YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/15643
KARAR NO : 2023/130
KARAR TARİHİ : 16.01.2023
B O Z M A Ü Z E R İ N E
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
Sanıklar hakkında bozma üzerine kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir oldukları, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.
Katılan vekilinin duruşmalı inceleme talebinin, hükmolunan cezanın süresine göre koşulları bulunmadığından, 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesinin birinci fıkrası gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 318 inci maddesi uyarınca reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Şanlıurfa 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 13.09.2012 tarihli ve 2011/617 Esas, 2012/865 Karar sayılı kararı ile sanıklar hakkında dolandırıcılık suçundan, 5237 sayılı … Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 157 nci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası, 51 inci maddesi ve 53 üncü maddesi uyarınca 1 yıl 8 … hapis ve 3.320 TL adli para cezası cezası ile cezalandırılmalarına hapis cezasının ertelenmesine ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
2. Şanlıurfa 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 13.09.2012 tarihli ve 2011/617 Esas, 2012/865 Karar sayılı kararının katılan vekili, sanık … müdafii, sanık … ve sanık … tarafından temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 23. Ceza Dairesinin 14.12.2016 tarihli ve 2015/10443 Esas, 2016/10710 Karar sayılı kararı ile uzlaşma hükümlerinin uygulanması nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.
3. Şanlıurfa 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 17.01.2017 tarihli ve 2017/39 Esas, 2017/26 Karar sayılı kararı ile sanıkların eyleminin 5237 sayılı Kanun’un 158 inci maddesinin birinci fıkrasının L bendinde düzenlenen “Kişinin, kendisini kamu görevlisi veya banka, sigorta ya da kredi kurumlarının çalışanı olarak tanıtması veya bu kurum ve kuruluşlarla ilişkili olduğunu söylemesi suretiyle” dolandırıcılık suçu kapsamında kalması ve bu suça ilişkin delillerin takdir ve değerlendirmesinin 5235 sayılı Kanun’un 12 nci maddesi uyarınca Ağır Ceza Mahkemesine ait olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmiştir.
4. Şanlıurfa 3. Ağır Ceza Mahkemesi 20.12.2018 tarihli ve 2017/724 Esas, 2018/882 Karar sayılı kararı ile sanıklar hakkında dolandırıcılık suçundan 5237 sayılı … Ceza Kanunu’nun 157 nci maddesinin birinci fıkrası, 43 üncü maddesi, 62 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkraları ve 53 üncü maddesi uyarınca 2 yıl 1 … hapis ve 4.160 TL adli para cezası cezası ile cezalandırılmalarına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Katılan vekilinin temyiz isteği; katılanın uğramış olduğu 10.000,00 TL zararın katılana iadesine karar verilmediğine ilişkindir.
B. Sanık … müdafinin temyiz isteği müvekkilinin dolandırıcılık suçunu işlemediğine, katılanla yapılan telefon görüşmesine ilişkin ses kayıtları dinlenmeden eksik inceleme sonucu teşdit uygulanarak ceza verildiğine, erteleme ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması gibi lehe hükümlerin uygulanmadığına ilişkindir.
C. Sanık …’un temyiz isteği üzerine; atılı dolandırıcılık suçunu işlemediğine, sanık …’un kendisini kandırması neticesinde hesabına gelen parayı sanık …’a gönderdiğine, teşdit uygulanarak ceza verildiğine, erteleme ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması gibi lehe hükümlerin uygulanmadığına ilişkindir.
D. Sanık …’nun temyiz isteği; üzerine atılı dolandırıcılık suçunu işlemediğine, diğer sanıklarla eylem ve fikir birliği içerisinde hareket ettiğine dair araştırma yapılmadığına, eksik inceleme sonucu karar verildiğine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
1. Katılanı cep telefonunundan arayıp kendisini Cumhuriyet savcısı olarak tanıtan … şahsın katılanın kredi kartı ile 29.000,00 TL tutarında alışveriş yapıldığını söyleyerek faillerin yakalanabilmesi için katılanın en yakın bankaya gitmesini istediği, katılanın hesabının bulunduğu değişik bankalardan toplam 10.000,00 TL çekip telefondaki … şahsın kendisine vermiş olduğu sanık …’a ait hesap numarasına ayrı ayrı 1.997,00 TL, 1.997,00 TL ve 3.777,00 TL, sanık …’ya ise cebe havale yöntemiyle 490,00 TL gönderdiği anlaşılmıştır.
2. Sanık … savunmasında; akrabası olan sanık …’un banka hesabında icra olduğunu söyleyerek kendisinden hesap numarasını istediğini, sanığa yardımcı olmak amacıyla hesabına gelen paraları çekip … aracılığıyla sanığa gönderdiğini, üzerine atılı suçu işlemediğini ifade etmiştir.
3. Sanık … savunmasında üzerine atılı suçlamayı kabul etmemiştir.
4. Sanık … savunmasında üzerine atılı suçlamayı kabul etmemiştir.
5. Taraflar arasında uzlaşma sağlanamamıştır.
6. Mahkemece, sanıkların aşamalardaki beyanları, katılanın paraları yatırmış olduğu hesapların sanıklar adına kayıtlı olması, sanıklardan …’un hesabına gelen parayı çekmek üzere geldiğinde kolluk görevlilerinde yakalanmış olması, banka dekontları ve dava dosyası bir bütün olarak incelenip değerlendirildiğinde; sanıkların hileli söylem ve davranışlar ile katılanı aldatmak suretiyle dolandırıcılık suçunu işledikleri kabul edilerek temyize konu mahkumiyet hükümleri kurulmuştur.
IV. GEREKÇE
A. Sanıklar … ve … Hakkında Kurulan Hükümler Yönünden
1. Gerekçeli karar başlığında “Bilişim Sistemleri Banka veya Kredi Kurumlarının Araç Olarak Kullanılması Suretiyle Dolandırıcılık” şeklinde yanlış yazılan suç adının “dolandırıcılık” olarak mahallinde düzeltilmesi ve Dairemizce de benimsenen, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 23.01.2018 tarihli, 2017/463 Esas ve 2018/20 Karar sayılı ve 23.01.2018 tarihli, 2015/962 Esas ve 2018/16 Karar sayılı ilamlarında da belirtildiği üzere; hükmolunan adli para cezasının ödenmemesi halinde uygulanacak olan 5275 sayılı Kanun’un 106 ıncı maddesinin üçüncü bendinde 28…..2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 6545 sayılı Kanun’un 81 inci maddesiyle yapılan değişikliğin infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
2. Suç konusunun önem ve değeri, suç işleme kastının ağırlığı, suçun işleniş biçimi dikkate alınarak ceza miktarında teşdit uygulanmasında hukuka aykırılık bulunmamıştır.
3. Mahkemece sanıklar lehine sonuç içeren ilgili kanun maddelerinin değerlendirildiği ve sanıkların 2 yıl 1 … hapis ve 4.160,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmaları nedeniyle sonuç ceza bakımından kanuni engel bulunması nedeniyle hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve erteleme gibi lehe hükümlerin uygulanmadığı anlaşıldığından hükümlerde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.
4. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda … sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlere uyan suç vasıfları ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, katılanlar vekili, sanık … müdafii ve sanık … ‘un yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.
B. Sanık … Hakkında Kurulan Hüküm Yönünden
Katılan tarafından cebe havale yöntemiyle sanık …’ya ait TC kimlik numarası ve 05… … .. .. numaralı telefon kullanılarak sanığa 490,00 TL gönderildiğinin, cebe havale yönteminde cep telefonu numarasına gönderilen güvenlik kodu tuşlanmadan paranın çekilmeyeceğinin ve 0531 numaralı hattın kime ait olduğunun araştırılmadığının anlaşılması karşısında; maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından, 0531 numaralı hattın kime ait olduğunun tespiti edilmesi, hat sahibinin sanıktan başka biri olması halinde bu hat sahibinin 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 48 inci maddesi uyarınca çekinme … hatırlatıldıktan sonra tanık sıfatıyla ifadesinin alınması, … kayıtlarının getirtilerek bahse konu hat ile suç tarihinde görüşme yapan kişilerin HTS raporundaki görüşme sayıları da dikkate alınarak tanık sıfatıyla ifadelerinin alınması, bahse konu hattın suç tarihi itibarıyla fiili kullanıcısının tespit edilmeye çalışılmasından sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeksizin eksik araştırmayla hüküm kurulması hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
A. Sanıklar … ve … Hakkında Kurulan Hükümler Yönünden
Gerekçe bölümünde A. bendinde açıklanan nedenle Şanlıurfa 3. Ağır Ceza Mahkemesinin, 20.12.2018 tarihli ve 2017/724 Esas, 2018/882 Karar sayılı kararında katılan vekili, sanık … müdafii ve sanık … tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden katılan vekili, sanık … müdafii ve sanık …’un temyiz sebeplerinin reddiyle hükümlerin, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
B. Sanık … Hakkında Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçe bölümünde B. bendinde açıklanan nedenle Şanlıurfa 3. Ağır Ceza Mahkemesinin, 20.12.2018 tarihli ve 2017/724 Esas, 2018/882 Karar sayılı kararına yönelik katılan vekili ve sanık … ‘nun temyiz istekleri yerinde görüldüğünden hükmün , 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
16.01.2023 tarihinde karar verildi.