Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2021/13713 E. 2023/3229 K. 25.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/13713
KARAR NO : 2023/3229
KARAR TARİHİ : 25.04.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık, suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet, düşme

Sanıklar hakkında bozma üzerine kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir oldukları, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Sorgun Asliye Ceza Mahkemesinin, 10.02.2011 tarihli ve 2009/31 Esas, 2011/52 Karar sayılı kararı ile her iki sanık hakkında basit dolandırıcılık suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 157 nci maddesinin birinci fıkrası, 43 üncü 53 üncü maddeleri uyarınca 2’şer yıl 6’şar ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına ve hak yoksunluklarına, suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraatlarine karar verilmiştir.
2. Sorgun Asliye Ceza Mahkemesinin, 10.02.2011 tarihli ve 2009/31 Esas, 2011/52 Karar sayılı kararının sanıklar ve Cumhuriyet savcısı tarafından temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 23. Ceza Dairesi’nin 09.07.2015 tarihli ve 2015/1754 Esas, 2015/3426 Karar kararı ile sanıkların eyleminin 5237 sayılı Kanun’un 158 nci maddesinin (d) bendinde düzenlenen kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delilleri takdir yetkisinin Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yargılamaya devamla hüküm kurulması gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
3. Bozma üzerine,Yozgat Ağır Ceza Mahkemesi’nin 01.02.2018 tarihli ve 2016/154 Esas, 2018/55 Karar sayılı kararı ile her iki sanık hakkında kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçundan 5237 sayılı Kanun’un 158 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi, 43 üncü, 52 nci ve 53 üncü maddeleri uyarınca 3’er yıl 9’ar ay hapis ve 1.500,00’er TL adli para cezası ile cezalandırılmalarına ve hak yoksunluklarına, suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan açılan kamu davalarının, 5237 sayılı Kanun’un 66 ncı maddesini birinci fıkrasının (e) bendi, 67 nci, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası uyarınca düşmesine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1. Sanık …’un temyiz istemi, hakkında verilen cezanın yüksek olduğuna, kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkindir.
2. Sanık … müdafiinin temyiz istemi, sanığın atılı suçları işlediğine dair ve haksız menfaat elde ettiğine dair her türlü şüpheden uzak delil bulunmadığı, iyi hal indiriminin uygulanmama gerekçesinin gösterilmediği, zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasının haksız olduğuna ilişkindir.
3. Katılan vekilinin temyiz istemi; her iki sanık hakkında suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan verilen zamanaşımından düşme kararlarının usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Sanık …’un, katılan …’ı arayarak … … (sanık …)’nun elinde araç bulunduğunu ve uygun fiyata satacağını söylediği, katılanın kabul etmesi üzerine sanıkların önce … plakalı aracı satıp parasını aldıkları, noter satışından sonra katılanın Emniyet Müdürlüğü işlemleri sırasında aracın motor ve şasi numaralarının birbirini tutmaması üzerine durumu sanıklara bildirdiği, sanıkların da ellerinde başka bir araç olduğunu söyleyerek … plakalı aracı katılana teslim ettikleri, bu aracın da motor ve şasi numarasının farklı çıkması üzerine başlatılan soruşturmada, … plakalı aracın … ve … plakalı aracın ise … plakalı çalıntı araçlar olduğunun ve değiştirilen motor ve şasi numaraları üzerinden sahte araç trafik ve tescil belgelerinin düzenlendiğinin tespit edilmesi üzerine her iki sanık hakkında dolandırıcılık ve suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçlarından kamu davaları açılmıştır.
2. Sanık … savunmasında; … … isimli şahsı … isimli şahsın dükkanında gördüğünü, araba satmak istediğini söylediği için galericilik yapan katılan ile … … arasında … plakalı aracın satışı konusunda aracılık yaptığını ve katılandan komisyon aldığını, diğer aracın satışı konusunda kendisinin aracılık yapmadığını, aracın çalıntı olduğunu, motor ve şasi numarasının değiştirildiğini bilmediğini, daha sonra kendisini … … olarak tanıtan şahsın …’nun babasının amcası olan … olduğunu öğrendiğini beyan etmiştir.
3. Sanık … savunmasında, diğer sanığı tanıdığını, katılanı tanımadığını, suça konu araçları katılana satmadığını, atılı suçlarla bir ilgisinin olmadığını beyan etmiştir.
4. Yozgat Sulh Ceza Mahkemesinden usulüne uygun olarak alınan kararla, Yozgat Emniyet Müdürlüğü tarafından yapılan iletişimin tespiti ve teknik takip ile aralarında sanıkların da bulunduğu çok sayıda şahıs hakkında benzer eylemler nedeniyle suç işlemek amacıyla örgüt kurma veya kurulan örgüte üye olma, resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılık ve hırsızlık suçlarından yürütülen soruşturma neticesinde, 0 536 … .. .. ve 0 536 … .. .. telefon numaralarının sanık … tarafından … …’na ait telefon olarak katılan …’a verildiği, bu iki hattın aynı IMEİ numaralı cep telefonunda ve sanık … tarafından kullanıldığının tespit edildiği, sanıkların birbirleriyle ve ana soruşturmada isimleri geçen diğer kişilerle chance araç konusunda yoğun telefon görüşmelerinin olduğunun tespit edildiği belirtilmiştir.
5. Katılana, sanık …’ya ait fotoğraflar gösterilip sorulduğunda; fotoğraftaki şahsın kendisini … … olarak tanıtan şahıs olduğunu düşündüğünü beyan etmiş, katılanın iş yerinde çalışan tanık … katılanın anlatımlarını doğrulayan beyanlarda bulunmuş ve kendisine fotoğrafları gösterilen şahsın suça konu araçların sahibi olduğunu söyleyerek kendilerine bu araçları satan ve isminin … … olduğunu söyleyen şahıs olduğunu net olarak teşhis ettiğini beyan etmiştir.
6. Mahkemece, katılana satılan suça konu araçların çalıntı kayıtlarının bulunması, katılanın beyanları ve bu beyanları doğrulayan tanık …’un anlatımları ve her ikisinin de sanıkları teşhis etmeleri, verilen irtibat telefonlarının sanık … tarafından kullanılıyor olması ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, sanıkların iştirak halinde … ve … plakalı çalıntı araçların motor ve şasi numaralarını değiştirerek, değiştirilen numaralar üzerinden sahte ruhsat ve buna benzer diğer belgeleri düzenleyip katılana sattıkları ve bu şekilde haksız menfaat temin ettikleri ve eylemin tek suç işleme kararının icrası kapsamında aynı kişiye karşı birden fazla kez işlendiği gerekçesiyle zincirleme dolandırıcılık suçundan mahkumiyet, suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan ise, suç tarihinden hüküm tarihine kadar olağanüstü zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle kamu davalarının düşmesine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
1. Sanıklar Hakkında Suç Eşyasının Satın Alınması veya Kabul Edilmesi Suçundan Kurulan Düşme Hükümlerine Yönelik Katılan Vekilinin Temyiz İsteği Yönünden
Sanıklara yüklenen suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçu için, 5237 sayılı Kanun’un 165 inci maddesi uyarınca belirlenecek cezasının türü ve üst haddine göre, aynı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi ve 67 nci maddesinin dördüncü fıkrasında öngörülen olağanüstü dava zamanaşımının, suç tarihinden hüküm tarihine kadar gerçekleştiği ve sanıklar hakkındaki kamu davalarının düşmesine karar verilmesi gerektiği Mahkemece gerekçeleri gösterilerek kabul ve takdir kılınmış olduğundan verilen kararlarda hukuka aykırılık bulunmamıştır.
2. Sanıklar Hakkında Dolandırıcılık Suçundan Kurulan Mahkûmiyet Hükümlerine Yönelik Sanık … ve sanık … Müdafiinin Temyiz İstekleri Yönünden
a) Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından sanık … ve sanık … Müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri reddedilmiştir.
b) Yargıtay (Kapatılan) 23. Ceza Dairesi’nin bozma ilamından sonra sanıkların 1412 sayılı Kanun’un 326 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca ceza miktarı bakımından kazanılmış haklarının gözetilmemesi hukuka aykırı olup bahse konu hukuka aykırılık Yargıtay tarafından giderilmiştir.

V. KARAR
1. Suç Eşyasının Satın Alınması Veya Kabul Edilmesi Suçundan Kurulan Hükümler Yönünden
Gerekçe bölümünde (1) numaralı bentte açıklanan nedenle Yozgat Ağır Ceza Mahkemesi’nin 01.02.2018 tarihli ve 2016/154 Esas, 2018/55 Karar sayılı kararlarında katılan vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden katılan vekilinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükümlerin, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

2. Dolandırıcılık Suçundan Kurulan Hükümler Yönünden
Gerekçe bölümünün (2) numaralı bendinde açıklanan nedenle Yozgat Ağır Ceza Mahkemesi’nin 01.02.2018 tarihli ve 2016/154 Esas, 2018/55 Karar sayılı kararlarına yönelik sanık … ve sanık … müdafiinin temyiz istemleri yerinde görüldüğünden hükümlerin, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesi gereği hüküm fıkrasının (C) bendinden önce gelmek üzere “Bozma öncesi aleyhe temyiz bulunmadığından, 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı Kanun’un 326 ncı maddesinin son fıkrası gereğince sonuç ceza miktarı itibarıyla sanıkların 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına” cümlesinin eklenmesi suretiyle hükümlerin, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

25.04.2023 tarihinde karar verildi.