Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2021/13029 E. 2023/2265 K. 30.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/13029
KARAR NO : 2023/2265
KARAR TARİHİ : 30.03.2023

B O Z M A Ü Z E R İ N E

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2016/282 E., 2017/368 K.
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma
HÜKÜMLER : Beraat
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanıklar hakkında bozma üzerine kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir oldukları, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Seydişehir Asliye Ceza Mahkemesinin, 27.12.2011 tarihli ve 2011/146 Esas, 2011/334 Karar sayılı kararı ile sanık … hakkında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 155 inci maddesinin ikinci fıkrası, 43 üncü maddesi, 62 nci, 51 inci, 52 nci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkraları, 53 üncü maddeleri uyarınca 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası ve 2.080,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve 1 yıl 7 ay denetim süresine tabi tutulmasına; sanık … hakkında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 155 inci maddesinin ikinci fıkrası, 43 üncü maddesi, 52 nci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkraları, 53 üncü maddeleri uyarınca 1 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası ve 2.500,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
2.Seydişehir Asliye Ceza Mahkemesinin, 27.12.2011 tarihli ve 2011/146 Esas, 2011/334 Karar sayılı kararının sanıklar tarafından temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 15. Ceza Dairesinin 24.02.2016 tarihli ve 2013/25507 Esas, 2016/2084 Karar sayılı kararı ile katılan şirketin suç dönemine ait emanete alınan tüm yasal belge ve defterler üzerinde, yeniden denetime elverişli ve kapsamlı bilirkişi incelemesi yaptırılarak, sanık …’ın olaydan bilgi sahibi olduğu ifade edilen şirketin şefi … ile diğer çalışanlar ve mutabakat metinlerinde açık hesabın olduğu söylenilen büyük tutarda borçlu gösterilen müşterilerin bilgi ve görgüleri alındıktan sonra, tüm deliler birlikte değerlendirilerek, sanıkların hukuki durumlarının tayin ve tespiti gerekirken, eksik incelemeyle ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı şekilde karar verilmesi nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.
3.Seydişehir Asliye Ceza Mahkemesinin, 26.10.2017 tarihli ve 2016/282 Esas, 2017/368 Karar sayılı kararı ile sanıkların hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi gereğince beraatlerine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan vekili; usul ve yasaya aykırı hükmün bozulmasına ilişkin süre tutum dilekçesi sunmuş ancak gerekçeli kararın tebliğine rağmen gerekçeli temyiz dilekçesi sunmamıştır.

III. OLAY VE OLGULAR
1.Sanıklar … ile …’nin Seytek Gıda firmasında plasiyer olarak 2009 yılından beri çalıştıkları, çalıştıkları süre içerisinde çeşitli iş yerlerine mal satılmış gibi gösterip o iş yerinin adını kullanarak irsaliye düzenleyip, şirketin parasını üzerilerine geçirmek suretiyle,sanık …’nin 16.387,66 TL diğer sanık …’nın ise 71.434,91 TL şirketi zarara uğrattıkları anlaşılmıştır.

2.25.09.2017 tarihli bilirkişi raporunda; “zarara ilişkin olarak dosya içerisinde Türk Vergi Sisteminde belirtilen belgelerin ilgili defterlere kayıtlarının bordo/icmal şeklide toplu kayıt edildiğinden, cair hesapların ayrıntılı değil tek hesap altında toplu şekilde kayıt yapıldığından zararın tespiti konusu hakkında inceleme yapılması imkan bulunmamaktadır.” şeklinde rapor tanzim edildiği görülmüştür.
3.Mahkemesince, toplanan deliller, dinlenen tanıklar, dosya arasına alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ceza davalarında suçun sabit kabul edilebilmesi için tüm kanuni unsurlarının hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde kesin ve somut delillerle kanıtlanması gerektiği, sanıkların üzerlerine atılı suçlamayı kabul etmedikleri, sanıkların savunmalarının aksine üzerilerine atılı suçu işlediklerine dair mahkumiyetine yeter her türlü şüpheden uzak, kesin, somut ve inandırıcı delil elde edilmediği, şüphe bulunduğu, şüpheden sanık yararlanır ilkesi nazara alındığında, yüklenen suçun sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmaması gerekçesiyle sanıkların beraatine hükmedilmiştir.

IV. GEREKÇE
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Seydişehir Asliye Ceza Mahkemesinin, 26.10.2017 tarihli ve 2016/282 Esas, 2017/368 Karar sayılı kararında katılan vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden katılan vekilinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükümlerin, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

30.03.2023 tarihinde karar verildi.