Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2021/14414 E. 2023/5870 K. 05.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/14414
KARAR NO : 2023/5870
KARAR TARİHİ : 05.09.2023

B O Z M A Ü Z E R İ N E

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2016/141 E., 2018/319 K.
SUÇLAR : Nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜMLER : Beraat
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
Bozma üzerine yapılan yargılamada; Antalya 2.Ağır Ceza Mahkemesinin, 19.07.2018 tarihli ve 2016/141 Esas, 2018/319 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs ve resmi belgede sahtecilik suçlarından ayrı ayrı 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraat kararı verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan vekilinin temyiz isteği; atılı suçların yasal unsurlarının gerçekleştiği, sanık hakkında her iki suçtan mahkumiyet hükmü kurulması gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Sanığın, katılanın imzasını taklit ederek 13.100,00 TL bedelli sahte bonoyu düzenleyip 7.000,00 TL miktarı için icra takibi başlatmak suretiyle resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılığa teşebbüs suçlarını işlediği iddiası ile dava açılmıştır.
2. Sanık, katılanın kendisine olan borcu için bonoyu huzurunda imzaladığını ve atılı suçları işlemediğini beyan etmiştir.
3. Antalya 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 2007/699 Esas sayılı dosyası kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırıldığı ve 07.04.2008 tarihli bilirkişi raporuna göre bono üzerindeki borçlu imzasının … elinden çıkıp çıkmadığı hususunda kati bir neticeye varılamadığı bildirilmiştir.
4. Antalya 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 2007/699 Esas sayılı dosyası kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırıldığı ve 02.07.2008 tarihli bilirkişi raporuna göre bono üzerindeki borçlu imzasının …’in elinden çıktığı kanaatine varılmıştır .
5. Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinin 17.09.2008 tarihli raporuna göre borçlu imzasının … el ürünü olmadığı sonucuna varıldığı bildirilmiştir.
6. Jandarma Genel Komutanlığından alınan 01.04.2009 tarihli raporda borçlu imzasının … el ürünü olmadığı tespit edilmiştir.
7. Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesinin 29.03.2018 tarihli ve 27695533-101.02.2017/85967/7200/423 sayılı yazısında “İnceleme konusu senetteki yazı ve rakamları ile …’nin mukayese yazıları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu yazı ve rakamların …’nin eli ürünü olduğu; inceleme konusu senette …’e atfen atılı imzalar ile … ‘in mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar saptandığından söz konusu imzaların mevcut mukayese imzalarına kıyasla …’in eli ürünü olmadığı; söz konusu imzanın …’nin eli ürünü olup olmadığının tespit edilemediği bildirilmiştir.
8. Antalya 1. İcra Hukuk Mahkemesinde 12.05.2009 tarihli ve 2007/699 – 2009/4444 sayılı karar ile imzaya itraz kabul edilerek takibin durmasına karar verilmiştir.
9. Mahkeme bonoyu incelemiş, adli emanetinin 2010/8120 sırasındaki bononun tetkikinden, dosyada fotokopisi bulunan bono ile ön yüzü itibariyle aynı senet olduğu, senedin arkasında herhangi bir yazının bulunmadığı, bononun tüm unsurları taşıdığı tutanağa geçirilmiştir.
10. Mahkeme bozma sonrası yapılan yargılama sonunda sanığın atılı suçları işlediği yönünde mahkumiyetine yeter delil bulunmadığı gerekçesiyle beraatine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
A. Resmi Belgede Sahtecilik Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
1. Sanık hakkında ilk mahkumiyet hükmünün onandığı 07.10.2015 ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itirazı üzerine mahkumiyet hükmünün bozularak kaldırıldığı 11.05.2016 tarihleri arasında dava zamanaşımının durduğu dikkate alınarak yapılan incelemede;
2. Sanığın yargılama konusu eylemi için, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 204 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca belirlenecek cezanın türü ve üst sınırına göre, aynı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi ve 67 nci maddesinin dördüncü fıkrası gereği 12 yıllık olağanüstü zamanaşımı süresinin öngörüldüğü anlaşılmıştır.
3. Dosya kapsamına göre; 18.06.2006 olan suç tarihinden duran süre de eklenmek suretiyle, temyiz inceleme tarihine kadar 12 yıllık olağanüstü zamanaşımı süresinin gerçekleşmiş olduğu belirlenmiştir.
B. Nitelikli Dolandırıcılığa Teşebbüs Suçu Yönünden
Sanığın, borçlu yerine katılanın imzasını taklit ederek oluşturduğu 13.100,00 TL meblağlı bononun 7.000,00 TL’lik kısmı için icra takibi başlattığı iddia olunan olayda; dosya kapsamında alınan 07.04.2008, 02.07.2008 tarihli bilirkişi incelemelerinde, Adli Tıp Kurumunun 17.09.2008 ve Jandarma Kriminal Laboratuvarının 01.04.2009 raporlarında davaya konu senet üzerindeki borçlu imzasının katılan … eli ürünü olup olmadığı yönünde inceleme yapıldığı ancak sanık yönünden bir inceleme yapılmamış olduğu, 29.03.2018 tarihli Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesi’nce yapılan inceleme sonunda davaya konu senet üzerindeki imzaların mevcut mukayese imzalarına kıyasla söz konusu imzalar atan şahsın tanı unsurlarını sanık … açısından teşhise yeter oranda yansıtmadığından sanık … el ürünü olup olmadığının tespit edilmediğinin bildirilmesi karşısında, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından; sanık …’nin geniş bir araştırma ile samimi imza ve yazı örnekleri temin edilerek senet üzerindeki yazı ve imzaların sanık …’ye ait olup olmadığı ve daha önce alınan bilirkişi raporları arasında imzanın katılan …’e aidiyeti hususlarındaki çelişkilerin raporda değerlendirilerek imzanın katılana ait olup olmadığı yönünde grafoloji uzmanı bir kurum veya kuruluştan ya da uzmanlardan oluşturulacak bilirkişi kurulundan rapor alınmasının ardından alınacak bu rapor ve dosya kapsamında alınan tüm raporlar birlikte değerlendirilerek sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulması, hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
A. Resmi Belgede Sahtecilik Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçe bölümü (A) bendinde açıklanan açıklanan nedenle Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 19.07.2018 tarihli ve 2016/141 Esas, 2018/319 Karar sayılı kararına yönelik katılan vekilinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesinin birinci fıkrası gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin verdiği yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası gereği gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle DÜŞMESİNE,

B. Nitelikli Dolandırıcılığa Teşebbüs Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçe bölümü (B) bendinde açıklanan nedenle Antalya 2.Ağır Ceza Mahkemesinin, 19.07.2018 tarihli ve 2016/141 Esas, 2018/319 Karar sayılı kararına yönelik katılan vekilinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

05.09.2023 tarihinde karar verildi.