Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2021/19436 E. 2023/1448 K. 13.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/19436
KARAR NO : 2023/1448
KARAR TARİHİ : 13.03.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi

Sanık hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir oldukları, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
A. … Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 21.05.2015 tarihli ve 2015/21 Esas, 2015/160 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında
1. Bilişim sistemlerinin banka veya kredi kurumlarının … olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 158 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi ve son cümlesi, 62 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ve 20.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,
2. Resmi belgede sahtecilik suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 204 üncü maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesi ve 53 üncü maddesi uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,
Karar verilmiştir.
B. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca özet olarak; sanık hakkında hükmolunan adli para cezasının dosya içeriği ile uyuşmayacak ve 5237 sayılı Kanun’un 61 inci maddesine aykırı olacak şekilde taksitlendirilmesine yer olmadığına karar verilmesi ve resmi belgede sahtecilik suçlarında suçun niteliği gereği maddi zarar bulunmaması, sanığın sabıkasının olmaması ve hakkında 5237 sayılı Kanun’un 62 inci maddesinin uygulanmasına rağmen gerekçede çelişkiye düşülerek sanığın şahsi ve sosyal durumu, zararı karşılamaması ve yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaat oluşmaması nedeniyle hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi nedeniyle hükümlerin bozulması gerektiği görüşünü içeren Tebliğname ile dava dosyası Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz isteği üzerine atılı suçu işlemediğine, eksik inceleme yapıldığına, hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmediğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Sanığın, müşteki …’den aldığı mermer karşılığında suça konu tamamen sahte olan 11.000 TL bedelli çeki verdiği anlaşılmıştır.
2. Sanık savunmasında suça konu çeki … olarak tanıdığı kişiden aldığını, daha sonrasında … olarak tanıdığı kişinin gerçek isminin Yücel olduğunu öğrendiğini,
suça konu çekin sahte olduğunu bilmediğini beyan etmiştir.
3. Müşteki … soruşturma aşamasındaki ifadesinde sanığa 27.03.2013 tarihinde teslim edilen mermer karşılığında suça konu çeki aldığını, şikayetçi olduğunu beyan etmiştir.
4. … Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünün 10.09.2014 tarihli raporunda suça konu çekin tamamen sahte olduğu ve aldatma kabiliyetini haiz olduğu belirtilmiştir.
5. Grafoloji ve Sahtecilik Uzmanı Dr. … tarafından düzenlenen 07.11.2014 tarihli raporda; çekin ön yüzündeki el yazıları ile birinci ciranta hanesinde bulunan el yazılarının kuvvetle muhtemel sanığın el ürünü olduğu, çekin ön yüzündeki keşideci imzasının sanığın el ürünü olmadığı, çekin arka yüzündeki birinci ciranta imzasının basit tür ve yapıda atılmış, titrek hatlardan ve müteakip kalem hareketlerinden meydana gelmiş bir imza olması ve imzayı atan şahsın kaligrafik karakteristik özellikleri yeterince taşımadığı için sanığın el ürünü olup olmadığı hususunda bir görüş belirtmenin mümkün olmayacağı belirtilmiştir.
6. Mahkemece sanığın, bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının … olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediği kabul edilerek, temyize konu mahkumiyet hükümleri kurulmuş, sanığın şahsi ve sosyal durumu ile tüm dosya kapsamı dikkate alınarak adli para cezasının taksitlendirilmesine yer olmadığına karar verilmiş, şikayetçinin zararını karşılamaması ve ileride suç işlemekten çekineceğine dair vicdani kanaat oluşmaması nedeniyle sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 51 inci maddesi ve 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddeleri uygulanmamıştır.

IV. GEREKÇE
A. Sanık Hakkında Resmi Belgede Sahtecilik Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
1. Sanık savunması, şikayetçi beyanı, kriminal raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde sanığın mahkûmiyetine karar veren mahkemenin takdir ve kabulünde bir isabetsizlik görülmemiş, Mahkemenin, sanığın ileride suç işlemekten çekineceğine dair vicdani kanaat oluşmaması nedeniyle sanık hakkında 5271 sayılı Kanun’un 231 inci ile 5237 sayılı Kanun’un 51 inci maddelerinin uygulanmamasına ilişkin gerekçesi yeterli ve hukuka uygun bulunduğundan tebliğnamedeki bozma isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.
2. 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
3. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.

B. Sanık Hakkında Bilişim Sistemleri, Banka veya Kredi Kurumlarının … Olarak Kullanılması Suretiyle Dolandırıcılık Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
1. Sanık savunması, müşteki beyanı, kriminal raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde sanığın mahkûmiyetine karar veren mahkemenin takdir ve kabulünde bir isabetsizlik görülmemiş, Mahkemenin, sanık hakkında adli para cezasının taksitlendirilmesine yer olmadığına ilişkin gerekçesi yeterli ve hukuka uygun bulunduğundan tebliğnamedeki bozma isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.
2. 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
3. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile düzeltilen husus dışında yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri reddedilmiştir.
4. Ancak;
5237 sayılı Kanun’ un 158 inci maddesinin birinci fıkrasının (e), (f), (j) ve (k) bentlerinde sayılan hallerde adli para cezasının tayininde tespit olunacak temel gün, suçtan elde olunan haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde asgari ve bu miktara yükseltilerek belirlenecek gün sayısı üzerinden arttırma ve eksiltmeler yapıldıktan sonra ortaya çıkacak sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığı aynı Kanun’un 52 nci maddesi uyarınca, 20-100 TL arasında takdir olunacak miktarın çarpılması neticesinde sonuç adli para cezasının belirlenmesi gerektiği ve sanığın elde ettiği haksız menfaat miktarının 11.000 TL olduğu gözetilmeksizin, hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek sanık hakkında fazla ceza tayini, hukuka aykırı görülmüş olup bahse konu bu hukuka aykırılık Yargıtay tarafından giderilmiştir.

V. KARAR
A. Sanık Hakkında Resmi Belgede Sahtecilik Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçe bölümünde (A) bendinde açıklanan nedenle … Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 21.05.2015 tarihli ve 2015/21 Esas, 2015/160 Karar sayılı kararı kararında sanık tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanığın temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün
Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

B. Sanık Hakkında Bilişim Sistemleri, Banka veya Kredi Kurumlarının … Olarak Kullanılması Suretiyle Dolandırıcılık Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçe bölümünde (B) bendinde açıklanan nedenle … Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 21.05.2015 tarihli ve 2015/21 Esas, 2015/160 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesi gereği hüküm fıkrasından sırasıyla “1200 gün”, “1000 gün”, “20.000 TL” adli para cezası terimlerinin tamamen çıkartılarak yerine sırasıyla “ 1100 gün”, “916 gün”, “18.320 TL” adli para cezası ibarelerinin eklenmesi suretiyle, hükmün, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

13.03.2023 tarihinde karar verildi.