Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2021/18059 E. 2023/1629 K. 15.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/18059
KARAR NO : 2023/1629
KARAR TARİHİ : 15.03.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2014/169 E., 2015/72 K.
SUÇLAR : Kamu kurum ve kuruluşları, vb.tüzel kişiliklerin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanıklar hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesinin, 27.03.2015 tarihli ve 2014/169 Esas, 2015/72 Karar sayılı kararı ile sanıklar hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 158 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi, 62, 52 ve 53 üncü maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis ve 2.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmalarına ve hak yoksunluklarına; 5237 sayılı Kanun’un 204 üncü maddesinin birinci fıkrası, 62 ve 53 üncü maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
2. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca; sanıklar hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkûmiyet hükümlerinin onanmasına karar verilmesi görüşünü içeren Tebliğname ile dava dosyası Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanıklar müdafiinin temyizi, mahkûmiyet hükümlerinin usul ve yasaya aykırı olduğuna, vesaire ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Sanıklardan …’ın Türkiye’de satışı yapılmayan ve gerçekte bulunmayan 2009 model 54594800457635 motor ve NMB63201229152432 şasi no’lu Mersedes marka Travego model aracı kendi adına sahte fatura kullanarak 02.11.2009 tarihinde 80 DL 367 plakası ile trafiğe tescil ettirdiği ve 14.12.2009 tarihinde Altındağ 3.Noterliğinin 2009/24166 yevmiye numaralı satış sözleşmesi ile sanık …’a sattığı, …’ın da 80 DL 367 plakalı otobüsü teminat olarak gösterip üzerine rehin koydurtarak karşılığında katılan …’dan 420.000,00 TL değerinde mal satın aldığı, borcunu ödemeyince katılan tarafından rehnin paraya çevrilmesi için yapılan icra takibinde aracın bulunmadığının anlaşıldığından bahisle …’ın gerçeğe aykırı sahte fatura kullanarak olmayan aracı trafiğe kaydettirip araç tescil belgesi oluşturmak, sahte olarak oluşturulan araç tescil belgesini noterde kullanıp içeriği itibarıyla sahte noter satış belgesi düzenlettirip zincirleme biçimde resmi belgede sahtecilik, gerçekte olmayan aracın satışını …’a yaparak …’ın katılana karşı işlediği dolandırıcılık suçuna iştirak, …’ın da fiilen Hasan Yaçın’dan otobüs satın almadığı halde noterde kendi üzerine devir işlemini yaptırmak suretiyle edindiği içeriği itibarıyla sahte motorlu araç trafik belgesi ve trafik kaydını kullanarak olmayan otobüsü teminat olarak gösterip üzerine rehin koydurarak katılandan mal almak suretiyle resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarını işledikleri iddiasıyla kamu davası açıldığı anlaşılmıştır.
2. Katılan … anlatımlarında; sanık …’ın kendisiyle kırtasiye alışverişi yapmak istediğini, teminat vermesi gerektiğini söyleyince 80 DL 367 plakalı otobüsü teminat olarak gösterdiğini bunun karşılığında sanığa kırtasiye malzemeleri verdiğini, sanığın aldığı mal karşılığında verdiği birkaç senedi ödediğini, kalanları ödemeyince icraya başvurduğunu ancak teminat olarak gösterdiği otobüsün var olmadığının anlaşıldığını, alacağının halen ödenmediğini beyan etmiştir.
3. Sanık … sorgusunda; suça konu 80 DL 367 plakalı otobüsün arkadaşı olan İsa Çakır’a ait olduğunu, otobüsün trafik tescil kaydını üzerine devretmek istediklerinde kendisinin de kabul ettiğini, bir ara İsa Çakır’ı otobüsün devrini geri almaları için aradığını ulaşamadığını, bu arada … otobüsün teminat olarak kendisine lazım olduğunu söyleyince otobüsün devrini …’a yaptığını, otobüsü hiç görmediklerini, İsa Çakır’ın otobüsü olduğunu, bu olayda İsa Çakır’ın kendisini kullandığını beyan etmiştir.
4. Sanık … sorgusunda; katılan … Uslu mal vermek için teminat isteyince durumu arkadaşı olan diğer sanık … Uslu’ya anlattığını, …’ın da teminat olarak göstermesi için kendisine 80 DL 367 plaka sayılı otobüsü noterde devrettiğini, otobüsü hiç görmediğini, mali durumu bozulunca Rıza Uslu’ya borcunu ödeyemediğini beyan etmiştir.
5. Tanık İsa Çakıbey (Çakır) yeminli anlatımında; sanıkları tanıdığını, 2006 yılında Samsun’a gittiğini, bu tarihten sonra sanıklarla arada bir telefonla görüşmüş olabileceklerini ancak 80 DL 367 plakalı otobüs ile ilgisinin bulunmadığını, böyle bir otobüsünün olmadığını beyan etmiştir.
6. Sanıklardan …’ın 02.11.2009 tarihli fatura ile suça konu aracı almış gibi 02.11.2009 tarihinde trafiğe tescil ettirdiği, 14.12.2009 tarihinde Altındağ 3. Noterliğinin 2009/24166 yevmiye numaralı satış sözleşmesi ile sanık …’a satışını yaptığı, aynı tarihte Altındağ 3. Noterliğinde düzenlenen 24173 yevmiye sayılı “borç rehin sözleşmesi”nin sanık … ‘ın rehin veren, katılan … Uslu’nun rehin alan olarak imzaladığı görülmüştür.
7. Cevabi müzekkerelerden, Mengerler Tic.A.Ş tarafından sanık … adına düzenlenmiş görünen 02.11.2009 tarihli suça konu otobüse ilişkin fatura, vergi alındısı makbuzu ve uygunluk belgesinin sahte olarak düzenlendiği, otobüsün Türkiye’de üretilmediği ve satışının yapılmadığı anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
A. Tebliğname Yönünden
Gerekçe bölümü (D) bendinde açıklanan nedenle doğrudan onama isteyen Tebliğname görüşüne iştirak olunmamıştır.
B. Sanıklar Hakkında Resmi Belgede Sahtecilik ve Nitelikli Dolandırıcılık Suçlarından Kurulan Mahkûmiyet Hükümleri Yönünden
1. İddianameye konu edilen sahte fatura, sahte oluşturulan trafik tescil belgesi ile Altındağ 3. Noterliğinde düzenlenmiş olan 14.12.2009 tarihli araç satış sözleşmesi nedeniyle sanıkların eyleminin 5237 sayılı Kanun’un 204 üncü maddesinin bir ve üçüncü fıkraları ve 43 üncü maddesine uyan zincirleme şekilde işlenmiş kanun hükmü gereği sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturduğu gözetilmeden aynı Kanun’un 204 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca hüküm kurulması ile yetinilerek eksik ceza tayini hukuka aykırı bulunmuş ise de aleyhe temyiz bulunmadığından bu husus bozma nedeni yapılmamış; gerekçeli karar başlığında ”2012” şeklinde yanlış yazılan suç tarihinin resmi belgede sahtecilik suçu yönünden en son düzenlenen Altındağ 3. Noterliğinin 2009/24166 yevmiye numaralı satış sözleşmesi tarihi olan 14.12.2009, dolandırıcılık suçu yönünden en son alışverişin yapıldığı tarih olan 2011 yılı Ocak ayı olarak mahallinde düzeltilmesi; 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
2. İddia, sanıkların tevil yollu ikrar niteliği taşıyan savunmaları, katılan … ve tanık İsa Çakıbey anlatımları, Emniyet Müdürlüğü, Mercedes Benz Türk A.Ş, Mengerler Tic. A.Ş, Vergi Dairesi yazı cevapları, trafik kaydı, noter satış sözleşmesi, borç rehin sözleşmesi ve tüm dosya kapsamı karşısında; sanıkların iştirak halinde yüklenen suçları işlediklerini kabul eden Mahkemenin takdirinde hukuka aykırılık bulunmamıştır.
C. Sanıklar Hakkında Resmi Belgede Sahtecilik Suçundan Kurulan Hükümler Yönünden Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanıklar müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz sebepleri reddedilmiştir.
D. Sanıklar Hakkında Nitelikli Dolandırıcılık Suçundan Kurulan Mahkûmiyet Hükümleri Yönünden
Hükmün gerekçesinde alt sınırdan ceza tayin edildiğinin belirtilmesi ve hapis cezasının alt sınırdan tayin edilmesi karşısında: adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle tam gün sayısının alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle belirlenmesi isabetli bulunmamıştır. Sanıklar hakkında kurulan hükümlerde, Yargıtay tarafından düzeltilmesi mümkün görülen bu husus dışında bir hukuka aykırılık görülmemiştir.

V. KARAR
A. Sanıklar Hakkında Resmi Belgede Sahtecilik Suçundan Kurulan Hükümler Yönünden
Gerekçe bölümü (B) ve (C) bentlerinde açıklanan nedenlerle Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesinin, 27.03.2015 tarihli ve 2014/169 Esas, 2015/72 Karar sayılı kararında eleştirilen husus dışında, sanıklar müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanıklar müdafiinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükümlerin, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
B. Sanıklar Hakkında Nitelikli Dolandırıcılık Suçundan Kurulan Hükümler Yönünden
Gerekçe bölümü (D) bendinde açıklanan nedenle Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesinin, 27.03.2015 tarihli ve 2014/169 Esas, 2015/72 Karar sayılı kararına yönelik sanıklar müdafiinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükümlerin, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesi gereği adli para cezasına ilişkin hüküm fıkrasından “120 gün”, “100 gün” ve “2000 TL adli para cezası” ibarelerinin çıkartılarak yerlerine sırasıyla “5 gün”, ” 4 gün” ve “80,00 TL adli para cezası” ibarelerinin eklenmesi suretiyle hükümlerin, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

15.03.2023 tarihinde karar verildi.