YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/13821
KARAR NO : 2023/2762
KARAR TARİHİ : 11.04.2023
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet
Sanıklar hakkında bozma üzerine nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir oldukları, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanun’un (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Malatya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 17.11.2011 tarihli ve 2007/287 Esas, 2011/410 Karar sayılı kararı ile sanıklar hakkında dolandırıcılık suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 157 nci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci, 52 nci ve 51 inci maddeleri uyarınca 10 ay hapis ve 80 TL adli para cezası ile cezalandırılmalarına ve hapis cezasının mağdurun zararının giderilmesi koşuluyla ertelenmesine karar verilmiştir.
2. Malatya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 17.11.2011 tarihli ve 2007/287 Esas, 2011/410 Karar sayılı kararının sanık … tarafından temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 15. Ceza Dairesi’nin 08.06.2015 tarihli ve 2013/23925 Esas, 2015/26438 Karar sayılı kararı ile “sanığın, şikâyetçiden almış olduğu cep telefonu cihazı karşılığında, çalıntı çeki ciro ederek verdiğinin iddia edildiği olayda; eylemin, bankanın maddi varlığı olan çek kullanılmak suretiyle gerçekleştirildiğinin kabul edilmesi karşısında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 158/1-f maddesinde öngörülen nitelikli dolandırıcılık suçunun oluşup oluşmayacağına ilişkin delillerin takdirinin üst dereceli ağır ceza mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi yerine, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması” nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.
3. Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 10.09.2016 tarihli ve 94660652105- 44- 11047-2016-KYB sayılı yazıları ile sanık … hakkında verilen hükmün, sanığın üzerine atılı suçun 5237 sayılı Kanun’un 158 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde öngörülen nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşmayacağına ilişkin delillerin takdirinin üst dereceli ağır ceza mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi nedeniyle bozulmasına dair kanun yararına bozma talebinde bulunulması üzerine Yargıtay (Kapatılan) 15. Ceza Dairesinin 21.11.2016 tarihli ve 2016/4103 Esas, 2016/8790 Karar sayılı kararı ile ihbarnamedeki düşünce yerinde görülerek sanık … hakkındaki hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
4. Bozma sonrası Malatya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 22.02.2018 tarihli ve 2016/5 Esas, 2018/141 Karar sayılı kararı ile sanıklar hakkında dolandırıcılık suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 15 nci maddesinin birinci fıkrası, (f) bendi ve son cümlesi 62 nci, 52 nci 53 üncü maddeleri uyarınca ve 5271 sayılı Kanun’un 326 ncı maddesinin son fıkrası neticeten 10 ay hapis ve 80 TL adli para cezası ile cezalandırılmalarına ve hapis cezasının mağdurun zararının giderilmesi koşuluyla ertelenmesine karar verilmiştir.
5. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 17.07.2018 tarihli ve 15-2018/39979 sayılı bozma görüşünü içeren tebliğnamesi ile dosya Dairemize tevdi edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1. Sanık …; hükmün uzlaşma kapsamında olduğunu, atılı suçu işlemediğini belirterek hükmü temyiz etmiştir.
2. …; üzerine atılı suçu işlemediğini belirterek hükmü temyiz etmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
1. Sanıkların katılanı arayarak cep telefonu alacaklarını söyledikleri, yanlarında bulunan çeki katılana faksladıkları, katılanın çekin verildiği Antalya Akbank şubesini arayarak çeki sorduğu ve herhangi bir sorun olmadığını öğrenince çek karşılığı cep telefonu satmayı kabul ettiği, bunun üzerine katılanın iş yerine gelen sanıkların kendilerini … ve … … olarak tanıttıkları, … …’un gerçekte sanık … olduğunun anlaşıldığı, sanıkların katılandan 8500,00 TL değerinde cep telefonu alıp karşılığında suça konu 05.10.2005 keşide tarihli 8500 TL bedelli çalıntı çeki verdikleri, çekin arkasını sanık …’nun ciro ettiği, anlaşılmıştır.
2. Sanıklar suçu inkara yönelik savunmada bulunmuştur.
3. Mahkemece yapılan yargılama neticesinde sanıkların üzerine atılı suçun sübut bulduğu gerekçesiyle mahkumiyetlerine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
1. Sanıklar hakkında bozma öncesi verilen 17.11.2011 tarihli hükümlerde hapis cezalarının mağdurun zararının tazmin suretiyle giderilmesi koşuluyla ertelenmesine karar verildiği ve bozma sonrası verilen hükümlerde de 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca halen uygulanması gereken 1412 sayılı Kanun’un 326 maddesinin son cümlesi uyarınca sanıklar hakkında kazanılmış hak teşkil ettiği gözetilerek hükümlerin kurulduğu anlaşılmakla tebliğnamedeki bozma isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.
2. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlere uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanıkların yerinde görülmeyen temyiz sebepleri reddedilmiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Malatya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 22.02.2018 tarihli ve 2016/5 Esas, 2018/141 Karar sayılı kararında sanıklar tarafından öne sürülen temyiz sebepleri yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanıkların temyiz sebeplerinin reddiyle hükümlerin, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
11.04.2023 tarihinde karar verildi.