YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/13613
KARAR NO : 2023/75
KARAR TARİHİ : 11.01.2023
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkûmiyet
Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle,
Sanığın duruşmalı inceleme isteminin, koşulları bulunmadığından, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 318. maddesi uyarınca reddine oy birliğiyle karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Ortaca 1. Asliye Ceza Mahkemesinin,12.09.2013 tarihli ve 2006/389 Esas, 2013/548 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan 5237 sayılı Kanun’un 155 inci maddesinin ikinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi, 52 nci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkrası uyarınca 6.000,00 TL ve 80,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
2. Ortaca 1. Asliye Ceza Mahkemesinin,12.09.2013 tarihli ve 2006/389 Esas ve 2013/548 Karar sayılı kararının, Cumhuriyet savcısı ve sanık müdafii tarafından temyizi üzerine Yargıtay 23. Ceza Dairesinin, 25.10.2016 tarihli ve 2016/1026 Esas, 2016/9042 Karar sayılı ilâmıyla;
Sanığın, katılan …’e ait çek yapraklarını, bir müddet rızası dahilinde kullandığı, sonrasında ise katılanın rızası hilafına tanzim edip aldığı mal karşılığında diğer katılana verdiği iddiası karşısında; eyleminin 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 158 inci maddesinin birinci fıkrası (f) bendinde öngörülen nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delillerin takdirinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi yerine, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
Nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.
3. … 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 23.01.2018 tarihli ve 2017/193 Esas, 2018/17 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 158 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 52 nci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 2 yıl 6 ay hapis ve 6.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyizi atılı suçu işlemediğine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
1. Sanık …’un, katılan …’e ait … … isimli işletmeye gayri resmi ortak olduğu, aralarında vekalet ilişkisi olmaksızın akraba olmaları nedeni ile mal alımı için kullanmak amacıyla sanığa çek karnelerini verdiği, sanığın önceden katılanın rızası ile söz konusu çekleri doldurup kullandığı ancak işletmenin işleri için Bursa’ya giden sanığın ellerinde kalan çek karnesinden katılan …’in bilgi ve rızası dışında 3.600,00 TL bedelli çeki keşide ederek katılan …’ndan mal aldığı anlaşılmıştır.
2. Sanığın, üzerine atılı suçlamayı inkar ettiği belirlenmiştir.
3. Mahkemesince, Hukukî Süreç başlığı altında (2) numaralı paragrafta bilgilerine yer verilen Yargıtay bozma ilâmına uyulmasına karar verilmiştir.
4. Mahkemesince sanık hakkında katılan …’in bilgi ve rızası dışında çek keşide ederek katılan …’ndan mal alması nedeniyle nitelikli dolandırıcılık suçunun sübut bulduğu kabul edilerek temyiz incelemesine konu mahkumiyet hükmü kurulmuştur.
IV. GEREKÇE
1. Sanığın aşamalarda, katılan …’e ait iş yerine alınan mallar karşılığında onun bilgi ve rızası ile çek karnesinden çek keşide ettiğini kendisinin sigorta işlemlerini yapmaması nedeniyle hakkındaki şikayetinden dolayı husumet duyduğundan diğer borçları ödemediğini savunmuş olup, katılan …’in de beyanında sanıkla birlikte ortak iş yaptığını Bursa’ya çekleri dağıtmak ve yeni mal almak için gittiğini daha sonra alışverişte kendisinden aldığı çek karnesini kullanmış olduğunu ancak malların kendisine gelmediğini bu işlemlere ilişkin yaklaşık 40.000,00 TL ödeme yaptığını kalan borçları da bankaya talimat vermek suretiyle ödemediğini belirtmiş olması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkartılması açısından katılan …’nun beyanına başvurularak katılan … ile aralarında suç tarihinden önce veya sonra başka ticari bir ilişki bulunup bulunmadığı, kendilerine verilip ödenen başkaca çeklerinin bulunup bulunmadığı, sanık …’yı tanıyıp tanımadığı ve çeklerin, sanık tarafından katılan … yerine imzalanıp imzalanmadığını bilip bilmediği hususlarının sorularak taraflar arasındaki ticari ilişki ve ödemeye dair kayıtların getirtilerek incelenmesi, keşideci olan katılan … ile sanık arasındaki ilişkiye dair kayıtların getirtilmesi, sanığın daha önce bu şekilde imzaladığı ve başka kişilere verdiği çeklerin bulunup bulunmadığının, var ise bunların ödenip ödenmediği icra takiplerinin bulunması durumunda bunlara itiraz edilip edilmediğinin banka veya icra daireleri nezdinde araştırılarak belirlenmesi, taraflar arasında mevcut hukuk davasının araştırılması ile getirtilip incelenmesi ve denetime imkan verecek şekilde dosya arasına alınması toplanan delillerin sonucuna göre sanığın suç kastıyla hareket edip etmediğinin belirlenmesi suç kastıyla hareket ettiğinin belirlenmesi durumunda eylemlerinin hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma veya nitelikli dolandırıcılık olup olmadığının da karar yerinde tartışılarak hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile mahkumiyetine hükmedilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle … 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 23.01.2018 tarihli ve 2017/193 Esas, 2018/17 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
11.01.2023 tarihinde karar verildi.