Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2021/14427 E. 2022/18660 K. 08.11.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/14427
KARAR NO : 2022/18660
KARAR TARİHİ : 08.11.2022

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
TEMYİZ EDENLER : Katılan … AŞ vekili, sanık
TEBLİĞNAMEDEKİ DÜŞÜNCELER : Onama, bozma

A) Sanık hakkında “Kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık” suçlarından verilen mahkûmiyet hükümlerine yönelik katılan …Ş. vekili ve sanığın temyizlerinin incelenmesinde;
Sincan Cumhuriyet Başsavcılığının 26.12.2012 tarih ve 2012/8190 Esas sayılı iddianamesi ile sanık hakkında iki kez nitelikli dolandırıcılık suçundan cezalandırılması istenmiş ise de, iddianame anlatımında ….’den de telefon hattı alındığının belirtilmesi ve sanığın yüzüne karşı verilen esas hakkındaki mütalaada nitelikli dolandırıcılık suçundan üç kez cezalandırılmasının talep edilmesi karşısında, sanığın … A.Ş.’ye yönelik eylemi hakkında da dava açıldığı kabul edilmiş; sanık hakkında mağdur ….’ye yönelik eylemi nedeniyle hüküm kurulurken, mağdur şirketin zararının katılan … tarafından giderilmiş ve dosya kapsamından sanık tarafından katılana yapılan herhangi bir ödeme olmadığının anlaşılmasına karşın, sanığın bizzat pişmanlık göstererek şikayetçinin uğradığı zararı aynen tazmin suretiyle tamamen gidermesi nedeniyle 5237 sayılı TCK’nin 168/1 maddesi gereğince cezasından indirim yapılması suretiyle eksik ceza tayini, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış; sanık hakkında tekerrüre esas alınan Gölbaşı (Kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesinin 10.02.2010 tarihli ve 2010/491 Esas, 2010/379 Karar sayılı ilamındaki mahkumiyete konu 5237 sayılı TCK’nın 106/1-1 maddesinde düzenlenen tehdit suçunun 5271 sayılı Kanun’un 253.maddesinde 6763 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonrası uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında, bu suç yönünden uyarlama yargılaması yapılıp yapılmadığı araştırılarak sonucuna göre bu ilam esas alınarak tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunun infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yargılamanın hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen hususların gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hukuka uygun yöntemlerle elde edilen delillerin değerlendirilerek fiillerin sanık tarafından işlendiğinin tespit edildiği, suç vasfının doğru biçimde belirlendiği, eleştiri dışında cezaların kanuni takdir sınırlarında uygulandığı tüm dosya kapsamından anlaşılmakla, sanığın temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden hükümlerin ONANMASINA,
B) Sanık hakkında “Resmi belgede sahtecilik” suçundan verilen mahkûmiyet hükümlerine yönelik katılan …Ş. vekili ve sanığın temyizlerinin incelenmesinde;
1- Belgede sahtecilik suçlarının hukuki konusunun kamu güveni olduğu, suçun işlenmesi ile kamu güveninin sarsılması dışında, bir veya birden fazla kişinin de haksızlığa uğrayıp suçtan zarar görmesi halinde dahi, suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamı, diğer bir ifadeyle kamu olduğuna dair kabulün etkilenmeyeceği dikkate alınarak ve sanığın, katılan …’ın kimlik bilgileri ve kendi fotoğrafı ile sahte olarak düzenlediği 04.05.2011 tarihli nüfus cüzdanı talep belgesini muhtara onaylatıp aynı tarihte nüfus müdürlüğüne başvurarak içeriği itibariyle sahte olarak oluşturulan nüfus cüzdanını kullanmış olması karşısında; sanık hakkında, 5237 sayılı TCK’nin 204/1 maddesi gereğince tek bir suçtan hüküm kurulup, aynı Kanun’un 43. maddesi gereğince zincirleme suç hükümleri gereğince cezanın arttırılması gerektiği gözetilmeksizin üç kez ayrı ayrı resmi belgede sahtecilik suçundan hüküm kurularak fazla ceza tayini,
2- Sanığın suça konu sahte nüfus cüzdanını kullanarak 04.05.2011 tarihinde Vodafone A.Ş., 11.05.2011 tarihinde … A.Ş., 12.05.2011 tarihinde Turkcell A.Ş. ile abonelik sözleşmeleri imzalayıp telefon hatları çıkarttırması şeklinde gerçekleşen eylemleri nedeniyle hakkında özel belgede sahtecilik suçundan da kamu davası açılmış ise de, suç tarihinden önce 10.11.2008 tarih ve 27050 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6518 sayılı Kanun’un 104 ve 105. maddeleri ile değişik 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’nun 63. maddesinin 10. fıkrası ile yaptırıma bağlanan, aynı Kanun’un 56. maddesinin 2. fıkrasındaki “İşletmeci veya adına iş yapan temsilcisine abonelik kaydı sırasında abonelik bilgileri konusunda gerçek dışı belge ve bilgi verilemez” ve 5. fıkrasındaki “Gerçeğe aykırı evrak düzenlemek veya değiştirmek suretiyle kişinin bilgi ve rızası dışında tesis edilmiş olan abonelikler kullanılamaz” hükümleri ile TCK’nin 7. maddesi karşısında; sanığın eylemlerinin özel hüküm niteliğinde bulunan ve lehe olan 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’nun 56. maddesindeki düzenlemelere aykırılık suçunu oluşturduğu ve hükümden sonra 05.07.2022 tarih ve 31887 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 7417 sayılı Kanun’un 52. maddesi ile 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’na eklenen “Dava ve Cezaların Ertelenmesi” başlıklı geçici 7. madde ile kovuşturma evresinde, kovuşturmanın ertelenmesine karar verilir.” hükmü gereğince sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
3) Kabule göre de;
a) Sanık hakkında Turkcell hat nedeniyle 5237 sayılı TCK’nin 204. maddesi uyarınca belirlenen 2 yıl 6 ay hapis cezasında aynı Kanun’un 43. maddesi uyarınca artırım yapılırken “3 yıl 1 ay 15 gün” yerine hesap hatası sonucu “2 yıl 12 ay 15 gün” hapis cezasına hükmolunması suretiyle eksik ceza tayini,
b) Sanık hakkında tekerrüre esas alınan Gölbaşı (Kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesinin 10.02.2010 tarihli ve 2010/495 Esas, 2010/379 Karar sayılı ilamındaki mahkumiyete konu 5237 sayılı TCK’nın 106/1 maddesinde düzenlenen tehdit suçunun 5271 sayılı Kanun’un 253.maddesinde 6763 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonrası uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında, bu suç yönünden uyarlama yargılaması yapılıp yapılmadığı araştırıldıktan sonra sonucuna göre, tererrür hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının gözetilmesi gerekliliği,
Yasaya aykırı, katılan vekili ile sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1 maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 08.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.