Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2021/19462 E. 2022/19965 K. 30.11.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/19462
KARAR NO : 2022/19965
KARAR TARİHİ : 30.11.2022

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla dolandırıcılık, özel belgede sahtecilik
HÜKÜMLER : …
TEMYİZ EDENLER : Cumhuriyet savcısı, sanık müdafii

1)Sanığın, katılan Modern Mühendislik isimli şirkette suç tarihi ve öncesinde çalışıyor olduğu, işten ayrılacağı dönemde Türkiye Ekonomi Bankası … Şubesi’ne müracaat ederek kredi talebinde bulunduğu, ancak kredi sözleşmesine katılana ait imza kaşesini kullanmak suretiyle kefil bölümüne imza attığı ve bu şekilde kredi kullandığı somut olayda; İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Polis Kriminal Laboratuvarınca düzenlenen 28/02/2013 tarihli raporda; “kefil hanelerindeki imzaların mürekkepli kalemle atılı imzalar olmayıp kaşe ile husule getirilmiş imzalar olduğu sonucuna varıldığı”, kefil hanelerindeki imzalar ile … isimli şahsın kullandığı mevcut mukayese imza kaşelerine ait izler üzerinde yapılan incelemede ise; “kefil hanelerindeki imzaların … isimli şahsın kullandığı mukayese imza kaşeleri ile husule getirilmiş oldukları sonucuna varıldığının” bildirilmesi karşısında, kredi evraklarındaki imzaların ıslak imza olup olmadığını denetleme görevinin banka görevlilerine ait olduğu, kredi evraklarındaki imzaların basit bir inceleme ve araştırma ile kaşe imzası şeklinde olduğunun kolaylıkla anlaşılabilecek olduğu, sanığın, katılan bankanın bu denetim imkanını ortadan kaldıracak boyutta hileli hareketinin de bulunduğuna dair herhangi bir delilin bulunmadığı aynı zamanda katılana ait gerçek kaşe imzanın sanık tarafından basıldığı hususunda her türlü şüpheden uzak, somut ve mahkumiyete yeterli delil bulunmadığının da anlaşılması karşısında, sanığın atılı suçlardan beraati yerine mahkumiyetine hükmedilmesi,
2)Kabule göre de;
a) TCK’nin 158. maddesinin 1. fıkrasının (e), (f), (j), (k) ve (l) bentlerinde sayılan hallerde adli para cezasının tayininde tespit olunacak temel gün, suçtan elde olunan haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde asgari ve bu miktara yükseltilerek belirlenecek gün sayısı üzerinden arttırma ve eksiltmeler yapıldıktan sonra ortaya çıkacak sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığı aynı Kanun’un 52. maddesi uyarınca 20-100 TL arasında takdir olunacak miktarın çarpılması neticesinde sonuç adli para cezasının belirlenmesi gerektiği gözetilmeksizin, adli para cezasının 5 gün olarak belirlenip , TCK’nın 52. maddesi gereğince günlüğü 20 TL’den 100 TL’ye çevrilip, TCK’nın 158/1-j son maddesi gereği 26.000 TL adli para cezasına çıkartıldıktan sonra, TCK’nin 62 maddesi gereğince yapılan 1/6 oranında indirim ile 21.666 TL adli para cezasına hükmedilerek anılan madde metnine muhalefet edilmesi,
b) Sanık hakkında hükmolunan adli para cezasının ödenmemesi halinde uygulanacak olan 5275 sayılı Kanun’un 106/3. maddesinde, 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 6545 sayılı Kanun’un 81. maddesiyle yapılan değişiklik gözetilmeden, ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğine ilişkin ihtarat yapılması,
Yasaya aykırı, Cumhuriyet savcısı ve sanık müdafisinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 30.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.