YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/14272
KARAR NO : 2021/6237
KARAR TARİHİ : 06.07.2021
Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 23/03/2021 tarih ve 2021/588 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 21/04/2021 tarih ve KYB-2021/45005 sayılı ihbarname ile;
Dolandırıcılık suçundan sanık …’nun, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 157/1, 62/1 ve 52/2. maddeleri uyarınca 10 kez 1 yıl 6 ay hapis ve 1.000,00 Türk lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına dair … 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 23/05/2013 tarihli ve 2012/25 esas, 2013/335 sayılı kararının, 02/12/2016 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 34. maddesi ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinde yapılan değişiklik kapsamında sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi gerektiğinden bahisle Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 29/05/2017 tarihli ve 2017/5650 esas, 2017/12159 karar sayılı ilamı ile bozulmasını müteakip yeniden yapılan yargılama sonucunda sanığın 5237 sayılı Kanun’un 157/1, 62/1 ve 52/2. maddeleri uyarınca 9 kez 1 yıl 6 ay hapis ve 1.000,00 Türk lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına ilişkin … Batı 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/02/2018 tarihli ve 2018/24 esas, 2018/97 sayılı kararının “Sanık hakkında müşteki Mustafa Sevgiç’e yönelik eylemi nedeniyle … Cumhuriyet Başsavcılığının 16/12/2011 tarihli ve 2011/20684 soruşturma, 2011/7822 esas, 2011/429 sayılı iddianamesi ile dolandırıcılık suçundan kamu davası açıldığı halde, bu suç yönünden hüküm kurulmadığı, ayrıca sanığın katılan Satılmış Büyük’e yönelik eylemi nedeniyle … 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 23/05/2013 tarihli kararı ile mahkumiyetine karar verilmiş ise de anılan kararın temyiz edilmesi üzerine bozulmasını müteakip yapılan yargılamada bu suç yönünden de hüküm kurulmadığı anlaşılmış ise de, mahallinde alınacak kararla meselenin hâlli mümkün olup, mahkemesince zamanaşımı süresi içinde bu konuda her zaman bir karar verilebileceği gözetilerek yapılan incelemede;
Dosya kapsamına göre, sanığa atılı dolandırıcılık suçunun uzlaşma kapsamında olduğu ve sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi gerektiğinden bahisle … 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 23/05/2013 tarihli kararının temyiz incelemesi sonucu bozulmasını müteakip, yeniden yapılan yargılama sonucunda taraflar arasında uzlaşma sağlanamadığından bahisle sanığın mahkumiyetine karar verilmiş ise de, uzlaştırma işlemlerinin yapıldığı sırada sanığın başka bir suçtan … E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olarak bulunduğu, uzlaşma teklifinin … Sulh Hukuk Mahkemesinin 23/03/2016 tarihli ve 2016/34 esas, 2016/174 sayılı kararı uyarınca vasisi olan … ‘na yapıldığı, vasinin de 11/08/2017 tarihli uzlaşma teklif formuna göre uzlaşmayı kabul ettiği, bir kısım müştekilerin de zararlarının giderilmesi koşulu ile uzlaşmayı kabul ettikleri, 26/09/2017 tarihli uzlaştırma raporuna göre de, uzlaşma teklifini kabul eden müştekiler yönünden uzlaşma işlemlerinin tamamlanması bakımından uzlaştırmacıya verilen sürenin yetersizliği ve bir kısım müştekilere ise ulaşılamaması sebebiyle onlar hakkında gerekli bilgilerin tarafına verilmek suretiyle dosyanın yeniden gönderilmesi halinde uzlaşma sağlanacağı kanısına varılmış olduğunun belirtilmesi karşısında, taraflar arasında uzlaşma sağlanamadığından bu aşamada bahsedilemeyeceği anlaşıldığından, rapor doğrultusunda eksik olan bilgiler ile uzlaştırmacıya ek süre verilmesi sonrasında düzenlenecek rapora göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden” bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, bozulması istenilmiş olmakla,
Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253/6. maddesi ve bu maddeyle aynı doğrultuda düzenleme içeren Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliği’nin 7/12 ve 31/7. maddeleri uyarınca, resmî mercilere beyan edilmiş olup da soruşturma veya kovuşturma dosyasında yer alan adreste bulunmama veya yurt dışında olma ya da başka bir nedenle mağdura, suçtan zarar görene, şüpheliye, sanığa veya kanunî temsilcisine ulaşılamaması hâlinde soruşturma veya kovuşturma konusu suçla ilgili uzlaştırma yoluna gidilmeden muhakemeye devam olunacağı düzenleme altına alınmış olup incelenen dosya kapsamına göre, hükümlü hakkında 5237 sayılı TCK’nın 157/1 maddesinde düzenlenen basit dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerinin Yargıtay (Kapatılan) 15. Ceza Dairesinin 29/05/2017 tarih ve 2017/5650-2017/12159 E.-K. sayılı ilâmıyla, 02/12/2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun ile getirilen değişiklik doğrultusunda uzlaştırma işlemleri için gereği yapılmak üzere bozulmasına karar verildiği, mahkemece bozmaya uyularak uzlaştırma işlemleri yapılmak üzere dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderildiği, büro tarafından 03/08/2017 tarihinde uzlaştırmacı görevlendirildiği ve ilgili belgelerin kendisine verilmesiyle sürenin bu tarihte başladığı, uzlaştırmacının 25/08/2017 tarihinde ek süre talebinde bulunduğu ve kendisine yirmi gün ek süre verildiği, akabinde uzlaştırmacının 02/10/2017 onay tarihli raporunu sunduğu, anılan raporda uzlaştırmacı, hükümlü adına vasisinin uzlaşma teklifini kabul ettiğini, bir kısım mağdurların zararlarının karşılanması durumunda uzlaşmayı kabul ettiklerini beyan ettiklerini, bir kısım mağdurların ise kendilerine iadeli taahhütlü posta yoluyla gönderilen uzlaşma teklif formlarının tebliğ edilmesine karşın yasal üç günlük sürede cevap vermediklerini, diğer bir kısım mağdurların da dosyadaki mevcut adreslerine gönderilen iadeli taahhütlü postaların teslim edilmeden iade edildiklerini, sonuç olarak uzlaşma teklifini kabul eden mağdurlar yönünden süre yetersizliğinden, bu kişilere tekrar ulaşılamaması nedeniyle, teklif formunu teslim alan mağdurların cevap vermemelerinden, teklif formu ulaştırılamayan mağdurlar yönünden ise teklifin yapılamamasından dolayı uzlaşmanın başarısızlıkla sonuçlandığını, dosyanın tekrar kendisine yönlendirilmesi ve gerekli bilgilerin verilmesi durumunda uzlaşma sağlanacağı kanısında olduğunu açıkladığı, mahkemece, uzlaştırmacının ek süre verilmesi durumunda uzlaşmanın sağlanacağı kanısında olduğunu beyan etmesi nedeniyle uzlaştırma işlemlerinin tamamlanmasının istendiği, bunun üzerine uzlaştırmacı tarafından 16/12/2017 tarihli raporun sunulduğu, anılan raporda sonuç olarak, uzlaşma kapsamında mağdurlara yeniden dosyada yer alan telefon numaralarından ulaşılmaya çalışıldığı, daha önce zararlarının olduğunu ve talep ettikleri miktarlar ödendiğinde uzlaşmayı kabul edeceklerini beyan eden mağdurların dahi telefonlara cevap vermedikleri, diğer mağdurların ise bazılarının aramalara cevap vermediklerinden uzlaşmanın başarısızlıkla sonuçlandığının belirtildiği, bunun üzerine mahkemece yeniden tesis edilen mahkumiyet hükümlerinin usulüne uygun bir şekilde kesinleştirilerek infaza verildiğinin anlaşılması karşısında, her ne kadar kanun yararına bozma ihbarnamesinde, taraflar arasında uzlaşma sağlanamadığından bu aşamada bahsedilemeyeceği, rapor doğrultusunda eksik olan bilgiler ile uzlaştırmacıya ek süre verilmesi sonrasında rapor düzenlenmesi gerektiği ileri sürülmüş ise de, 5271 sayılı CMK’nın 253/12. hükmünde gösterilen süreler uzlaştırmacıya verildiği gibi yukarıda zikrolunan yasal düzenlemelerdeki koşul gerçekleştiği cihetle, uzlaştırma işleminin teklif aşamasında sonlandırılmasında hukuka aykırı bir yön bulunmadığından, bu nedenle kanun yararına bozma istemi yerinde görülmediğinden, … Batı 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/02/2018 tarih ve 2018/24-2018/97 E.-K. sayılı kararına yönelik kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, mahalline gönderilmek üzere dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 06/07/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.