YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/14968
KARAR NO : 2023/4231
KARAR TARİHİ : 23.05.2023
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2017/352 E., 2018/437 K.
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma
Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 … maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 … maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. İstanbul Anadolu 32. Asliye Ceza Mahkemesinin, 05.03.2013 tarihli ve 2011/520 Esas, 2013/83 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında dolandırıcılık suçundan, 5237 sayılı … Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 157 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 58 … maddesinin altıncı fıkrası fıkrası uyarınca 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesi karar verilmiştir.
2. İstanbul Anadolu 32. Asliye Ceza Mahkemesinin, 05.03.2013 tarihli ve 2011/520 Esas, 2013/83 Karar sayılı kararının sanık tarafından temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 15. Ceza Dairesinin, 05.06.2017 tarihli ve 2017/1098 Esas, 2017/13965 Karar sayılı ilâmıyla;
“Sanığın, kendisini infaz koruma görevlisi olarak tanıtmak suretiyle müşteki aleyhine haksız menfaat temin ederek dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda,
Eylemin, hükümden sonra 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 14. maddesi ile 5237 sayılı TCK’nın 158/1. maddesine eklenen (L) bendi kapsamında öngörülen nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmadığına ilişkin delilleri takdir ve tartışmanın üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerektiği zorunluluğu,”
Nedeniyle bozulmasına ve sonuç ceza miktarı bakımından 1412 sayılı Kanun’un 326 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca sanığın kazanılmış hakkının dikkate alınmasına karar verilmiştir.
3. İstanbul Anadolu 5. Ağır Ceza Mahkemesinin, 11.12.2018 tarihli ve 2017/352 Esas, 2018/437 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında dolandırıcılık suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 157 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 2 yıl hapis cezası ve günlüğü 20,00 TL’den olmak üzere 50 gün karşılığı olmak üzere belirlenen 1.000,00 TL adlî para cezasının 1412 sayılı Kanun’un 326 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca 2 yıl hapis cezası olarak infazına, 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 58 … maddesinin altıncı fıkrası uyarınca hak yoksunluklarına ve cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz isteği; hükmü temyiz etme iradesinden ibarettir.
III. OLAY VE OLGULAR
1. Şikâyetçinin oğlu ile sanığın, Maltepe Ceza İnfaz Kurumunda aynı koğuşta bir süre birlikte kaldıkları, sanığın suç tarihinde şikâyetçinin oğlunun avukatı olan tanık Koray’ın bürosunu aradığı, cezaevinde gardiyan olduğunu söyleyerek şikâyetçi ile konuşmak istediğini belirttiği, şikâyetçi, tanık ve sanığın bir cafede buluştukları, sanığın şikâyetçiye, oğlunun ceza infaz kurumunda camları kırdığını, camların bedelinin ödenmesi durumunda işlem yapılmayacağını belirterek şikâyetçiden 770,00 TL menfaat temin ederek dolandırıcılık suçunu işlediği anlaşılmıştır.
2. Sanık üzerine atılı suçlamayı kabul etmemiştir.
3. Şikâyetçi ve şikâyetçi beyanı ile uyumlu tanık Koray’ın beyanları ve teşhis tutanaklar dava dosyasında mevcuttur.
4. Yargılama konusu, 5237 sayılı Kanun’un 157 nci maddesinin birinci fıkrası kapsamında yer alan dolandırıcılık suçunun, 02.12.2016 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 253 üncü ve devamı maddelerinde yer verilen uzlaşma hükümleri kapsamına alınmış olması sebebiyle Mahkemece uzlaştırma girişiminde bulunulduğu ancak uzlaştırma evrakının, taraflara ulaşılamadığından bahisle uzlaşmanın sağlanamadığı gerekçesiyle Mahkemeye iade edildiği ve Mahkemece de yargılamaya devamla hüküm kurulduğu belirlenmiştir.
IV. GEREKÇE
Mahkemece dava dosyasının uzlaşma prosedürünün uygulanması talebiyle İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosuna tevdi edildiği, görevlendirilen uzlaştırmacı tarafından ise evrakın; ” … Uzlaşma teklif formu henüz müştekiye ulaşmamıştır ancak sanık adreste tanınmadığı için tebliğ edilememiştir.” gerekçesine istinaden 5271 sayılı Kanun’un 253 üncü maddesinin altıncı fıkrası uyarınca uzlaşma teklifinin reddedildiğinden bahisle iade edildiği, Mahkemece de uzlaştırma girişiminin usûlüne uygun şekilde gerçekleşmediği gözetilmeyerek yargılamaya devamla hüküm kurulduğu belirlenmiştir.
5271 sayılı Kanun’un 253 üncü maddesinin dördüncü fıkrasında, büro tarafından görevlendirilen uzlaştırmacının taraflara uzlaşma teklifinde bulunacağı, uzlaştırmacının, uzlaşma teklifini açıklamalı tebligat veya istinabe yoluyla da yapabileceği düzenlenmiş tarafların kendilerine uzlaşma teklifinde bulunulduktan itibaren üç gün içinde kararlarını bildirmedikleri takdirde teklifi reddetmiş sayılacakları belirtilmiştir.
Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliği ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu (7201 sayılı Kanun) hükümleri uyarınca uzlaştırma işlemlerini gerçekleştirmek üzere kendisine dosya tevdi edilen uzlaştırmacının, öncelikle uzlaştırma teklifi yapılacak ilgililere telefon, telgraf, faks, elektronik posta gibi araçlardan yararlanılmak suretiyle çağrı yapması, belirtilen şekilde çağrı yapılamaması durumunda ise uzlaştırmacının ilgili savcılık nezdinde kurulmuş uzlaştırma bürosundan uzlaşma teklifi yapılmasını talep etmesi gerekmektedir. Uzlaştırmacının tarafların bulunduğu yerdeki uzlaştırma bürosuna talimat yazma hak ve yetkisi bulunmamaktadır. Uzlaştırmanın yargı işlemi niteliğinde olduğu nazara alındığında açıklamalı tebligat, 7201 sayılı Kanun’un yargı mercilerince yapılacak tebligatı düzenleyen Kazai tebligat hükümlerine göre yapılacak olan tebligattır ve normal posta yoluyla bu işlem gerçekleştirilemeyecektir. Açıklamalı tebligat ya da istinabe işlemi ancak uzlaştırmacıya görev veren uzlaştırma bürosu aracılığıyla yerine getirilebilecektir.
Sanık yönünden yapılan inceleme neticesinde; Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden yapılan denetleme ile sanığın, 06.09.2017 giriş ve 06.07.2022 tahliye tarihleri arasında Kastamonu E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olarak bulunduğu tespit edilmekle, sanık adına uzlaştırma teklif formunun tebliğinde izlenen yöntemin, 7201 sayılı Kanun hükümlerine uygun olmadığı, bu itibarla söz konusu uzlaştırma girişiminin de usûlüne uygun olmadığı anlaşılmıştır.
O hâlde, ilgili savcılık nezdinde kurulmuş uzlaştırma bürosunun muhatabın hukuksal durumu ve bulunduğu yeri dikkate almak suretiyle ceza infaz kurumunda bulunduğu anlaşılan sanığa, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 19 uncu maddesi ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 28 … maddesi hükümleri uyarınca uzlaştırma teklif formunun tebliğ edilmesi gerekirken usûlsüz tebligata istinaden tanzim olunan uzlaştırma raporu esas alınmak suretiyle sanık hakkında mahkûmiyet hükmü kurulması, hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle İstanbul Anadolu 5. Ağır Ceza Mahkemesinin, 11.12.2018 tarihli ve 2017/352 Esas, 2018/437 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden başkaca yönleri incelenmeyen hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 … maddesi uyarınca, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
23.05.2023 tarihinde karar verildi.