Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2021/13130 E. 2023/3386 K. 27.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/13130
KARAR NO : 2023/3386
KARAR TARİHİ : 27.04.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Tacir veya şirket yöneticileri ile kooperatif yöneticilerinin dolandırıcılığı
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet

Temyiz dışı sanıklar …, … ve … hakkında bozma öncesi yapılan yargılamada Manyas Asliye Ceza Mahkemesinin 06.11.2012 tarihli ve 2011/66 Esas, 2012/83 Karar sayılı kararı ile dolandırıcılık suçundan verilen beraat kararlarının temyiz edilmeksizin kesinleştiği, bozma kararının yalnızca sanıklar … ve … hakkında kurulan mahkûmiyet hükümlerine yönelik olduğu gözetilmeden, bozma sonrası yapılan yargılamada …, … ve … hakkında dolandırıcılık suçundan kurulan beraat hükümlerinin hukuki değerden yoksun ve yok hükmünde olduğu belirlenmiştir.
Sanıklar … ve … hakkında bozma üzerine kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir oldukları, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
Yargıtay (Kapatılan) 15. Ceza Dairesinin 06.05.2015 tarihli ve 2014/14715 Esas, 2015/24912 Karar sayılı bozma kararına uygun olarak Manyas Asliye Ceza Mahkemesince verilen görevsizlik kararı üzerine yapılan yargılamada, Bandırma Ağır Ceza Mahkemesinin 07.06.2017 tarihli ve 2016/44 Esas, 2017/191 Karar sayılı kararıyla sanıklar hakkında tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına harekt eden kişilerin ticari faaliyetleri kapsamında dolandırıcılık suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 158 inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi, 52 ve 53 üncü maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis ve 20.000,00 TL adli para cezasıyla cezalandırılmalarına ve hak yoksunluklarına 1412 sayılı Kanun’un 326 ncı maddesinin son cümlesi uyarınca 2 yıl hapis ve 20.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmalarına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1. Sanık … müdafiinin temyiz isteği; sanığın yüklenen suçla alakasının olmadığına, yüklenen suçun unsurlarının oluşmadığına, mahkûmiyet kararı verilmesi için yeterli delil bulunmadığına, varsayım üzerine hüküm kurulduğuna,
2. Sanık …’in temyiz isteği; davaya konu şirketin paravan şirket olmadığına, şirketin ticari faaliyetinin bulunduğuna, suç işleme kastının olmadığına, ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Sanıkların kağıt üzerinde paravan olarak merkezi Bursa ili olan … Gıda Tarım Ürünleri San. ve Tic. Ltd. Şti’ni kurdukları, … ilçesinde de bir şube açtıkları, akabinde … ve Manyas ilçelerini gezerek, büyük bir çeltik işletme şirketlerinin olduğunu, bu şirketin Bursa ilinde ve … ilçesinde fabrikalarının bulunduğunu, ellerindeki çeltikleri derhal alabileceklerini söylerek şahıslardan çeltik aldıkları, bu kapsamda Manyas ilçesi Kızıksa Beldesinde bulunan katılan …’den de aynı şekilde 90.500 kg. çeltik aldıkları, çeltik parasının 14.000 TL’sini ödedikleri kalanını daha sonra ödeyeceklerini söyledikleri ancak ödemedikleri akabinde katılana … Gıda Tarım Ürünleri San ve Tic. Ltd. Şti adına senet verdikleri fakat senet bedellerini de ödemedikleri gibi kayıplara karıştıkları ve bu şekilde dolandırıcılık suçunu işledikleri iddiasıyla kamu davası açılmıştır.
2. Dosya kapsamına göre; 23.03.2009 tarihinde tescil edilen … Gıda Tarım Ürünleri San. ve Tic. Ltd. Şti.nin kurucu ortaklarının temyiz dışı sanıklar … ve … oldukları, …’nun söz konusu şirketi münferiden temsil ve ilzama yetkili olarak şirket müdürü seçildiği, 25.03.2009 tarihinde noterlikte düzenlenen vekaletname ile şirketin iş ve işlemleri konusunda sanık …’in … tarafından vekil tayin edildiği, şirket ana sözleşmesinde … yerine vekaleten sanık …’un isim ve imzasının bulunduğu, suça konu borçlusu … Gıda Tarım Ürünleri San. ve Tic. Ltd. Şti., alacaklısı katılan … olarak görünen 13.01.2010 keşide tarihli, 30.05.2010 ve 30.06.2010 vade tarihli 40.000,00 TL tutarındaki 2 ayrı bono ile 30.04.2010 vade tarihli ve 34.976,00 TL tutarındaki 1 adet bononun katılan tarafından söz konusu şirket aleyhine icra takibine konulduğu ancak tahsilat yapılamadığı anlaşılmıştır.
3. Sanıklar … ve … aşamalardaki savunmalarında özetle; yüklenen suçu işlemediklerini beyan etmişlerdir.
4. Temyiz dışı sanık … aşamalarda özetle; söz konusu şirketin sahiplerinin sanıklar … ve … olduğunu, 2009 yılının Nisan ayında sanıkların yanında çalışmaya başladığını, sanık …’in kendisine imzalattığı bazı belgeler ile adına şirket kurulduğunu, sanıklar … ve …’in Balıkesir ili … ilçesinde bulunan … Çeltik Fabrikasını kiraladıklarını, söz konusu şirketle ve şirketin faaliyetiyle alakasının bulunmadığını, sanıklar … ve …’in kendisini aldatıp kullandıklarını beyan etmiştir.
5. Temyiz dışı sanık … aşamalarda özetle; 2009 yılında sanıklar … ve …’in iş yerinde hamal olarak çalışmaya başladığını, sigorta işlemleri için bazı belgeleri imzaladığını, sanıkların yanında 3 ay kadar çalıştıktan sonra iş yerinden ayrıldığını, sonrasında şirket ortağı olduğunu öğrendiğini, şirketle ve şirketin faaliyetiyle alakasının bulunmadığını beyan etmiştir.
6. … Çelik Fabrikasının sahibi olan … … soruşturma aşamasında kolluk tarafından alınan ifadesinde özetle; 2009 yılının onuncu ayında sanıklar … ve …’in iş yerine geldiklerini, kendisini … isimli şirketin yetkilisi olarak tanıtan sanık … ile kira sözleşmesi imzaladıklarını ve sanıkların faaliyete başlayıp çeltik alımı yaptıklarını ancak bir süre sonra … ilçesinden kaçarak ayrıldıklarını beyan etmiştir.
7. Katılan aşamalarda özetle; sanıkların çeltikleri yükleyip …’deki fabrikaya götürdüklerini, kendisine 14.000,00 TL ödeme yapıp 114.976,00 TL tutarında 3 adet bono verdiklerini, söz konusu bonoların vadelerinin gelmesine rağmen ödenmemesi üzerine yapmış olduğu araştırmada sanıkların kendilerine ait olduğunu beyan ettikleri … Çeltik Fabrikasının yerinde başka bir firmanın Karacabey Çeltik Fabrikası adı ile faaliyet gösterdiğini, avukatı aracılığıyla icraya koydukları bonoları tahsil edemediklerini beyan etmiştir.
8. Mahkemece sanıkların yüklenen suçları işledikleri kabul edilerek mahkûmiyetlerine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
1. Dosya kapsamına göre, sanıklar … ve …’in iştirak iradesi içerisinde hareket ederek temyiz dışı sanıklar Mümin ve Şaban’ı aldatıp söz konusu kişilerin ortak olarak göründükleri şirketi kurup söz konusu paravan şirketi kullanarak katılana karşı şirket adına hareket ederek ticari faaliyetleri sırasında dolandırıcılık suçlarını işledikleri anlaşılmakla, 5271 sayılı Kanun’un 217 nci maddesine göre duruşmadan edindiği kanaate göre delilleri değerlendirip sanıklara yüklenen suçun sübutu yönünden vicdani kanıya ulaşan Mahkemenin kabulünde hukuka aykırılık bulunmadığından, Tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
2. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile aşağıda açıklanan ve Yargıtay tarafından düzeltilmesi mümkün görülen hukuka aykırılık dışında yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık … müdafii ve sanık …’in yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri reddedilmiştir.
3. Hükmün esasını oluşturan kısa kararda sanıkların kazanılmış hakları gözetilmeden uygulama yapılması ve sonrasında gerekçeli kararda sanıklar hakkında 1412 sayılı Kanun’un 326 ncı maddesinin son cümlesi uyarınca kazanılmış hakları gözetilerek sonuç cezanın belirlenmesi suretiyle çelişkiye neden olunması, hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde (3) numaralı bentte açıklanan nedenle Bandırma Ağır Ceza Mahkemesinin, 07.06.2017 tarihli ve 2016/44 Esas, 2017/191 Karar sayılı kararına yönelik sanık … müdafii ve sanık …’in temyiz istekleri yerinde görüldüğünden hükümlerin, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesi gereği gerekçeli kararın hüküm fıkrası ile uyumlu olacak şekilde kısa kararın hüküm fıkrasına (A) bendinin (b) sırasındaki paragraftan sonra gelmek üzere “Ancak Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 06/05/2015 tarih 2014/14715 E- 2015/24912 K sayılı ilamı doğrultusunda CMUK’un 326/son. (CMK’nın 307/4.) maddesi uyarınca yeniden verilen hüküm, önceki hükümle belirlenmiş olan cezadan daha ağır olamayacağından ve kazanılmış hak ilkesi de nazara alınarak, neticeten sanıkların ayrı ayrı 2 YIL HAPİS ve 20,000,00 TL Adli Para Cezası ile cezalandırılmalarına,” paragrafının eklenmesi suretiyle hükümlerin, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

27.04.2023 tarihinde karar verildi.