Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2021/16418 E. 2022/14833 K. 21.09.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/16418
KARAR NO : 2022/14833
KARAR TARİHİ : 21.09.2022

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi

A) Nitelikli dolandırıcılık ve banka ve kredi kartlarının kötüye kullanılması suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz incelemesinde;
Başkasına ait banka hesabıyla ilişkilendirilerek sahte banka veya kredi kartı üretilmesi, satılması, devredilmesi, satın alınması veya kabul edilmesi 5237 sayılı TCK’nin 245/2. maddesinde, sahte banka veya kredi kartını kullanarak kendisine veya bir başkasına yarar sağlanması ise anılan maddenin 3. fıkrasında birbirinden bağımsız ve ayrı ayrı suçları oluşturduğu cihetle; sanığın mağdura ait kimlik bilgilerini kullanmak suretiyle bilgisi ve rızası dışında Garanti Bankası’na müracaatla kredi kartı çıkarttırmak ve bu kredi kartını farklı zamanlarda kullanmaktan ibaret eyleminden dolayı TCK’nin 245/2. ve 245/3, 43/1. maddeleri kapsamında iki ayrı suçtan cezalandırılması gerekirken tek suç olarak kabulüyle TCK’nin 245/3’den hüküm kurulması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış; 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140-2015/85 sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yargılamanın hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen hususların gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hukuka uygun yöntemlerle elde edilen delillerin değerlendirilerek fiilin sanık tarafından işlendiğinin tespit edildiği, suçların vasfının doğru biçimde belirlendiği, cezaların kanuni takdir sınırlarında uygulandığı tüm dosya kapsamından anlaşılmakla, sanığın temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden eleştiri dışında usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin ONANMASINA,
B)Resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz incelemesinde;
1) Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14.10.2003 tarih ve 232/250 sayılı kararında açıklandığı üzere, sahtecilik suçunun oluşabilmesi için belgenin nesnel olarak aldatıcılık niteliğinin bulunması ve keyfiyetin belgeden objektif olarak anlaşılması gerektiği, “muhatabın hatasından, dikkatsizlik veya özensizliğinden kaynaklanan fiili iğfalin, aldatıcılık niteliğinin varlığını göstermeyeceği, aslı ele geçirilemeyen belgenin hukuki sonuç doğurmaya elverişli nitelikte olmadığı ve aldatıcılık yönünden inceleme yapılması imkanı bulunmadığından, suçun unsurları itibariyle oluşmayacağı; somut olayda, sanığın, suçtan zarar gören …’ın nüfus cüzdanı ve SGK emekli kimlik kartını bir şekilde ele geçirerek bu şahsa ait fotoğrafı çıkartarak kendi fotoğrafını yapıştırıp Ziraat Bankasından suçtan zarar gören adına bireysel kredi ve kredi kartı başvurusunda bulunduğu; aslı ele geçmeyen belgenin aldatıcılık niteliği tespit edilemeyeceğinden resmi belgede sahtecilik suçunun unsurları itibariyle oluşmadığı gözetilmeden sanık hakkında mahkumiyet hükmü kurulması yasaya aykırı;
2) Kabule göre de;
5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 21.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.