Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2021/14364 E. 2022/19759 K. 28.11.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/14364
KARAR NO : 2022/19759
KARAR TARİHİ : 28.11.2022

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık, tefecilik, resmi belgede sahtecilik, açığa imzanın kötüye kullanılması
HÜKÜMLER : Beraat, mahkumiyet, hükmün açıklanmasının geri bırakılması
TEMYİZ EDENLER : Müşteki Hazine vekili, sanıklar … ve … müdafisi
TEBLİĞNAMEDEKİ DÜŞÜNCELER : Ret, onama, bozma

A) Sanık … hakkında tefecilik ve açığa imzanın kötüye kullanılması suçlarından verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına kararlarına yönelik müşteki Hazine vekilinin temyizinin incelenmesinde;
Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların 5560 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı CMK’nin 231/12. maddesi uyarınca temyizi mümkün olmayıp itiraz yoluna tabi olduğundan; müşteki Hazine vekilinin temyiz talebinin itiraz dilekçesi olarak kabulü ile mercisinde incelenmek üzere dosyanın incelenmeksizin mahalline İADESİNE,
B) Sanık … hakkında nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından kurulan beraat hükümlerine, sanıklar … ve … hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan beraat ile açığa imzanın kötüye kullanılması suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine, sanık … hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik müşteki Hazine vekilinin temyizinin incelenmesinde;
Sanıklara yüklenen nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik ve açığa imzanın kötüye kullanılması suçlarından doğrudan zarar görmeyen müşteki Hazine vekilinin kamu davasına katılma ve hükmü temyiz etme hakkının bulunmadığı anlaşıldığından, müşteki Hazine vekilinin temyiz isteminin 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
C) Sanıklar … ve … hakkında açığa imzanın kötüye kullanılması suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik sanıklar müdafisinin, tefecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik sanıklar müdafisi ile şikayetçi Hazine vekilinin temyizinin incelenmesinde;
5271 sayılı CMK’nin kanun yollarına başvurma başlıklı 260/1. maddesindeki “hâkim ve mahkeme kararlarına karşı Cumhuriyet savcısı, şüpheli ve bu kanuna göre katılan sıfatını almış olanlar ile katılma isteği karara bağlanmamış, reddedilmiş veya katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunanlar için kanun yolları açıktır” hükmü karşısında; katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş olan ve kovuşturma evresinde usulüne uygun olarak duruşmadan haberdar edilmediği için davaya katılma talebinde bulunamayan şikâyetçi vekilinin, yokluğunda verilen hükmü 25.05.2018 tarihinde temyiz ettiği görülmekle, kanun yollarına başvurma hakkı bulunduğu belirlenerek yapılan incelemede;
Katılan …’in, temyiz dışı sanık … aracılığıyla sanıklar … ve …’den her ay %10 faiz ödemek üzere 4.000 TL borç alıp, borcu karşılığında teminat olarak boş senet imzalayarak temyiz dışı sanık …’e teslim ettiği, bu senedin 16.000 TL bedelli ve temyiz dışı sanık …’in alacaklı olacağı şekilde doldurularak temyiz dışı sanık … tarafından icra takibine konu edildiği, sanıkların bu şekilde üzerlerine atılı suçları işlediği kabul olunan somut olayda;
1)Tefecilik suçu yönünden;
Kovuşturmanın her aşamasında kamu davasına katılma hakkı bulunan şikâyetçi vekiline duruşma tarihi ve iddianame örneği tebliğ edilerek, davaya katılma, iddia ve delillerini sunma olanağı tanınmadan, duruşmaya devamla yazılı şekilde karar verilmesi suretiyle 5271 sayılı CMK’nin 234/1-b maddesine aykırı davranılması,
2) Açığa imzanın kötüye kullanılması suçu yönünden;
a) Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 141/3, CMK’nin 34 ve 230. maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının Yargıtay denetimine imkan sağlayacak biçimde açık ve gerekçeli olması, gerekçe bölümünde iddia ve savunmada ileri sürülen görüşlerin belirtilmesi, mevcut delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterilmesi, bu delillere göre ulaşılan sonuçların, iddia, savunma ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmeler ile sanıkların eyleminin ve yüklenen suçun unsurlarının nelerden ibaret olduğunun, hangi delillere üstünlük tanındığının açık olarak gerekçeye yansıtılması, delillerle sonuç arasında bağ kurulması gerekirken; açıklanan ilkelere uyulmadan gerekçeden yoksun hükümler kurulması,
b) Kabule göre de; ayrıntısı Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 01.05.2001 tarih ve 2001/6-70-2001/77 sayılı kararında belirtildiği üzere, imza sahibinin tevdi ettiği kişinin kağıdın zilyetliğinden vazgeçerek bunu yazdırması halinde kağıdın yeni zilyedi olan temyiz dışı sanık … açısından “esasen kendisine tevdi ve teslim olunmayan kağıdı bertakrip (hukuka aykırı) ele geçirme” keyfiyetinin gerçekleşmiş olacağı, açığa imza atandan aldığı kağıdı faile veren sanıklar … ve …’in eyleminin de “bertakrip ele geçiren failin” fiiline iştirak niteliği kazanacağı ve yüklenen eylemin 5237 sayılı TCK’nin 209/2. maddesi yollamasıyla aynı Kanun’un 204/1. maddesindeki “resmi belgede sahtecilik” suçunu oluşturacağı gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek TCK’nin 209/1. maddesi uyarınca açığa imzanın kötüye kullanılması suçundan sanıkların mahkumiyetine hükmedilmesi,
Yasaya aykırı, katılan vekili ile sanıklar … ve … müdafisinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca tefecilik suçu yönünden diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin BOZULMASINA, 28.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.