YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/18770
KARAR NO : 2023/2793
KARAR TARİHİ : 11.04.2023
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik, banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet
Sanık hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir oldukları, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 06.05.2015 tarihli ve 2012/282 Esas, 2015/60 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında dolandırıcılık suçundan 5237 sayılı Kanun’un 158 inci maddesinin birinci fıkrasının (j) bendi, 167 nci maddesinin ikinci fıkrası, 62 nci, 52 nci, 53 üncü ve 58 inci maddeleri uyarınca 1 yıl 3 ay hapis ve 12.500,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, tekerrür uygulamasına ve hak yoksunluklarına; resmi belgede sahtecilik suçundan aynı Kanun’un 204 üncü maddesinin birinci fıkrası, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası, 62 nci, 53 üncü ve 58 inci maddeleri uyarınca 2 yıl 1 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, tekerrür uygulamasına ve hak yoksunluklarına, banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçundan aynı Kanun’un 245 inci maddesinin ikinci fıkrası, 62 nci, 52 nci, 53 üncü ve 58 inci maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis ve 2.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, tekerrür uygulamasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafii, süre tutum dilekçesi ile kararı temyiz ettiğini belirtmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
1. Sanığın kardeşi olan katılan …’ın kimlik bilgilerini kullanarak düzenlettirdiği nüfus cüzdanı talep belgesi ile nüfus müdürlüğünden kendi fotoğrafını kullanarak nüfus cüzdanı çıkarttığı ve şikayetçi … A.Ş.den 17.000,00 TL tüketici kredisi çektiği ve 15.000,00 TL limitli kredi kartı çıkarttığı iddiasıyla zincirleme resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından kamu davaları açılmıştır.
2. Sanık savunmasında, atılı suçlamaları kabul etmiştir. Sanığa iddianame anlatımında olup ancak sevk maddesi olarak belirtilmeyen 5237 sayılı Kanun’un 245 inci maddesinin ikinci fıkrasının ve aynı Kanun’un 58 inci maddesinin uygulanması ihtimaline binaen ek savunma … verilmiştir.
3. Katılan beyanında, sanığın kardeşi olduğunu, sanıkla aynı konutta oturmadığını, şikayetçi olduğunu, davaya katılmak istediğini, maddi zararının olmadığını beyan ederek suça konu nüfus cüzdanı talep belgesi fotokopisini dosyaya sunmuştur.
4. Mahkemece, sanığın, resmi ve özel belgelerle birlikte tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla hareket edip, şikayetçi banka nezdinde yapmış olduğu sözleşme ve diğer sahte belgelerle çekmiş olduğu krediyi kullanarak aynı suç işleme kararı ile değişik zamanlarda oluşturulan ve kullanılan sahte belgeler nedeniyle zincirleme biçimde resmi belgede sahtecilik suçunu, katılan ve şikayetçi banka zararına olacak şekilde, kredi çekerek menfaat elde etmesi nedeniyle nitelikli dolandırıcılık suçunu ve yine sahte olarak oluşturulan kredi kartını elde etmiş olması nedeniyle sahte kredi kartı üretme suçunu işlediği kabul edilerek belirtilen suçlardan temyize konu mahkumiyet hükümleri kurulmuş, sahte kredi kartının sanık tarafından kullanıldığı tespit edilmiş ise de, iddianame anlatımında bu hususa yer verilmediğinden gereğinin takdir ve ifası için sanığın 5237 sayılı Kanun’un 245 inci maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında kalan eyleminden dolayı suç duyurusunda bulunulmasına karar vermiştir.
IV. GEREKÇE
Sanık hakkında tüm suçlardan kurulan hükümlerde; 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüş; dolandırıcılık suçundan kurulan hükümde; sanığa yüklenen eylemin 5237 sayılı Kanun’un 158 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde öngörülen kamu kurumu olan Nüfus Müdürlüğünün maddi varlıklarından olan nüfus cüzdanının kullanılması suretiyle nitelikli dolandırıcılık ve aynı Kanun’un 158 inci maddesinin birinci fıkrasının (j) bendinde öngörülen banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçu kapsamında kaldığı ve birden fazla bendin sanık tarafından ihlal edilmiş olduğu anlaşılmakla, sanık hakkında uygulama yapılırken alt sınırdan uzaklaşılarak ceza verilmesi gerekirken eksik ceza tayini ve 5237 sayılı Kanun’un 158 inci maddesinin birinci fıkrasının (e), (f), (j) ve (k) bentlerinde sayılan hallerde adli para cezasının tayininde tespit olunacak temel gün adli para cezasının, suçtan elde edilmeye çalışılan haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde belirlenecek gün sayısı üzerinden arttırma ve eksiltmeler yapıldıktan sonra ortaya çıkacak sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığı aynı Kanun’un 52 nci maddesi uyarınca, 20-100 TL arasında takdir olunacak miktarın çarpılarak belirlenmesi gerektiği, somut olayda sanık tarafından çekilen kredi tutarının 17.000,00 TL olduğu, 1.700 gün adli para cezasına hükmedilmesi gerektiği gözetilmeksizin 1.500 gün adli para cezası üzerinden uygulama yapılmak suretiyle eksik ceza tayini aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlere uyan suç vasıfları ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından sanık hakkında kurulan hükümlerde eleştiriler dışında hukuka aykırılık bulunmamıştır.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 06.05.2015 tarihli ve 2012/282 Esas, 2015/60 Karar sayılı kararlarında sanık müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık müdafiinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükümlerin, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
11.04.2023 tarihinde karar verildi.