Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2021/15015 E. 2023/4459 K. 25.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/15015
KARAR NO : 2023/4459
KARAR TARİHİ : 25.05.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet

Sanıklar hakkında bozma üzerine kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 … maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 … maddesi gereği temyiz edilebilir oldukları, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde oldukları, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
Yargıtay (Kapatılan) 15. Ceza Dairesinin 06.11.2017 tarihli ve 2017/21879 Esas, 2017/22469 Karar sayılı bozma kararı üzerine yapılan yargılamada, Çay Asliye Ceza Mahkemesinin 25.10.2018 tarihli ve 2017/732 Esas, 2018/988 Karar sayılı kararı ile;
1. Sanık … hakkında dolandırıcılık suçundan, 5237 sayılı … Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 157 nci maddesinin birinci fıkrası, 62, 52, 53 ve 58 … maddeleri uyarınca 2 yıl 1 ay hapis ve 20.000,00 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına,
2. Sanık … hakkında dolandırıcılık suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 157 nci maddesinin birinci fıkrası, 62, 52 ve 53 üncü maddeleri uyarınca 2 yıl 1 ay hapis ve 10.000,00 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1. Sanık … müdafiinin temyiz isteği, kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna,
2. Sanık …’in temyiz isteği, yüklenen suçla alakasının olmadığına,
İlişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Sanıklar hakkında, iştirak iradesi içerisinde hareket ederek ellerinde eritilmiş hâlde altın bulunduğuna ikna ettikleri katılanı aldatıp 182.000,00 TL haksız menfaat elde etmek suretiyle dolandırıcılık suçunu işledikleri iddiasıyla kamu davası açılmıştır.
2. Sanıklar savunmalarında özetle, yüklenen suçu işlemediklerini beyan etmişler.
3. Katılan … beyanlarında özetle, olayın iddianamede anlatıldığı şekilde gerçekleştiğini beyan etmiş; mağdur … ile katılanın beyanlarının uyumlu olduğu anlaşılmıştır.
4. Bozma kararı sonrasında dosyanın uzlaştırma bürosuna tevdi edildiği ancak uzlaşmanın sağlanamadığına ilişkin rapor düzenlendiği anlaşılmıştır.
5. Mahkemece, sanıkların yüklenen dolandırıcılık suçunu işledikleri kabul edilerek mahkûmiyetlerine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
1. 5271 sayılı Kanun’un 217 nci maddesi uyarınca duruşmadan edindiği kanaate göre delilleri değerlendirip sanıklara yüklenen suçu sübutu yönünden vicdani kanıyla ulaşan Mahkemenin kabulünde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

2. Sanık … hakkında tekerrür uygulamasına esas alınan mahkûmiyet hükmünün 5237 sayılı Kanun’un 106 ncı maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinde düzenlenen tehdit suçuna ilişkin olması ve bu suçun hükümden önce 02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun’un 253 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca uzlaşma kapsamına alınması karşısında, tekerrüre esas alınan hükme ilişkin uyarlama yargılaması yapılıp yapılmadığı araştırıldıktan sonra sonucuna göre 5237 sayılı Kanun’un 58 … maddesinde düzenlenen tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı hususu ile, sanıklar hakkında 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinin uygulanmasına ilişkin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
3. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık … müdafii ile sanık …’in yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Çay Asliye Ceza Mahkemesinin 25.10.2018 tarihli ve 2017/732 Esas, 2018/988 Karar sayılı kararında sanık … müdafii ile sanık … tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık … müdafii ile sanık …’in temyiz sebeplerinin reddiyle hükümlerin, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

25.05.2023 tarihinde karar verildi.