YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/14423
KARAR NO : 2023/2712
KARAR TARİHİ : 05.04.2023
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Tacir veya şirket yöneticileri ile kooperatif yöneticilerinin dolandırıcılığı
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet
Sanıklar hakkında bozma üzerine kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir oldukları, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemesinin, 20.02.2012 tarihli ve 2012/262 Esas, 2012/461 Karar sayılı kararı ile sanıklar hakkında tacir veya şirket yöneticileri ile kooperatif yöneticilerinin dolandırıcılığı ile bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçlarından, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 158 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) ve (h) bentleri, 52 nci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkraları, 53 üncü maddesi uyarınca 4 yıl hapis cezası ve 60.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmalarına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
2. Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemesinin, 20.02.2012 tarihli ve 2012/262 Esas, 2012/461 Karar sayılı kararının sanıklar müdafii tarafından temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 15. Ceza Dairesinin 08.06.2016 tarihli ve 2014/3591 Esas, 2016/5992 Karar sayılı kararı ile “sanık müdafiilerinin bildirdikleri idare mahkemesinin kararı temin edilerek, ilgili belediyeden bu yere ait imar işlemlerinin başlangıç tarihi ve dava durumu sorulup, ilgili belgeler incelenmek üzere getirtildikten sonra, mahallinde yapılacak keşifle, sanık …’in temsile yetkili bulunduğu … İnşaat Ltd. Şirketi ile … ve S.S. … Yapı Kooperetifleriyle olan sözleşmenin kapsamının, belediye imar uygulamasının ve İdare Mahkemesi kararının konusunun katılana satımı vaat edilen yerle ilgisi olup olmadığının ve katılanın sözleşmesini oluşturan Eryaman-3 adıyla Susuz köy mevkinde bulunan 1962 parselde inşaat aşamasının suç tarihinde seviyesinin ve maliyet hesabının alınacak fen ve inşaat bilirkişisi raporları ile belirlenip, bu konuda ve bilgi ve görüsü bulunan tanıkların alınacak beyanlarının alınması, sanıkların yetkili bulunduğu şirketin aktif ve pasifini gösterir iflas dosyasındaki rapor temin edilerek, sanıkların satış sözleşmesi sırasında, şirketin pasifinin aktiflerinden fazla olmasına rağmen katılana dolandırma kastıyla satıp satılmadıklarının icra iflas konusunda ehil bilirkişi raporu ile değerlendirilmesi yine sanıklar aleyhine açılmış ve sonuçlanmış beraat kararı verilen ve onanan Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 17.02.2009 tarih ve 2008/110 Esas 2009/45 Karar, Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 18.06.2010 tarih ve 2009/454 Esas 2010/175 Karar, Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 20.12.2010 tarih ve 2010/165 Esas 2010/412 Karar sayılı kararları ile mahkumiyetlerine hükmedilen ve onanan Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 28.06.2013 tarih ve 2011/76 Esas 2013/248 Karar sayılı dava dosyaları getirtilip incelenerek, tüm deliller birlikte değerlendirilip, sanık …’nin eyleme ne şekilde iştirak ettiği de tartışılmak suretiyle, sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerektiği halde, eksik araştırma ve yetersiz delil değerlendirmesi ile yazılı şekilde karar verilmesi , kabule göre de sanıkların eyleminin 5237 sayılı Kanun’un 158 inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi kapsamında olduğu halde bankanın ödeme vasıtası olmasına rağmen aynı Kanun’un 158 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca da ceza tayin edilmesi” nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir.
3. Bozma üzerine Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemesinin, 05.10.2017 tarihli ve 2016/326 Esas, 2017/339 Karar sayılı kararı ile sanıklar hakkında tacir veya şirket yöneticileri ile kooperatif yöneticilerinin dolandırıcılığı ile bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçlarından, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 158 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) ve (h) bentleri, 52 nci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkraları, 53 üncü maddesi uyarınca 4 yıl hapis cezası ve 60.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmalarına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanıklar müdafii mahkûmiyet hükümlerinin usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkin süre tutum dilekçesi vermiş, gerekçeli temyiz dilekçesi sunmamıştır.
III. OLAY VE OLGULAR
1. Katılan …’in, 04.03.2006 tarihinde sanıkların ortağı olduğu … İnşaat Limited Şirketi’nin Yenimahalle İlçesi Susuz Mahallesi 1962 parsel sayılı taşınmazda yapacağı inşaattan daire satın aldığı, bu kapsamda toplam 24.600,00 TL ödeme yaptığı, ancak satışı vaad edilen dairenin bulunduğu taşınmazın imar kapsamına dahi alınmadığı, inşaatın hiç başlamadığı ve katılanın ödemiş olduğu 24.600 TL’nin iade edilmediği anlaşılmıştır.
2. Sanık … savunmasında; söz konusu şirkette sadece kağıt üstünde ortak olduğunu, şirketin işleyişinden eşi olan sanık …’un sorumlu olduğunu beyan etmiştir.
3. Sanık … ise savunmasında; … İnşaat Limited Şirketinin yetkilisi olduğunu, katılandan ev yapma vaadi karşılığı toplam 24.600 TL aldığını, inşaatın yapılacağı taşınmazın imarının açılan dava sonucunda iptal edilmesi nedeniyle inşaata başlayamadıklarını, sonrasında 15.10.2008 tarihinde Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesince … İnşaat Limited Şirketinin iflasına karar verildiğini, bu nedenle inşaatı yapamadığını ve katılana ödemiş olduğu parayı iade edemediğini, dolandırıcılık kastının bulunmadığını beyan etmiştir.
4. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Dairesi İmar Planlama Şube Müdürlüğü 09.02.2017 tarihli cevabi yazısında; Yenimahalle ilçesi Susuz Mahallesi 1962 parsel sayılı taşınmazın uygulama imar planının … Odası Ankara Şubesinin açtığı dava sonucunda 12.08.2004 tarihinde iptaline karar verildiği, iptal kararı üzerine revize edilen imar planının ise Büyükşehir Meclisinin 13.03.2009 tarihli ve 818 sayılı kararı ile onaylandığı ancak bu imar planına istinaden hazırlanan bir uygulama imar planının bulunmadığı, bu nedenle bu parselin 04.03.2006 tarihinde imar ve parselasyon planları bulunmadığından inşai faaliyete açılmasının mümkün olmadığı belirtilmiştir.
5. 31.06.2017 tarihli bilirkişi raporunda; Yenimahalle ilçesi Susuz Mahallesi 1962 parsel sayılı taşınmazda inşaat çalışmasına hiç başlanılmadığı belirtilmiştir.
6. Mahkemece sanıkların hileli davranışlarla katılandan para tahsil edip taahhütlerini yerine getirmeme şeklindeki eylemlerinin tacir veya şirket yöneticileri ile kooperatif yöneticilerinin
dolandırıcılığı ve bankayı aracı kılmak suretiyle dolandırıcılık suçlarını oluşturduğu kabul edilerek temyize konu mahkûmiyet hükümleri kurulmuştur.
IV. GEREKÇE
A. Sanık … Hakkında Nitelikli Dolandırıcılık Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
1. Sanık savunması, katılanın beyanı, bilirkişi raporu, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Dairesi İmar Planlama Şube Müdürlüğü 09.02.2017 tarihli cevabi yazısı birlikte değerlendirildiğinde, sanığın mahkûmiyetine karar veren mahkemenin takdir ve kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır.
2. Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, Mahkemenin oluşa uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, sanık müdafinin diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
3. Ancak;
Mahkemece Yargıtay (Kapatılan) 15. Ceza Dairesinin 08.06.2016 tarih ve 2014/3591 Esas, 2016/5992 Karar sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verilmesine rağmen, somut olayda bankanın ödeme vasıtası olarak kullanılması nedeniyle sanığın eyleminin yalnızca 5237 sayılı Kanun’un 158 inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendinde düzenlenen tacir veya şirket yöneticileri ile kooperatif yöneticilerinin dolandırıcılığı suçunu oluşturduğu ve temel cezanın buna göre belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, 5237 sayılı Kanun’un 158 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinin de ihlal edildiği belirtilip alt sınırdan uzaklaşılarak ceza tayin edilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.
B. Sanık … Hakkında Nitelikli Dolandırıcılık Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
1. Mahkemece Yargıtay (Kapatılan) 15. Ceza Dairesinin 08.06.2016 tarih ve 2014/3591 Esas, 2016/5992 Karar sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verilmesine rağmen sanık …’un, … İnşaat isimli şirketin ortağı olması haricinde sanık …’un eylemine ne şekilde iştirak ettiğinin, menfaat temini sırasında aktif rol alıp almadığının ve katılana yönelik hileli söz ve davranışlarının nelerden ibaret olduğunun kararda tartışılmaması,
2. Kabule göre de; Mahkemece Yargıtay (Kapatılan) 15. Ceza Dairesinin 08.06.2016 tarih ve 2014/3591 Esas, 2016/5992 Karar sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verilmesine rağmen, somut olayda bankanın ödeme vasıtası olarak kullanılması nedeniyle sanığın eyleminin yalnızca 5237 sayılı Kanun’un 158 inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendinde düzenlenen tacir veya şirket yöneticileri ile kooperatif yöneticilerinin dolandırıcılığı suçunu oluşturduğu ve temel cezanın buna göre belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, 5237 sayılı Kanun’un 158 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinin de ihlal edildiği belirtilip alt sınırdan uzaklaşılarak ceza tayin edilmesi,
Hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemesinin, 05.10.2017 tarihli ve 2016/326 Esas, 2017/339 Karar sayılı kararına yönelik sanıklar müdafinin temyiz istekleri yerinde görüldüğünden hükümlerin, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
05.04.2023 tarihinde karar verildi.