Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2021/13829 E. 2023/829 K. 21.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/13829
KARAR NO : 2023/829
KARAR TARİHİ : 21.02.2023

B O Z M A Ü Z E R İ N E

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2017/355 E., 2018/73 K.
KATILANLAR : …, Greton Granit ve Prekast Malzemeleri San. Ve Tic. A.Ş
SUÇ : Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. İzmir 11. Ağır Ceza Mahkemesinin, 09.12.2010 tarihli ve 2008/260 Esas, 2010/337 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından mahkumiyetine karar verilmiştir.
2. İzmir 11. Ağır Ceza Mahkemesinin, 09.12.2010 tarihli ve 2008/260 Esas, 2010/337 Karar sayılı kararının sanık müdafii tarafından temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 15. Ceza Dairesinin 24.03.2014 tarihli ve 2012/13559 Esas, 2014/5422 Karar sayılı kararı ile resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün onanmasına, nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün ise yalnızca “08.07.2005 tarih ve 25869 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 5377 sayılı Kanun’un 19. maddesi ile 5237 sayılı Kanun’un 158/1-son maddesine ilave edilen “Ancak, (e), (f) ve (j) bentlerinde sayılan hallerde hapis cezasının alt sınırı 3 yıldan, adli para cezasının miktarı suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamaz” şeklindeki ek tümcenin, anılan tarihten önce işlenen suçlara uygulanamayacağı gözetilmeden sanık hakkında fazla ceza tayin edilmesi” nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.
3. Bozma ilamından sonra İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 29.04.2010 tarihli ve 2010/23976 Esas sayılı iddianamesi ile sanıklar … ve Arif Bodur hakkında 15.875,00 TL ve 12.000,00 TL değerindeki çeklerin verilmesi ile ilgili olarak resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından dolayı dava açılmış, İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 20.05.2014 tarihli 2012/11 Esas 2014/188 Karar sayılı kararı ile dosyanın birleştirilmesine karar verilmiştir.
4. İzmir 11. Ağır Ceza Mahkemesinin, 21.12.2015 tarihli ve 2014/201 Esas, 2015/355 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan mükerrerlik nedeniyle davanın reddine, nitelikli dolandırıcılık suçundan ise 5237 sayılı Kanun’un 158 inci maddesinin birinci fıkrasını (f) bendi, 52 inci maddenin ikinci fıkrası ve 53 üncü maddeleri uyarınca 2 yıl hapis ve 60.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
5. İzmir 11. Ağır Ceza Mahkemesinin, 21.12.2015 tarihli ve 2014/201 Esas, 2015/355 Karar sayılı kararı ile nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükmünün sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 15. Ceza Dairesinin 16.10.2017 tarihli, 2016/1671 Esas ve 2017/20300 Karar sayılı kararı ile “Bozma sonrası yapılan yargılamada, sanık müdafinin “Lehe hükümlerin uygulanması” yönünde talebinin bulunması karşısında; 5271 sayılı CMK’nın 230. maddesi uyarınca sanık hakkında TCK’nın 51, 52/4 ve 62. maddelerinin uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışılmaması, hükmün kurulması sırasında; hapis cezasının alt sınırdan tayin edilmesine rağmen, adli para cezasının hiçbir gerekçe gösterilmeksizin, tam gün sayısı yönünden asgari hadden uzaklaşılıp belirlenmesi suretiyle çelişkiye düşülerek fazla ceza tayin edilmesi” nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir.
6.İzmir 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 13.02.2018 tarihli ve 2017/355 Esas, 2018/73 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı Kanun’un 158 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi, 62 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası ve 53 üncü maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis ve 80 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafinin temyiz isteği; hükmün gerekçesiz olduğuna, zamanaşımının dolduğuna, önceden doğmuş borçlar için çeklerin verildiğine ve bu nedenle mahkumiyet hükmünün bozulması gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 09.09.2008 tarihli ve 2008/35572 Esas sayılı iddianamesi ile sanık … hakkında kendisini Foça.. Ltd. Şti yetkilisi olarak tanıtarak 92.330,00 TL ve 14.625,00 TL bedelli çeklerle katılan şirketten mal alışverişi yaptığı iddiası ile üzerine atılı suçlardan kamu davası açılmıştır.
2. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 29.04.2010 tarihli ve 2010/23976 Esas sayılı iddianamesi ile sanıklar … ve Arif Bodur hakkında, sanık …’in yine kendisini Foça. Ltd. Şti yetkilisi olarak tanıtarak 15.875,00 TL ve 12.000,00 TL değerindeki çekleri yine katılan şirkete vererek onlardan mal alması nedeniyle atılı suçlardan kamu davası açılmış, İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 20.05.2014 tarihli ve 2012/11 Esas, 2014/188 Karar sayılı kararı ile dosyanın birleştirilmesine karar verilmiştir.
3. Sanık savunmalarında suçlamaları kabul etmediğini, Foça şirketinin bacanağı Seyhan Özden’e ve Arif Bodur’a ait olduğunu, Greton şirketinden söz konusu malların bu şahıslar tarafından alındığını, kendisinin sadece aracı olduğunu, çekleri kendisinin yazdığını ancak imzaları Seyhan Özden’in attığını, Seyhan Özden’in iflas etmesi nedeniyle kendisine ait yazıhaneyi kullandığını, bu nedenle katılan firma ile alışveriş yaptıkları esnada kendisinin de yanlarında bulunduğunu beyan etmiştir.
4. Tanık …, sanığın kendisini Foça şirketinin sahibi olarak tanıttığını, 92.330,00 TL değerindeki çeki bizzat sanıktan aldığını söylemiştir. Yine tanık Berdan Arda, sanık …’in Foça şirketi yetkilisi havasıyla gelip malları aldığını, 14.625,00 TL değerindeki çeki sanığın sekreterinden kendisinin aldığını beyan etmiştir.
5. Foça Hürcanlar.. Ltd. Şti’nin 20.04.2005 tarihinden itibaren yetkilisinin Arif Bodur, ortaklarının ise Arif Bodur ve Seyhan Özden olduğuna dair Menemen Ticaret Sicil Memurluğu’nun 19.01.2006 tarihli yazısı dosya arasındadır.
6. Arif Bodur, İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/173 Esas sayılı dosyasında sanık olarak verdiği ifadesinde; kendisinin Foça Hürcanlar şirketinde sanık …’in yanında işçi olarak çalıştığını, ekonomik yönden bazı sıkıntıları olduğu için şirketi kendisi ve bacanağı olan Seyhan Özden’in üzerine yaptığını, bankadan kendi adına çek alındığını ancak bundan haberinin olmadığını, çeklerin sanık …’in kasasında durduğunu ve çekleri bizzat onun kestiğini, bu nedenle suçlamaları kabul etmediğini beyan etmiştir. İzmir 11. Ağır Ceza Mahkemesinde tanık olarak verdiği ifadesinde ise; suç tarihinde şirketin sahibi ve yetkilisi olduğunu, katılan şirketten mal satın aldıklarını, kendileri iflas ettiği için sanığın yazıhanesini kullandıklarını, katılan şirkette anlaşmanın bozulduğunu daha sonra kendisine ortağı olan Seyhan Özden’in söylediğini, ancak kendisinin herhangi bir çek imzalamadığını, çeklerin imzası taklit edilerek Seyhan Özden tarafından katılan şirkete verildiğini olay ortaya çıkınca öğrendiğini beyan etmiştir.
7. Dosya arasında yer alan uzmanlık raporlarına göre, çeklerin ön yüzündeki yazı ve rakamların sanığın eli ürünü olduğu, keşideci imzalarının ise Arif Bodur’a ait olmadığı ve onun hakiki imzaları model alınarak sahte olarak atıldığının tespit edildiği bildirilmiştir.
8. Mahkemece sanığın, kendisinin imzalamadığı ve şirket yetkilisinin de imzalamadığını bildiği çekleri bu haliyle kullanarak ve kendisini şirket yetkilisi olarak tanıtarak üzerine atılı suçu işlediğinin tanık beyanları, uzmanlık raporları ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı gerekçesi ile mahkumiyetine karar vermiştir.

IV. GEREKÇE
1. 06.06.2005 ve 15.06.2005 tarihlerinde sanık tarafından sipariş verildiği, sipariş verilmesi ve çeklerin alınmasından sonra malların teslim edildiğinin katılan ve tanık beyanları tespit edildiği, suç tarihinin 15.06.2005 olduğu ve zamanaşımı süresinin dolmadığı, ayrıca çeklerin alınmasından sonra malların teslim edilmesi nedeniyle önceden doğan bir borca karşılık olarak da verilmediği anlaşıldığından, sanık hakkında kurulan hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.
2. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından kurulan hükümde bir hukuka aykırılık bulunmadığından sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle İzmir 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 13.02.2018 tarihli, 2017/355 Esas, 2018/73 Karar sayılı kararında sanık müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık müdafiinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

21.02.2023 tarihinde karar verildi.