Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2021/18971 E. 2023/4207 K. 22.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/18971
KARAR NO : 2023/4207
KARAR TARİHİ : 22.05.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet

Sanıklar hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 … maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 … maddesi gereği temyiz edilebilir oldukları, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
Karaman Ağır Ceza Mahkemesinin 10.06.2015 tarihli ve 2015/80 Esas, 2015/119 Karar sayılı kararı ile sanıklar hakkında
A. Katılan …’ya yönelik
1. Resmi belgede sahtecilik suçundan, 5237 sayılı … Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 209 uncu maddesinin ikinci fıkrası ve 37 nci maddesi delaletiyle 204 ve 62 nci maddelerinin birinci fıkraları, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları, 51 … maddesinin birinci ve üçüncü fıkraları uyarınca ayrı ayrı 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına, hak yoksunluklarına ve cezalarının ertelenmesine,
2. Kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçuna teşebbüsten, 5237 sayılı Kanun’un 158 … maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi, 35 … maddesinin ikinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 52 nci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları, 51 … maddesinin birinci ve üçüncü fıkraları uyarınca ayrı ayrı 1 yıl 3 ay hapis ve 40,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmalarına, hak yoksunluklarına ve cezalarının ertelenmesine,
B. Katılan …’a yönelik
3. Resmi belgede sahtecilik suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 209 uncu maddesinin ikinci fıkrası ve 37 nci maddesi delaletiyle 204 ve 62 nci maddelerinin birinci fıkraları, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları, 51 … maddesinin birinci ve üçüncü fıkraları uyarınca ayrı ayrı 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına, hak yoksunluklarına ve cezalarının ertelenmesine,
4. Kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçuna teşebbüsten, 5237 sayılı Kanun’un 158 … maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi, 35 … maddesinin ikinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 52 nci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları, 51 … maddesinin birinci ve üçüncü fıkraları uyarınca ayrı ayrı 1 yıl 3 ay hapis ve 40,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmalarına, hak yoksunluklarına ve cezalarının ertelenmesine,
Karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1. Katılanlar vekilinin temyiz isteği; sanıklar hakkında hükmolunan cezaların ertelenmesi kararlarının usul ve yasaya aykırı olduğuna, aldıkları toplam ceza miktarlarına nazaran cezalarının ertelenemeyeceğine, katılanların ücretlerine haciz konulduğundan dolandırıcılık suçu tamamlandığı halde teşebbüs hükümleri uygulandığına, zararın giderilip giderilmediği araştırılmaksızın erteleme kararları verildiğine, vekalet ücretinden müteselsilen sorumlu tutulmaları yerine eşit olarak sorumlu tutulmalarının usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkindir.
2. Sanık … müdafiinin temyiz isteği; hükümlerin usul ve yasaya aykırı olduğuna, koşulları oluştuğu halde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmediğine, suç vasfında yanılgıya düşüldüğüne, 5237 sayılı Kanun’un 209 uncu maddesinin birinci fıkrası uygulanması gerektiği halde iki ayrı suçtan ceza verildiğine, re’sen gözetilecek nedenlere ilişkindir.
3. Sanık …’nın temyiz isteği; hükümleri temyiz ettiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Mahkemece; katılanların … … Tur. Taş. Ltd. Şti.de şoför olarak çalıştıkları ve işe girişleri sırasında sanık …’un katılanlardan imzalı boş senetler aldığı, katılanların 25.03.2013 tarihinde işten ayrıldıkları, sanık …’un suça konu senetleri iade etmeyip içeriğini amacına aykırı olarak doldurarak yeğeni olan diğer sanık … …’ye verdiği, bu sanığın da Karaman 4. İcra Müdürlüğünde icra takibine koyduğu, soruşturma aşamasında alınan savunmasında sanık … …’nin, katılanların, dayısı olan diğer sanık …’un yanında şoför olarak çalıştıklarını ve dayısında … uyandırmaları üzerine kendilerine 25.000,00’er TL borç para verdiğini, karşılığında senet imzaladıklarını, senetlerdeki yazıların dayısı …’a ait olduğunu, katılanların 1 yıl ödeme yapmayınca senetlerin icraya verildiğini savunduğu, soruşturma aşamasında sanık …’un da aynı şekilde savunma yaptığı, ancak kovuşturma aşamasında sanık … …’nin soruşturmadaki savunmasını kabul etmeyerek, sanık …’un dayısı olması nedeniyle kendisini aradığını, elinde 2 adet senet olduğunu ve bunları kendisinin takip etmesini istediğini savunduğu, sanık …’un da aynı şekilde soruşturmadaki savunmasından vazgeçerek kovuşturmada yeni bir savunma geliştirdiği, buna göre, katılanların alkollü araç kullanmaları, kazaya karışmaları hallerinde şirketini koruma amaçlı işe girerlerken açık senet aldıklarını, katılanların şirketini trafik cezalarıyla zarara uğrattığını, kendisinin yine de hiç bir zaman para talep etmediğini, işten ayrıldıktan sonra kendisinden para istediklerini, siz kendiniz işi bıraktınız diyerek para vermek istemediğini söylediğini, kendisini mağdur ettiklerini, İş Mahkemesinde dava açtıklarını, tedbir amaçlı aldığı senetleri uğrattıkları zarara karşı icraya konulmasını ve işleri yoğun olduğu için yeğeni olan diğer sanığın senetlerin takibini yapmasını istediğini savunduğu, dolayısıyla savunmalarının çelişkili olduğu, tedbir amaçlı aldığı senetleri işten çıkma olaylarından daha önce gerçekleşen muhtelif trafik para cezaları nedeniyle herhangi bir talep ve takipte bulunmamasına ve sunduğu trafik cezalarının senetteki bedelin miktarına ulaşacak boyutta olmamasına rağmen senetleri kullanım amacına aykırı bir şekilde doldurup, katılanlarla herhangi bir borç ilişkisi bulunmayan yeğeni diğer sanık … …’ye vermek ve sanki katılanlar tarafından … …’ye olmayan bir borç ilişkisini varmış gibi göstermek suretiyle senetlerin icraya konulduğu, incelenmelerinde aldatma kabiliyetleri bulunduğunun gözlemlendiği, bu şekilde atılı suçları işlediklerinden sanıkların cezalandırılmalarına karar verilmiştir.
2. Sanıkların üzerlerine atılı suçlamaları kabul etmedikleri belirlenmiştir.
3. Kolluk güçlerince tanzim olunan tutanaklar, Adana Kriminal Polis Laboratuvarının uzmanlık raporları, suça konu bonoların örnekleri, kurumların cevabi yazıları ve sanıkların adlî sicil kayıtları dava dosyasında mevcut olup belge asıllarının adli emanete alındığı anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
A. Kamu Kurum Ve Kuruluşlarının Araç Olarak Kullanılması Suretiyle Dolandırıcılık Suçuna Teşebbüsten Kurulan Hükümler Yönünden
Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, Mahkemenin oluşa uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, katılanlar vekilinin, sanık … müdafiinin ve sanık …’nın diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1. 5271 sayılı Kanun’un 231 … maddesinin sekizinci fıkrasına 28.06.2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 72 nci maddesi ile eklenen “Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez.” şeklindeki hükmün ancak yürürlük tarihinden sonra işlenen suçlar bakımından uygulanabileceği gözetildiğinde; engel adli sicil kayıtları olmayan, haklarında erteleme hükümleri uygulanan ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesini kabul eden sanıklar hakkında, yasal ve yeterli olmayan gerekçeyle aynı Kanun’un 231 … maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
2. Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin 22.08.2013 tarihi yerine 21.08.2013 şeklinde gösterilmesi,
3. 5237 sayılı Kanun’un 51 … maddesine göre sadece hapis cezasının ertelenmesi mümkün olup sanıklar hakkında hükmolunan hapis cezalarının yanında adli para cezalarının da ertelenmesine karar verilmesi, hukuka aykırı bulunmuş,
4. 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, bozmayı gerektirmiştir.
B. Resmi Belgede Sahtecilik Suçundan Kurulan Hükümler Yönünden
Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, Mahkemenin oluşa uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, katılanlar vekilinin, sanık … müdafiinin ve sanık …’nın diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1. Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 22.04.2014 tarihi ve 2013/11-397 Esas, 2014/202 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, 765 sayılı Kanun ile 5237 sayılı Kanun’un “Kamu güvenine karşı suçlar” bölümünde düzenlenen ve belgenin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi ile kamu güveninin sarsıldığı kabul edilerek suç sayılıp yaptırıma bağlanan resmi belgede sahtecilik suçunda korunan hukuki yararın kamu güveni olduğu, suçun işlenmesi ile kamu güveninin sarsılması dışında, bir veya birden fazla kişinin de haksızlığa uğrayıp, suçtan zarar görmesi halinde dahi, suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamının, diğer bir ifadeyle kamunun olduğuna dair kabulünün etkilenmeyeceği, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin mağdur değil, suçtan zarar gören olacağının kabulü gerekeceği ve 5237 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesi uyarınca, bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla ya da aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasının gerektiği nazara alındığında, sanıkların sübut bulan eylemlerinin zincirleme şekilde işlenen tek bir resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturduğu gözetilmeksizin, suçtan zarar gören sayısınca yazılı şekilde hükümler kurulması,
2. Kabule göre de;
a.Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin 22.08.2013 tarihi yerine 21.08.2013 şeklinde gösterilmesi,
b.5271 sayılı Kanun’un 231 … maddesinin sekizinci fıkrasına 28.06.2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 72 nci maddesi ile eklenen “Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez.” şeklindeki hükmün ancak yürürlük tarihinden sonra işlenen suçlar bakımından uygulanabileceği gözetildiğinde; engel adli sicil kayıtları olmayan, haklarında erteleme hükümleri uygulanan ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesini kabul eden sanıklar hakkında, yasal ve yeterli olmayan gerekçeyle aynı Kanun’un 231 … maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi, hukuka aykırı bulunmuş,
c.5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, bozmayı gerektirmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Karaman Ağır Ceza Mahkemesinin, 10.06.2015 tarihli ve 2015/80 Esas, 2015/119 Karar sayılı kararına yönelik katılanlar vekilinin, sanık … müdafiinin ve sanık …’nın temyiz istekleri yerinde görüldüğünden hükümlerin, 1412 sayılı Kanun’un 321 … maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

22.05.2023 tarihinde karar verildi.