Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2021/19135 E. 2023/594 K. 13.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/19135
KARAR NO : 2023/594
KARAR TARİHİ : 13.02.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2014/117 E., 2015/69 K.
SUÇLAR : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir oldukları, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Uşak Cumhuriyet Başsavcılığının 29.05.2014 tarihli ve 2014/2178 Esas sayılı iddianamesi ile sanık hakkında;
a) Nitelikli dolandırıcılık suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 158 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi, 53 üncü ve 58 inci maddeleri,
b) Resmi belgede sahtecilik suçundan 5237 sayılı Kanun’un 204 üncü maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü ve 58 inci maddeleri,
Uyarınca Uşak Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açılmıştır.
2. Uşak 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 19.03.2015 tarihli ve 2014/117 Esas, 2015/69 Karar sayılı kararı ile;
a) Nitelikli dolandırıcılık suçundan 5237 sayılı Kanun’un 158 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi, 52 nci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkraları, 53 üncü ve 58 inci maddeleri uyarınca 4 yıl hapis ve 20.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarının ve tekerrür hükümlerinin uygulanmasına,
b) Resmi belgede sahtecilik suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 204 üncü maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü ve 58 inci maddeleri uyarınca 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarının ve tekerrür hükümlerinin uygulanmasına,
Karar verilmiştir.
3.Tebliğnamede, tekerrrüre esas alınan ilamın hangisi olduğunun infaz aşamasında gözetilebileceğine işaret edilerek nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyet hükümlerinin onanması yönünde görüş bildirilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyizi; herhangi bir sebep belirtmeksizin nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerinin bozulmasına ilişkindir

III. OLAY VE OLGULAR
1. Sanığın Uşak ilinde deri imalatı ve satışı yapan Mu-dersan adlı iş yerine ilk defa 23.07.2013 tarihinde olmak üzere bir ay boyunca bazen yalnız bazen de Çavuş ya da Kenan Şentürk ismiyle tanıttığı meçhul kişilerle birlikte gelerek kendisini ayakkabı imalatçısı olarak gösterip güven tesis ettikten sonra iş yeri yetkilisi katılan …’ye muhtelif zamanlarda 16 adet sahte çeki verip 120.000,00 TL civarı işlenmiş deri aldığı belirlenmiştir.
2. Bu yargılama dosyasında sanığın Kuveyt Türk Bankasına ait keşidecisi Gevher Yapı ve Dış Ticaret Limited Şirketi olan, 25.09.2013 keşide tarihli, 8.500,00 TL bedelli ve aynı bankaya ait keşidecisi … olan, 28.10.2013 keşide tarihli, 10.000,00 TL bedelli yasal unsurları haiz çekleri Kenan Şentürk adıyla tanıttığı meçhul kişi ile birlikte 2013 yılı Ağustos ayında katılanlara vererek menfaat temin ettiği, katılanların bu çekleri bankaya ibrazı üzerine sahte oldukları anlaşılmıştır.
3. Sanık katılanlarla olan ticari ilişkisini ve zaman zaman deri mamulü aldığını kabul etmekle birlikte soruşturma aşamasındaki savunmasında katılanlara asla çek vermediğini, sadece nakit para vererek deri aldığını, sonraki savunmalarında ise cirosunun bulunduğu çekleri vererek katılandan deri aldığını, ancak cirosunun olmadığı çekleri vermediği yönünde beyanda bulunmuştur.
4. Sanığın katılana bizzat verdiğini kabul ettiği sahte çekleri kim ya da kimlerden aldığını izah edemediği gibi suça konu çekleri üçüncü kişi ya da kişilerden aldığına dair herhangi bir belge, fatura ve sevk irsaliyesi sunamadığı anlaşılmıştır.
5. Katılan … suça konu sahte çekleri veren kişinin sanık olduğunu net olarak teşhis etmiştir.
6. Bilirkişi incelemesi sonucu tanzim edilen raporda çeklerin orijinal olup matbu kısımlarının tahrifen yazıldığı ve eklemeler yapıldığı, çeklerin ön ve arka yüz yazı ve imzalarının keşidecilere, birinci cirantalara, katılan …’ye ya da sanık …’e ait olmadığı ve aldatıcılık niteliğinin bulunduğu belirtilmiştir.
7. Mahkemece bu yargılama dosyasına konu çekler ile sanık tarafından bu dosyamızın katılanına verilen diğer çekler üzerinde gözlem yapılarak aldatıcılık niteliklerinin bulunduğu tutanağa geçirilmiştir.
8. Sanığın katılan …’ye bu yargılama dosyasına konu edilen çeklerin dışında verdiği başka çeklerden dolayı Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sisteminde (UYAP) yapılan araştırmalara göre bu dosyadakilerle birlikte başka soruşturma ve yargılama dosyalarının olduğu tespit edilmiş,
Bu cümleden olarak;
a) Dairemiz arşivinde bulunan Uşak 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 10.12.2015 tarihli, 2015/226 Esas, 2015/314 Karar sayılı nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından mahkumiyet hükümlerini havi katılanı aynı olan yargılama dosyası,
b) Uşak Cumhuriyet Başsavcılığının 2013/12787 soruşturma numarasında kayıtlı aynı sanığın katılan …’ye verdiği Kuveyt Türk’e ait 16.500,00 TL’lik çekten dolayı soruşturma dosyası,
c) Uşak Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/206 soruşturma numarasında kayıtlı sanığın katılan …’ye verdiği HSCB Banka ait 8.500,00 TL’lik çekten dolayı soruşturma dosyası,
Bulunduğu belirlenmiştir.

9. UYAP üzerinden yapılan araştırmalara göre; sanığın farklı katılanlara da sahte çekler vererek menfaat sağlaması sebebiyle nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından mahkumiyetine hükmedilen ve resmi belgede sahtecilik suçu yönünden hukuki kesintiye de uğramamış benzer türden Dairemizde temyiz incelemesine konu olan dosyalarının bulunduğu,
Bu kapsamda;
a) Isparta 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 18/02/2015 tarihli, 2014/158 Esas, 2015/23 Karar sayılı nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından mahkumiyet hükümlerini havi katılanları farklı olan,
b) Yalvaç Ağır Ceza Mahkemesinin 01/04/2015 tarihli, 2014/73 Esas, 2015/32 Karar sayılı nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından mahkumiyet hükümlerini havi mağdurları farklı olan,
Yargılama dosyalarının olduğu anlaşılmıştır.
10. Mahkemece sanığın bir kısım çekleri katılana verdiğine dair yargılama aşamasındaki tevilli ikrarı, katılanın suça konu çekleri veren kişi olarak sanığı net bir şekilde teşhis etmesi, bilirkişi raporunda, çeklerdeki yazı ve imzaların sanık, katılan, keşideci ya da birinci cirantaların eli ürünü olmadığının ancak çeklerin tahrif edilerek sahte hale getirildiğinin ve aldatma niteliğinin bulunduğunun belirlenmesi gerekçeleriyle suça konu çeklerin sanık tarafından meçhul bir kişi ile iştirak halinde katılana verildiği sabit görülerek sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından mahkumiyet hükümleri kurulmuştur.

IV. GEREKÇE
1.Nitelikli dolandırıcılık suçundan, sanığın suça konu sahte çekleri işlenmiş deri karşılığı Mu-dersan… Şirketi yetkilileri katılanlar … ile …’ye verdiği iddia ve kabulüyle nitelikli dolandırıcılık suçundan mahkumiyet hükmü kurulmuş ise de; hem katılanların beyanında, hem de sanığın savunmasında belirtildiği üzere yaklaşık bir aylık zaman diliminde sanığın katılanlardan muhtelif zamanlarda müteaddit defalar sahte çekler karşılığı işlenmiş deri aldığı, 5237 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesi uyarınca ”bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla ya da aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi” durumunda zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasının mümkün olduğu, bu duruma dayanak teşkil eden belgelerin ve araştırmaların da ayrıntılı şekilde Olaylar ve Olgular bölümünün (8) numaralı paragrafında izah edilmesi karşısında ilgili dosyaların ve varsa tespit edilebilen benzer nitelikteki dosyalarının getirtilerek incelenmesi, mümkün olması halinde davaların birleştirilmesi, aksi halde bu dosyayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dosya içine alınması, iddianame ve suç tarihlerine göre hukuki kesinti olup olmadığının belirlenmesi, bu şekilde eksiklik tamamlandıktan sonra sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesinin birinci fıkrasının uygulanma şartlarının oluşup oluşmadığı ya da eylemlerin ayrı suç oluşturup oluşturmadığı hüküm yerinde tartışılarak gerekli değerlendirmelerin yapılması, kesinleşmiş hükümlerin zincirleme suç kapsamında kaldığının anlaşılması halinde de Yargıtay Ceza Genel Kurulunun (YCGK) 15.03.2016 tarihli, 2014/847 Esas ve 2016/128 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, tayin olunacak cezadan kesinleşmiş önceki cezaların mahsup edilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile mahkumiyet hükmü kurulması nedenleriyle hukuka aykırı görülmüştür.
2. Resmi belgede sahtecilik suçundan, sanığın suça konu sahte çekleri işlenmiş deri karşılığı Mu-dersan… Şirketi yetkilileri katılanlar … ile …’ye verdiği iddia ve kabulüyle mahkumiyet hükmü kurulmuş ise de; dosya kapsamına alınan belgeler ve UYAP üzerinden yapılan incelemeye göre, sanığın resmi belgede sahtecilik suçundan Olay ve Olgular Bölümünün 8 inci ve 9 uncu paragraflarında da belirtilen, iddianame ve suç tarihlerine göre hukuki kesintinin de olmadığı tespit edilen birden çok derdest dosyasının bulunduğu, YCGK’nın 22.04.2014 tarihli, 2013/11-397 Esas, 2014/202 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu ile 5237 sayılı Kanun’un “Kamu güvenine karşı suçlar” bölümünde düzenlenen ve belgenin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi ile kamu güveninin sarsıldığı kabul edilerek suç sayılıp yaptırıma bağlanan “resmi belgede sahtecilik” suçlarında korunan hukuki yararın kamu güveni olduğu, suçun işlenmesi ile kamu güveninin sarsılması dışında, bir veya birden fazla kişi de haksızlığa uğrayıp, suçtan zarar görmesi halinde dahi, suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamının, diğer bir ifadeyle kamunun olduğuna dair kabulünün etkilenmeyeceği, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin mağdur değil, suçtan zarar gören olacağının kabulü gerekeceği ve 5237 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesi uyarınca, “Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla ya da aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi” durumunda zincirleme suç hükümlerinin uygulanması, aynı anda verilen çekler yönünden ise TCK’nın 61 inci maddesi uyarınca alt sınırdan uzaklaşılarak ceza tayin edilmesi gerektiği de gözetilerek, sanığın aynı suç işleme kararının icrası kapsamında Olay ve Olgular bölümünün 8 inci ve 9 uncu paragrafında belirtilenler ile varsa başkaca sahtecilik eylemlerinin ve bağlantılı dava dosyalarının araştırılıp, mümkün olması halinde tüm davaların birleştirilmesi, aksi halde dava dosyaları getirtilip incelenerek bu dosyayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dosya içine alınması, iddianame ve suç tarihlerine göre hukuki kesinti olup olmadığının belirlenmesi, eksiklikler tamamlandıktan sonra sanığın çekleri aynı anda ya da farklı zamanda verip vermediği de tespit edilerek eylemlerinde TCK’nın 61 inci maddesi uyarınca alt sınırdan uzaklaşılması gereken bir durumun var olup olmadığının, farklı zamanlarda işlediği eylemlerinde suç işleme kararını yenileyip yenilemediği, suç işleme kararını yenilememiş ise zincirleme şekilde işlenmiş resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturup oluşturmadığının hüküm yerinde tartışılması, kesinleşmiş hükümlerin zincirleme suç kapsamında kaldığının anlaşılması halinde de YCGK’ nın 15.03.2016 tarihli, 2014/847 Esas ve 2016/128 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, tayin olunacak cezadan kesinleşmiş önceki cezaların mahsup edilmesi gerektiği gözetilerek sanığın hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerekirken, eksik inceleme ile mahkumiyet hükmü kurulması nedenleriyle hukuka aykırı görülmüştür.
3. Kabule göre de; nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından kurulan hükümlerde sanık hakkında 5237 sayılı Kanunun 58 inci maddesinin altıncı fıkrası uygulanmasına rağmen tekerüre esas alınan ilamın belirtilmemesi hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Uşak 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 19/03/2015 tarihli ve 2014/117 Esas, 2015/69 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz istekleri yerinde görüldüğünden hükümlerin, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

13.02.2023 tarihinde karar verildi.