Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2021/12992 E. 2022/7445 K. 27.04.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/12992
KARAR NO : 2022/7445
KARAR TARİHİ : 27.04.2022

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Resmi belgede sahtecilik, kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

Katılanın 07.03.2018 tarihli dilekçesinin temyiz talebi değil, temyize cevap niteliğinde olduğu anlaşılmakla, sanığın temyizine hasren yapılan incelemede;
1) Kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçundan kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde;
Uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında TCK’nin 53/3. maddesi uyarınca aynı maddenin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan hak yoksunluğunun, sanığın kendi alt soyu dışında kalan kişiler yönünden hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizliğinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte infaz aşamasında değerlendirilmesi mümkün görülmüştür.
Yargılamanın hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen hususların gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hukuka uygun yöntemlerle elde edilen delillerin değerlendirilerek fiilin sanık tarafından işlendiğinin tespit edildiği, suç vasfının doğru biçimde belirlendiği, cezanın kanuni takdir sınırlarında uygulandığı tüm dosya kapsamından anlaşılmakla, sanığın temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden hükmün ONANMASINA,
2) Resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, Mahkemenin oluşa uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, sanığın diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir, ancak;
a) Sahte kimlikle İzmir 8. Noterliğinde vekaletname düzenlenmesi şeklinde gerçekleşen eylemde; noter vekaletnamesinin “kanun hükmü gereği sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli olan belge” olduğu ve sanık hakkında TCK’nin 204/3. maddesinin uygulanması gerektiği gözetilmeden eksik ceza tayini,
b) 5237 sayılı TCK’nin 43. maddesinde, “değişik zamanlarda” ibaresine yer verilmiş olması nedeniyle, aynı zamanda düzenlenen belgeler nedeniyle zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanma olanağı bulunmadığı anlaşılmakla; suça konu plakalar, motorlu araç trafik ve tescil belgesi ile noter vekaletnamesinin farklı tarihlerde düzenlendiğine dair delil bulunmaması karşısında, 5237 sayılı TCK’nin 43. maddesinin uygulanma koşullarının oluşmadığı, ancak TCK’nin 61. maddesine göre belge sayısının temel cezanın belirlenmesinde dikkate alınması gerektiği gözetilmeden, bu madde uyarınca cezada artırım yapılması,
c) 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizliğinin, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, aleyhe temyiz olmadığından sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 27.04.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.