Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2021/14401 E. 2023/620 K. 14.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/14401
KARAR NO : 2023/620
KARAR TARİHİ : 14.02.2023

B O Z M A Ü Z E R İ N E

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2018/182 E., 2018/429 K.
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Adana 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2014 tarihli ve 2013/321 Esas, 2014/342 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında dolandırıcılık suçundan, iki kez 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 157 nci maddesinin birinci fıkrası, 62 inci maddesi, 52 inci maddenin ikinci fıkrası ve 53 üncü maddeleri uyarınca 10 ay hapis ve 2.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
2. Adana 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2014 tarihli ve 2013/321 Esas, 2014/342 Karar sayılı kararının sanık tarafından temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 15. Ceza Dairesinin 18.10.2017 tarihli ve 2017/20203 Esas, 2017/20749 Karar sayılı kararı ile hükümden sonra 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 14 üncü maddesi ile 5237 sayılı Kanun’un 158 inci maddesinin birinci bendine eklenen (L) bendi kapsamında öngörülen nitelikli dolandırıcılık fiiline ilişkin delillerin takdiri ve değerlendirme yetki ve görevinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi zorunluluğu nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.
3. Yargıtay ilamı sonrası Adana 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 20.11.2017 tarihli ve 2017/770 Esas, 2017/798 Karar sayılı kararı ile görevsizlik kararı verilmiş, Adana 6. Ağır Ceza Mahkemesi de 12.02.2018 tarihli ve 2018/96 Esas, 2018/58 Karar sayılı kararı ile Karşıyaka Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesine yetkisizlik kararı vermiştir.
4. Karşıyaka 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 06.09.2018 tarihli ve 2018/182 Esas, 2018/429 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında dolandırıcılık suçundan iki kez 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 157 nci maddesinin birinci fıkrası, 62 inci maddesi, 52 inci maddenin ikinci fıkrası ve 53 üncü maddeleri uyarınca 10 ay hapis ve 2.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz isteği, suçsuz olduğuna, temyiz dışı diğer sanığa sadece hesap numarası verdiğine, olayla bir ilgisinin bulunmadığına ve hakkında lehe hükümlerin uygulanmadığına ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Katılanların olay tarihinde telefonla aranarak kendisini polis memuru olarak tanıtan kişinin, katılan …’ın 0534 (..) (..) (..) numaralı telefon hattına 180,00 TL tutarında kontör göndermesini, katılan …’ın da sanık adına olan banka hesabına toplam 7.900,00 TL para göndermesini sağladığı ve bu şekilde atılı suçları işlediği iddiası ile kamu davası açılmıştır.
2. Dosya arasında bulunan banka yazısı ile hesabın sanık …’na ait olduğunun bildirildiği ve yine dosya arasında bulunan kamera çözüm tutanağına göre de bankadan paranın sanık … tarafından çekildiği anlaşılmıştır.
3. Sanık savunmasında, kendisinin polis memuru olduğunu, temyiz dışı sanık …’in arkadaşı olduğunu, raporlu olduğu dönemde İstanbul’a gideceğini söyleyerek kendisini de davet ettiğini ve İstanbul’da iken …’in kendisine para geleceğini söyleyerek hesap numarası istediğini, kendisinin de hesap numarası vererek gelen parayı çekip diğer sanık …’e verdiğini, olayla bir ilgisinin olmadığını beyan etmiştir.
4. Temyiz dışı sanık …, soruşturma aşamasında verdiği ifadesinde; sanık …’nun kumar borcu olduğunu söyleyerek kendisine baskı yaptığını, her şeyi göze aldığını söyleyerek bu işi birlikte yapalım dediğini, Mahkemece alınan ifadelerinde ise; eşinin Şanlıurfa ilinden gelen akrabaları ile birlikte İstanbul’a gittiklerini, bu misafirlerin para geleceğini ve hesaplarında sorun olduğunu söyleyerek kendisinden hesap numarası istediğini, kendisinin hesap numarası olmadığı için sanık …’nun hesap numarasının verildiğini, paranın sanık … tarafından çekilerek misafirlerine teslim edildiğini beyan etmiş, bozma ilamından sonra ise 0534 (…) (..) (..) nolu telefonun sanık … tarafından verilen numara olduğunu söylemiştir.
5. Söz konusu telefon numarasının Ferhat Karadağ adına kayıtlı olduğu, beyanı alınan Ferhat Karadağ’ın söz konusu telefon numarasının kendisine ait olmadığını söylediği görülmüş, telefon numarasına ait abonelik sözleşmesi üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesinde, imzaların Ferhat Karadağ’a ait olmadığı tespit edilmiştir.
6. Sanığa yüklenen dolandırıcılık suçunun 6763 sayılı Kanun’un 34 üncü maddesi ile değişik 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 253 ve 254 üncü maddeleri gereğince uzlaşma kapsamında olması nedeniyle, dosyanın uzlaştırma bürosuna tevdi edildiği ancak uzlaşmanın sağlanamadığı yönünde 30.04.2018 tarihli rapor düzenlendiği görülmüştür.
7. Mahkemece katılan … tarafından paranın yatırıldığı hesabın sanık adına olması, dosyada mevcut CD çözüm tutanağı ile paranın bizzat sanık tarafından çekildiğinin sabit olması, sanık ve temyiz dışı sanık …’in beyanları ve tüm dosya kapsamından sanığın haksız menfaat temin etmek şeklindeki eylemlerinin suç tarihinden sonra 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 14 üncü maddesi ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 158 inci maddesinin birinci fıkrasına eklenen (L) bendi kapsamında kaldığı belirlenerek, suç tarihinde (L) bendinin yürürlükte olmaması nedeniyle sanığın, lehine olan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 157 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca basit dolandırıcılık suçundan cezalandırılmasına karar verilmiş, zarar giderilmediğinden CMK’nın 231 inci maddesinin uygulanmadığı, ayrıca yargılama süresince pişmanlık gösterdiğine dair herhangi bir tutum sergilemediğinden hapis cezasının ertelenmediği belirtilmiştir.

IV. GEREKÇE
1. Karşıyaka 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 06.09.2018 tarihli ve 2018/182 Esas, 2018/429 Karar sayılı kararında, mahkemenin sanığın aşamalarda oluşu açıklamayan, dosya kapsamına uygun düşmeyen beyanlarına itibar edilmediği yönündeki kabulünde isabetsizlik görülmemiş, yüklenen suçların sanık tarafından işlendiği ve unsurları itibariyle oluştuğu anlaşıldığından hükümlerde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.
2. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri reddedilmiştir.
3. Sanık hakkında kurulan hükümlerde, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.06.2007 tarihli ve 2007/10-108 Esas, 2007/152 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere, yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamakta ise de, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle adli para cezası tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılmak suretiyle tespit edilerek fazla ceza tayini hukuka aykırı görülmüş olup suça konu hukuka aykırılık Yargıtay tarafından gönderilmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde (3) numaralı bentte açıklanan nedenle Karşıyaka 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 06.09.2018 tarihli ve 2018/182 Esas, 2018/429 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükümlerin, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesi gereği hüküm fıkralarındaki 1 numaralı paragraflarının (a) ve (b) bölümlerinde yer alan “120 gün” “100 gün” ve “2.000,00 TL” ibarelerinin çıkarılarak yerlerine sırasıyla “5 gün”, “4 gün” ve “80,00 TL” ibarelerinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

14.02.2023 tarihinde karar verildi.