YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/13659
KARAR NO : 2023/522
KARAR TARİHİ : 08.02.2023
MAHKEMESİ:Ağır Ceza Mahkemesi
Sanıklar hakkında bozma üzerine kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. … 1.Ağır Ceza Mahkemesinin, 23.03.2010 tarihli ve 2009/266 Esas, 2010/92 Karar sayılı kararı ile sanıklar hakkında, tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında dolandırıcılık suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca beraat kararları verilmiştir.
2. … 1.Ağır Ceza Mahkemesinin, 23.03.2010 tarihli ve 2009/266 Esas, 2010/92 Karar sayılı kararının katılan vekilii tarafından temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 15. Ceza Dairesi’nin 09.06.2014 tarihli ve 2012/18288 Esas, 2014/11469 Karar sayılı kararı ile “…sanıklara ait olduğu iddia edilen . İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin ticaret sicil kayıtları getirtilerek, sanıkların şirket yetkilisi ve ortağı olup olmadıkları tespit edilip, anlaşmazlığa konu taşınmaza ilişkin tapu kayıtlarının onaylı suretlerinin dosya arasına alınması ile, tapu devri yapılmışsa, kime hangi tarihte ve hangi hukuki ilişkiye dayanılarak devredildiğinin belirlenip, tapu kaydında adı geçen şahısların tanık sıfatıyla dinlenilerek iddiada geçen hususların doğruluğunun tespit edilmesi halinde sanıkların önceden katılana satmayı vaat ettikleri daireyi mükerrer olarak başkaca kişilere satması şeklinde tezahür eden eylemde yüklenen suçun tüm unsurlarının oluşacağı gözetilerek sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayini gerekirken eksik incelemeyle..” beraat hükümleri kurulduğu, gerekçe gösterilerek hükümlerin bozulmasına karar verilmiştir.
3. … 1.Ağır Ceza Mahkemesinin, 24.03.2015 tarihli ve 2014/244 Esas, 2015/106 Karar sayılı kararı ile sanıklar hakkında, tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında dolandırıcılık suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 158 inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi, 62 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 1 yıl 8 ay hapis ve 80,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmalarına ve hak yoksunluklarının uygulanmasına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanıklar müdafiilerinin temyiz isteği; sanık … yönünden, taahhütte bulunan “.” şirketinin suç tarihi itibari ile yetkilisi ve ortağı olmaması nedeniyle suçun yasal unsurlarının oluşmadığına; somut ihtilafa konu olay hukuki ihtilaf mahiyetinde bulunduğundan sanıkların dolandırıcılık kastı bulunmadığından suçun maddi ve manevi unsurlarının oluşmadığına, katılan tarafından başlatılan hukuki yollara karşı herhangi itirazı olmadığından, buna ilişkin herhangi bir araştırma yapılmadığına devir yapılan kişilerin tanık olarak dinlenip yeminli beyanlarına başvurulmayıp sanıkların savunmaların karşılanmadığına, katılanın gerçek anlamda zararının bulunup bulunmadığı ve var ise ne kadar olduğu yönünde bilirkişi incelemesi yapılmamış olduğuna yönelik eksik inceleme ve araştırmaya, adli para cezasının gerekçe gösterilmeden alt sınırdan uzaklaşılarak verilmiş olmasına ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
1. . İnşaat Taahhüt San. Tic. Ltd. Şti ortağı ve yetkilisi olup, bu suretle müteahhitlik yapan sanıkların, şirket tarafından yapılan ve 12.04.2006 tarihli sözleşmeye göre “. Mah.’a ait arsa üzerinde yapmış olduğumuz binanın.daireyi” diye tabir edilen bölümü 60.000 TL’ye katılana satıp, bedelini aldıkları, katılanın bu yerde 20.04.2008 tarihinden itibaren oturmaya başladığı, ancak katılan üzerine tapu kaydı yapmaları gereken daireyi başka bir şahsa satmak suretiyle haksız menfaat temin ettikleri anlaşılmaktadır.
2. Sanık … aşamalarda alınan savunmalarında özetle, . inşaat şirketinin ortağı ve temsilcisi olduğunu, şirket işlerini babası sanık … ile birlikte idare ettiklerini, yüzlerce daire yapıp teslim ettiklerini, dolandırmak gibi bir kastının olmadığını, ancak aşırı büyüme ve nakit sıkışıklığından kaynaklanan ve krizle tetiklenen sıkışıklık sebebi ile inşaatları zamanında bitiremedikerini ve hak sahiplerine teslim edemedikleri şeklinde savunmada bulunmuştur.
3. Sanık … aşamalarda alınan savunmalarında özetle, Kitaş inşaat şirketinin kurucusu ve büyük ortağı olduğunu, diğer sanık …’in öz oğlu olup ortağı ve rahatsızlığı sebebi ile resmi işlemleri yapan yardımcısı olduğunu, katılana daire sattıklarının doğru olup, ekonomik kriz sebebi ile dairesini yapıp teslim edemediklerini, dolandırmak gibi bir kastının olmadığı şeklinde savunmada bulunmuştur.
4. Katılan …’ın aşamalarda alınan beyanlarında özetle, sanık … ile 12.04.2006 tarihinde topraktan bir daireye girmek için yazılı sözleşme imzaladıklarını, sözleşme uyarınca kendisine 60.000,00.TL para verdiğini, 2007 yılının on ikinci ayında dairenin teslim edileceğinin kararlaştırıldığı, ancak kendisine 2008 yılının dördüncü ayında teslim edildiğini, oturmaya başladıktan sonra, dairenin tapusunun kendisine verilmediğini, tapuya başvurduğunda bahse konu dairenin 1 yıl içinde farklı 3 kişiye devredildiğini öğrendiğini ve hakkında dava açıldığı şeklinde beyanda bulunmuştur.
5. Yargıtay (Kapatılan) 15. Ceza Dairesinin 09.06.2014 tarihli ve 2012/18288 Esas, 2014/11469 Karar sayılı bozma kararı ile “…sanıklara ait olduğu iddia edilen Kitaş İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin ticaret sicil kayıtları getirtilerek, sanıkların şirket yetkilisi ve ortağı olup olmadıkları tespit edilip, anlaşmazlığa konu taşınmaza ilişkin tapu kayıtlarının onaylı suretlerinin dosya arasına alınması ile, tapu devri yapılmışsa, kime hangi tarihte ve hangi hukuki ilişkiye dayanılarak devredildiğinin belirlenip, tapu kaydında adı geçen şahısların tanık sıfatıyla dinlenilmesi” gerekçesiyle bozulduğu, mahkemece bozma sonrası,
a. Kitaş İnş.Taah.Ltd.Şti.ne ait ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, alınan cevabi yazıda 19.11.2014 tarihli ticaret sicil kayıtlarına göre, şirketin yetkilisinin sanık …, ortaklarının Sabri Kaya ile sanık … oldukları, sanık …’nın ise 24.12.1992 tarihinde tescil edilen şirket ana sözleşmesinde kurucu ortaklığı ve müdürlüğünün başladığı, 20.12.1993 tarihinde tescil edilmesi ile ortaklığı ve müdürlüğünün son bulduğunun bildirildiği,
b. Suça konu taşınmaza ilişkin tapu kayıtlarının onaylı suretleri dosya arasına celbedilmiş, tapu kaydına göre suça konu … ili … ilçesi . Mah. 4245 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 30.04.2007 tarihinde . İnş. şirketi adına kayıtlı iken 06.09.2007 tarihinde “Salih oğlu …”a sattığı, onun da 14.05.2008 tarihinde “Ziya oğlu …’e” sattığı, onun da 01.07.2008 tarihinde “.l kızı …’a” onun da en son 16.08.2011 tarihinde “İbrahim oğlu …’a” sattığı,
c. Tapu kaydında adı geçen şahıslardan yalnızca … adlı şahsın tanık olarak dinlenildiği, diğer tapu malikleri …, … ve … adlı şahısların davaya bir yarar ve yenilik getirmeyeceği gerekçesiyle 24.02.2015 tarihli duruşmada verilen ara karar ile vazgeçildiği,
d. Bozma sonrası tanık … alınan anlatımında özetle, suça konu taşınmazı tapu maliki .’ten yatırım amacıyla satın aldığını, pazarlığı eşi .’ın yaptığını, taşınmazı tapu malikinden ya da sanıklara verdiği borç paraya teminat olarak almadığını, satın aldıktan birkaç yıl sonra gercek değerine … isimli şahsa sattığını, eşinin ve kendisinin sanıklarla bir ilgisinin bulunmadığı şeklinde anlatımda bulunduğu tespit edilmiştir.
6. Tanık … tarafından katılan aleyhine … 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/289 Esas sayılı dosyası ile açtığı men’i müdahale ve ecrimisil davasının, men’i müdahale yönünden kabulüne, ecrimisil yönünden kısmen kabulüne karar verilerek sonuçlandığına yönelik gerekçeli karar dosya arasına alınmıştır.
7. Şirket yöneticisi olan sanık …’nın ticari faaliyeti sırasında, katılana satmayı vaat ettiği daireyi mükerrer olarak başkaca şahıslara satarak haksız menfaat elde ettiği, sanık .’nın ise, ticaret sicil kayıtlarına göre şirketin yetkilisi ve ortağı olmadığı bildirilmiş ise de, sanıkların baba-oğul olarak ticari faaliyet gösterdikleri, sanık …’ın satışta bizzat hazır olması, tanık sıfatıyla sözleşmeyi imzalaması, bozma öncesi alınan 18.01.2010 tarihli savunmasında bahse konu şirketin kurucusu ve büyük ortağı olduğu şeklinde savunmada bulunduğunun anlaşılması karşısında, sanık …’in eylemine asli fail sıfatıyla iştirak ettiği kabul edilerek sabit olan nitelikli dolandırıcılık suçundan mahkumiyet hükmü kurulduğu anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
1. Ticaret sicil kayıtlarına göre her ne kadar sanık … taahhütte bulunan “.” şirketinin suç tarihi itibari ile yetkilisi ve ortağı olmadığı bildirilmiş ise de; sanıkların baba-oğul olarak ticari faaliyet gösterdikleri, sanık …’ın satışta bizzat hazır olması, tanık sıfatıyla sözleşmeyi imzalaması, bozma öncesi alınan 18.01.2010 tarihli savunmasında bahse konu şirketin kurucusu ve büyük ortağı olduğu şeklinde savunmada bulunduğundan, sanık …’in eylemine asli fail sıfatıyla iştirak ettiği anlaşılması karşısında suçun yasal unsurlarının oluştuğu, bozma sonrası taşınmaz devredilen ve katılan aleyhinde dava açan Yıldız Üstündağı’ın tanık olarak beyanın alındığı, diğer taşınmaz devredilen tapu maliklerinin beyanının alınmaması, katılanın suç nedeniyle uğradığı zarar miktarının belli olduğu ve katılan tarafından başlatılan hukuki yollara karşı sanıkların herhangi itirazı olmadığına ilişkin araştırmanın dosyaya yenilik katmayacağı anlaşılmakla, eksik incelemeye yönelik ve adli para cezası alt sınırdan tayin edilmiş olması nedeniyle fazla adli para cezası tayinine yönelik sanıklar müdafiinin temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.
2. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlere uyan suç vasıfları ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından sanıklar müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle … 1.Ağır Ceza Mahkemesinin, 24.03.2015 tarihli ve 2014/244 Esas, 2015/106 Karar sayılı kararında sanıklar müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanıklar müdafiinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükümlerin Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
08.02.2023 tarihinde karar verildi.