Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2021/15768 E. 2023/4292 K. 23.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/15768
KARAR NO : 2023/4292
KARAR TARİHİ : 23.05.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Basit dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 … maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 … maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Sivaslı Asliye Ceza Mahkemesinin, 03.01.2013 tarihli ve 2012/66 Esas, 2013/3 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında dolandırıcılık suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraat kararı verilmiştir.
2.Sivaslı Asliye Ceza Mahkemesinin, 03.01.2013 tarihli ve 2012/66 Esas, 2013/3 Karar sayılı kararının sanık müdafii ve Cumhuriyet savcısı tarafından temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 23. Ceza Dairesinin 17.12.2015 tarihli ve 2015/18903 Esas, 2015/8335 Karar sayılı kararı ile, sanık hakkında duruşma yapılamayacağına ilişkin temel kuralın istisnalarından biri olarak öngörülen ve 1412 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin son fıkrasına paralel bir hüküm içeren 5271 sayılı Kanun’un 193 üncü maddesinin ikinci fıkrasının, ilk bakışta eylemin suç oluşturmayacağı ve derhal beraat kararı verilebilecek hallerle sınırlı olarak uygulanabileceği, iddianamede tarif edildiği şekli ile fiilin suç teşkil etmemesi ve fiilen suç olmaktan çıkarılması halleri dışında dosyadaki deliller takdir edilerek beraat kararı verilebilmesi için mutlaka sanığın sorgusunun yapılmasının gerektiği gözetilmeden sanığın sorgusu yapılmadan toplanan deliller takdir edilerek beraat hükmü kurulması nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.
3. Bozma üzerine, Sivaslı Asliye Ceza Mahkemesinin, 20.04.2016 tarihli ve 2016/65 Esas, 2016/210 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında dolandırıcılık suçundan, 5237 sayılı … Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 157 nci maddesinin birinci fıkrası, 62, 50 ve 52 nci maddeleri uyarınca 6.000,00 TL ve 80,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
4. Sivaslı Asliye Ceza Mahkemesinin, 20.04.2016 tarihli ve 2016/65 Esas, 2016/210 Karar sayılı kararının sanık müdafii tarafından temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 15. Ceza Dairesinin 15.12.2017 tarihli ve 2017/35052 Esas, 2017/28941 Karar sayılı kararı ile, sanığa yüklenen dolandırıcılık suçu nedeniyle, hükümden sonra 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34 üncü maddesi ile değişik 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 253 üncü ve 254 üncü maddeleri gereğince uzlaştırma işlemleri için gereği yapılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini zorunluluğu gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
5. Bozma üzerine, Sivaslı Asliye Ceza Mahkemesi’nin 12.07.2018 tarihli ve 2018/94 Esas, 2018/242 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında dolandırıcılık suçundan, 5237 sayılı … Ceza Kanunu’nun 157 nci maddesinin birinci fıkrası, 62, 50 ve 52 nci maddeleri uyarınca 6.000,00 TL ve 80,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz isteği, sanığın 2008 yılında trafik kazası geçirerek hem fiziksel hem de zihinsel olarak engelli olduğu, 30.05.2011 tarihinde ruh sağlığı polikliniğinde muayene olduğu ve psikoz tanısı konulduğu, % 52 oranında engelli olan sanığın dolandırıcılık suçu işlemesinin mümkün olmadığı, 28.11.2014 tarihli Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesinden alınan sağlık kurulu raporuna göre, sanığın işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını tam olarak algılayamadığı, davranışlarını yönlendirme yeteneğinin azaldığı ve 5237 sayılı Kanun’un 32 nci maddesinin ikinci fıkrası kapsamında olduğunun belirtildiği, başka suçtan ceza infaz kurumunda bulunan sanığa, bozma ilamı ve duruşma günü bildirilmeden, SEGBİS ile dahi savunması alınmadan hüküm kurulması suretiyle savunma hakkının kısıtlandığı, katılanların bozma ilamı ve zararlarının giderilip giderilmediği konusunda beyanları alınmayarak, sanık hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmadığı, Mahkemece bozma ilamına uyulup uyulmadığı konusunda bir karar verilmediği ve bozma ilamı sanık lehine olmasına rağmen bozma sonrası masrafların sanığa yükletilmesine karar verildiği ve re’sen dikkate alınacak diğer sebeplerle kararın bozulması talebine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Vefat etmesi nedeniyle hakkında düşme kararı verilip kesinleşen … … ile katılan …’ın önceden birbirlerini tanıdıkları, olay tarihinde … …’ın katılan …’e, … isimli bir arkadaşında 2487 tane altın olduğunu ve satmak istediğini söylediği ve gerçek kimlik bilgileri tespit edilemediğinden hakkında ayırma kararı verilen ve kendisini … olarak tanıtan şahıs ile katılan …’i telefonla görüştürdüğü, buluşmaya karar verdikleri, katılan …’in iş ortağı olan katılan … ile sanıkların 01.06.2011 tarihinde Sivaslı İlçesinde buluştukları, sanıkların üç kişi olarak geldikleri, kendisini … olarak tanıtan şahsın sanık … olduğu, diğer sanıkların ise yargılama devam ederken vefat eden … … ve … Yayın oldukları, sanıkların katılanlara numune olarak bir tane altın verdikleri, katılanların altını kuyumcuya sorarak gerçek olduğunu öğrenmeleri üzerine 04.06.2011 tarihinde tekrar buluştukları, katılanlardan 100.000,00 TL alan sanıkların içinde sanayi pulları bulunan çantayı vererek uzaklaştıkları iddiasıyla basit dolandırıcılık suçundan kamu davası açılmıştır.
2. Sanık atılı suçu kabul etmemiştir.
3. Katılanların şikayeti üzerine, Denizli Emniyet Müdürlüğünde benzer suçtan kayıtları bulunan sanığın fotoğrafları temin edilerek katılanlara gösterilmiş, kolluk tarafından tutulan 04.06.2011 tarihli tutanak ile katılanlar tarafından, fotoğraf üzerinden, 13.06.2011 tarihli tutanak ile de canlı teşhis işlemi yapılmıştır.
4. Bozma sonrasında, Mahkemece dosya uzlaştırma bürosuna gönderilmiş, katılanların uzlaşma teklifi tebliğinden itibaren üç gün içinde müracaat etmemeleri nedeniyle uzlaşmanın sağlanamadığı anlaşılmıştır.
5. Mahkemece, dosya kapsamında bulunan bilgi, belge, beyanlar, tutanaklar ve uzlaştırmacı raporu dikkate alınarak sanığın üzerine atılı dolandırıcılık suçunu işlediği sabit kabul edilerek temyize konu mahkûmiyet hükmü kurulmuştur.

IV. GEREKÇE
A. Sanık Müdafiinin Sanığın Cezai Ehliyetinin Bulunmadığına İlişkin Temyizi Yönünden
Sanık hakkında benzer eylemi nedeniyle Denizli 8. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2014/264 Esas, 2015/672 Karar sayılı dosyasında dolandırıcılık suçundan yapılan yargılamada, Adli Tıp Kurumundan alınan 26/08/2015 tarih 3896 sayılı rapora göre sanıkta tespit edilen rahatsızlığın cezai sorumluluğuna etkili şuur ve harekat serbestisini ortadan kaldıracak veya azaltacak mahiyette olmadığı, işlediği suça karşı cezai sorumluluğunun tam olduğu mütalaa edilmiş olmakla, hükümde bu yönüyle bir hukuka aykırılık bulunmamıştır.

B. Sanık Müdafiinin Diğer Temyiz Sebepleri Yönünden
1. Hüküm tarihinde, davanın görüldüğü yer mahkemesinin yargı çevresinde dışında bulunan Denizli D Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda, başka suçtan hükümlü olduğu anlaşılan sanığın, duruşmadan bağışık tutulmak isteyip istemediği sorulmadan ve bu hususta bir karar alınmadan, hükmün tefhim olunduğu oturumda hazır bulundurulması ya da SEGBİS yöntemiyle duruşmaya katılımı sağlanıp, yüzüne karşı hüküm verilmesi gerektiği gözetilmeden, yokluğunda yargılamaya devam edilip karar verilmek suretiyle 5271 sayılı Kanun’un 193 üncü ve 196 ncı maddelerine aykırı davranılarak savunma hakkının kısıtlanması,
2. 5320 sayılı Kanun’un 8 … maddesi gereğince halen yürürlükte bulunan, 1412 sayılı Kanun’un 326 ncı maddesi uyarınca Yargıtay’dan verilen bozma kararı üzerine davaya yeniden bakacak ilk derece mahkemesinin ilgililere (sanık, müdafii, katılan ve vekili) bozmaya karşı diyeceklerini sorması amacıyla duruşma gününü bildirir davetiye çıkarılması ve bozmaya uyulup uyulmayacağı konusunda bir karar verilmesi şeklindeki hükümlere aykırı olarak mahkemece, Yargıtay (Kapatılan) 15. Ceza Dairesi’nin 15.12.2017 tarihli ve 2017/35052 Esas, 2017/28941 Karar sayılı bozma ilamına uyulup uyulmadığı hususunda bir karar verilmeden ilgili bozma ilamında belirtildiği üzere dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderilmesi,
3. 5271 sayılı Kanun’un 253 üncü maddesinin yirmi ikinci fıkrası ve bu maddeye göre çıkarılan Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliğinin 38 … maddesine göre “Uzlaştırmacı ücreti ve diğer uzlaştırma giderleri yargılama giderlerinden sayılır, ilgili ödenekten karşılanır. Uzlaşmanın gerçekleşmesi durumunda, bu ücret ve giderler Devlet Hazinesi üzerinde bırakılır. Uzlaşmanın gerçekleşmemesi hâlinde uzlaştırmacı ücreti ve diğer uzlaştırma giderleri hakkında Kanunun yargılama giderlerine ilişkin hükümleri uygulanır.” hükmü uyarınca, 20.04.2016 tarihli hükmün sanık müdafii tarafından temyiz edildiği, hükmün sanık lehine bozulması nedeniyle, lehe bozma sonrası uzlaştırma gideri dışında diğer yargılama giderlerinin sanığa yükletilemeyeceğinin gözetilmemesi,
Hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle, Sivaslı Asliye Ceza Mahkemesi’nin 12.07.2018 tarihli ve 2018/94 Esas, 2018/242 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 … maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

23.05.2023 tarihinde karar verildi.