkûmiyet hükümleri kurulmuştur.

IV. GEREKÇE
1. Sanığın bir şekilde ele geçirdiği suça konu çeki sahte olarak düzenleyip ticari ilişkisi bulunduğu katılan …’a borcu karşılığında vererek atılı nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediği kabul edilen somut olayda; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03.03.1998 tarih ve 6/8-69 sayılı kararında da açıklandığı üzere, önceden doğmuş bir borç için ödememeye yönelik hileli davranışlarda bulunulması halinde, zarar veya borç, kandırıcı nitelikte davranışlar sonucu doğmayacağından dolandırıcılık suçunun unsurları itibarıyla oluşmayacağı gözetilerek, katılan …’un sanığın sahibi olduğu … ve … Mobilya isimli firmalar ile ticaretinin olduğunu, alacaklarına karşılık zaman zaman çek zaman zamanda nakit para aldıklarını, son dönemde çeklerde problem çıkınca sanık …’ın senet verdiğini, sonradan suça konu müştekinin çekini de verebileceğini söylediğini, kendisinin de pazarlama elemanı olarak çalışan B.K.’yı göndererek çeki aldırdığını beyan etmesi ve suça konu çekin sanık tarafından mal alımı esnasında mı yoksa daha sonraki bir tarihte mi verildiğinin dosya kapsamından tam olarak tespit edilmemesi karşısında, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından; öncelikle dolandırıcılık suçunun mağduru olan katılan … ile çeki sanıktan teslim aldığı anlaşılan B.K. isimli şahıs tekrar dinlenerek, çekin hangi aşamada alındığının, önceden … borç karşılığı verilip verilmediğinin belirlenmesinden sonra sanığın hukuki durumun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden hüküm kurulması,
2. Tanık B.K.’nın beyanında suça çeki sanıktan 2010/Aralık ya da 2011/Ocak ayında aldığını ifade etmesi ve alacağın esasını oluşturan faturaların 23.12.2009 ve 30.03.2010 tarihleri arasında düzenlendiğinin anlaşılması karşısında; resmi belgede sahtecilik suçu açısından suç tarihinden itibaren olağanüstü dava zamanaşımının inceleme tarihi itibariyle gerçekleşip gerçekleşmediği hususunda tereddüt oluştuğundan suç tarihinin açıkça belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
3. Kabule göre de; 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Nedenleriyle hükümlerde hukuka aykırılık bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 14.05.2015 tarihli ve 2014/51 Esas, 2015/156 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden hükümlerin, 1412 sayılı Kanun’un 321 … maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

10.05.2023 tarihinde karar verildi.