YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/16426
KARAR NO : 2023/238
KARAR TARİHİ : 23.01.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan “hakim ve mahkeme kararlarına karşı Cumhuriyet savcısı, şüpheli sanık ve bu kanuna göre katılan sıfatını almış olanlar ile katılma isteği karara bağlanmamış, reddedilmiş veya katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunanlar için kanun yolları açıktır” hükmü karşısında; katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş olan ve kovuşturma evresinde usulüne uygun olarak duruşmadan haberdar edilmediği için davaya katılma talebinde bulunamayan şikâyetçi Maliye Hazinesi adına Artvin Defterdarlığının yokluğunda verilen hükmü, vekili aracılığıyla 22.04.2015 havale tarihli içeriği itibarıyla temyiz dilekçesi mahiyetinde bulunan dilekçeyle temyiz ettiği anlaşıldığından, şikayetçi adına vekilinin kanun yollarına başvurma … bulunduğu belirlenerek yapılan incelemede; Şikâyetçi vekilinin yokluğunda verilip usûlüne uygun şekilde tebliğ edilen karara karşı, karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 310 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirlenen bir haftalık kanunî süre geçtikten sonra temyiz isteğinde bulunulduğu, hükümlerin, 1412 sayılı Kanun’un 305 inci maddesinin birinci fıkrası gereği re’sen temyize de tabi olmadığı anlaşılmıştır.
Sanık hakkında resmi belgede sahtecilik ve kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak dolandırıcılık (nitelikli dolandırıcılık) suçlarından kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Kanun’un 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun’un 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz eden sanık müdafinin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Artvin Ağır Ceza Mahkemesinin 27.02.2015 tarihli ve 2014/93 Esas, 2015/30 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında:
1. Resmi belgede sahtecilik suçundan, 5237 sayılı … Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 204 üncü maddesinin birinci fıkrası, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü, 62 nci ve 63 üncü maddeleri uyarınca 2 yıl 7 … 7 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,
2. Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak dolandırıcılık suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 158 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi ile son fıkrası, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası, 62 nci, 52 nci, 53 üncü ve 63 üncü maddeleri uyarınca 4 yıl 2 … hapis ve 7080,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,
Karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1. Şikâyetçi vekilinin temyiz sebepleri, idarenin davaya katılan olarak kabulüne karar verilmesi, sanığın üzerine atılı suçlardan cezalandırılması ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin sanığa yükletilmesi talebine ilişkindir.
2. Sanık müdafiinin temyiz sebepleri, sanığın Hopa Adliyesinde 4/C statüsünde çalışan işçi olması nedeniyle tebligat hususunda kendisine eğitim verilmediğine, görevi kapsamında olmayan yükümlülükler yüklendiğinden hataya düştüğüne, suç işleme kastının olmadığına, beraatine karar verilmesi gerektiğine, ayrıca sabıkası olmayan sanığa üst sınırdan ceza tayin edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
1. Sanığın suç tarihinde Hopa Adliyesinde 4/C statüsünde sözleşmeli personel olarak görev yaptığı, bu görevi kapsamında Hopa Asliye Hukuk Mahkemesi kaleminde tebligat işlerine yardımcı olduğu, kalem personeli tarafından düzenlenen tebligat, posta evrakları ve bunlara ilişkin liste ile masrafların kendisine teslim edildiği ve sanığın bu şekilde taraflar tarafından karşılanan masrafları yatırmak suretiyle liste ve posta evraklarının …’ye teslimini gerçekleştirdiği; uygulamada Ceza Mahkemeleri ve Cumhuriyet Savcılığının tebligat ve posta evraklarının ücretinin Adalet Bakanlığına ait posta çeki hesabından karşılandığı, ödemenin Cumhuriyet Savcısı tarafından düzenlenen ödemeye ilişkin yazı ile posta evrakları ve listenin teslimi suretiyle gerçekleştirildiği; Bakanlığın posta çeki hesabından çekilen miktar ile Hopa Cumhuriyet Başsavcılığının kayıtlarındaki miktarın uyuşmaması üzerine yapılan incelemede, aradaki farkın sanığın Cumhuriyet savcısının yerine imza atmak suretiyle sahte olarak düzenlediği 03.08.2012, 10.08.2012 ve 23.08.2012 tarihli yazılar nedeniyle, Asliye Hukuk Mahkemesine ait ve masrafları taraflar tarafından karşılanması gereken tebligat ve postaların ücretlerinin posta çeki hesabından ödenmesinden kaynaklandığının belirlendiği, sanığın bu işlem için kendisine nakit olarak verilen toplam 1.652,2 TL’yi mal edindiği iddia ve kabul olunmuştur.
2. Sanık aşamalarda alınan savunmalarında, suçlamaları ikrar etmiş; kendisine verilen süreye rağmen meydana gelen zararı gidermemiştir.
3. Sanık tarafından sahte olarak düzenlenen 03.08.2012, 10.08.2012 ve 23.08.2012 tarihli belge asıllarının, Adli Emanetin 2014/189 sırasında kayıtlı olduğu görülmüştür.
4. Hopa Cumhuriyet Başsavcılığının 17.01.2011 tarihli Geçici Personel … Bölümü başlıklı yazısına göre, sanığın Hopa Asliye Hukuk Mahkemesi ile adliyenin diğer birimlerinde verilecek işleri yapmakla görevlendirildiği belirlenmiştir.
5. Mahkemece tanık olarak bilgisine başvurulan Hopa Asliye Hukuk Mahkemesinde görevli zabıt katibi A.T. beyanında; sanığın mahkeme hakimi tarafından sözlü olarak …’ye teslim edilecek posta evraklarını götürmekle görevlendirildiğini, …’ye gidecek evrak ile bunlara ilişkin masrafları sanığa teslim ettiklerini, gönderiler ile ilgili sorun olmadığından bir usulsüzlük olduğunu fark etmediklerini bildirmiştir.
6. Artvin Ağır Ceza Mahkemesinin 27.02.2015 tarihli ve 2014/93 Esas, 2015/30 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında; düzenlediği sahte belgeler ile kamu kurumunu zarara uğrattığı, aşamalarda suçunu ikrar ettiği, ancak kurum zararını karşılamadığı ve bu şekilde üzerine atılı zincirleme şekilde resmi belgede sahtecilik ile kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak dolandırıcılık suçlarını işlediği gerekçesiyle mahkûmiyet hükümleri kurulmuştur.
IV. GEREKÇE
A. Şikâyetçi Vekilinin Temyiz İsteminin İncelenmesinde:
Şikâyetçi vekilinin yokluğunda verilip 09.04.2015 tarihinde usûlüne uygun şekilde tebliğ edilen karara karşı, karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirlenen bir haftalık kanunî süre geçtikten sonra 22.04.2015 tarihinde temyiz isteğinde bulunduğu, hükümlerin, 1412 sayılı Kanun’un 305 inci maddesinin birinci fıkrası gereği re’sen temyize de tabi olmadığı anlaşılmıştır.
B. Sanık Müdafiinin Temyiz İsteminin İncelenmesinde:
1. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda … sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlere uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz sebepleri reddedilmiştir.
2. Sanığın eyleminin aynı zamanda Cumhuriyet savcısının imzasını taşıyan ödemeye ilişkin resmi belgenin kullanılması suretiyle işlenmesi nedeniyle, 5237 sayılı Kanun’un 158 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde düzenlenen kamu kurumunun aracı kılınması suretiyle dolandırıcılık suçunu da oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde uygulama yapılması, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
3. 5237 sayılı Kanun’un 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile hükmolunan adli para cezasının ödenmemesi halinde uygulanacak olan 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 106 ncı maddesinin üçüncü fıkrasında, 28…..2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 6545 sayılı Kanun’un 81 inci maddesiyle yapılan değişikliğin infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
V. KARAR
A. Şikâyetçi Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden:
Gerekçe bölümünde (A) bendinde açıklanan nedenle Artvin Ağır Ceza Mahkemesinin, 27.02.2015 tarihli ve 2014/93 Esas, 2015/30 Karar sayılı kararırına yönelik şikâyetçi vekilinin temyiz isteğinin, 1412 sayılı Kanun’un 317 nci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle REDDİNE,
B. Sanık Müdafiinin Temyiz İstemi Yönünden:
Gerekçe bölümünde (B) bendinde açıklanan nedenle Artvin Ağır Ceza Mahkemesinin, 27.02.2015 tarihli ve 2014/93 Esas, 2015/30 Karar sayılı kararında sanık müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık müdafiinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükümlerin, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
23.01.2023 tarihinde karar verildi.